Birsen Altaylı

"Şu anda evlerinde bizim zorla tuttuğumuz bu ülkenin en az yüzde 50’si var" açıklaması da bu polemik esnasında yapıldı.

Her şey Reuters muhabiri Birsen Altaylı'nın şu sorusuyla başladı:

"Sayın Başbakan , geçtiğimiz hafta Gezi Parkı’nda başlayan olaylar sadece Türkiye kamuoyunda değil uluslararası kamuoyunda da hükümete karşı yükselen bir muhalefet gibi algılanıyor. Biz gazeteciler de ilk kez böyle bir şeye tanık oluyoruz. Özellikle sizin bu grupları tanımlarken, bu eylemleri tanımlarken bir ideolojik şey içine sokmanız ve toplumdaki hareketi küçümser tavırda olmanızın kitleleri daha fazla öfkelendirdiği ve onları daha fazla provoke ettiği yönünde yorumları var. Siz buna katılıyor musunuz? Bunlara ilişkin herhangi bir yumuşatıcı bir tavır içine girecek misiniz? Diğer sorum da aşırı güç kullandığını söylediğiniz polisle ilgili herhangi bir önlem alacak mısınız?"

Ve işte o andan itibaren dünya tarihinde (belki de) bir ilk yaşandı.
Bir ülkenin başbakanı, bir muhabirle olmeiğe girip tıpkı bir televizyon moderatörüyle tartışıyormuş gibi tartışmaya başladı...
Gelecekte birçok soruşturmada "kanıt" olarak kullanılacak olan; "Şu anda evlerinde bizim zorla tuttuğumuz bu ülkenin en az yüzde 50’si var" açıklaması da bu polemik esnasında yapıldı. 
Ve...

Birsen Altaylı sorduğu soruya aldığı cevapla; twitter’da 195 olan takipçi sayısını 97 bin 130’a yükseltti.
Bu takipçi patlaması o kadar çok şeyi anlatıyor ki; anlayana...
Hem sorduğu sorular ve hem de twitter’da 195 olan takipçi sayısını 97 bin 130’a yükselten Birsen Altaylı için "kazandı" diyoruz.