'Bırak yüzleşmeyi de, önce bu soruya cevap ver!'

Ahmet Kekeç, Radikal yazarı Murat Yetkin'in 28 Şubat yazısını diline doladı: "Bırak yüzleşmeyi de, önce bu soruya cevap ver!"

GAZETECİLER.COM - Star yazarı Ahmet Kekeç, Murat Yetkin'in dün Radikal'de kaleme aldığı 28 Şubat yazısını "Öyle bir yazı ki, insanın, 'Aman kalsın, sen yüzleşme' diyesi geliyor." diyerek diline doladı.

"Aman kalsın! Sen yüzleşme!" başlıklı yazısında Kekeç, "28 Şubat darbesinde günahı olduğunu düşünen gazeteciler, tek tek günah çıkarmaya başladılar." yazdı ve şöyle devam etti:

PİŞMANLAR RESMİ GEÇİDİ

"Bunun samimi bir "yüzleşme çabası" olduğunu düşünüyorum.

İsmet Berkan, mesela, "Asker bizi kullandı, dolduruşa geldik" mealinde şeyler yazdı.

(...) Şu sıra, "pişmanlar resmigeçidini" izliyoruz.

Pişman olmayanlar da var... Kuyruğu dik tutmak adına 28 Şubat sürecinde yaşananların doğru olduğunu savunanlar... Dezenformasyon yaparak, ortada bir suç bulunmadığına kitleleri (tabii bu arada savcıları) inandırmaya çalışanlar...

Biri, "28 Şubat kararlarının altında Başbakan Erbakan'ın ve bugünün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de imzası var" yalanına sarılmıştı. (...)

MURAT KARDEŞİMİZ YÜZLEŞME ÇITASINI YÜKSELTTİ

Bir yüzleşme girişimi de, dün, Radikal yazarı Murat Yetkin'den geldi.

Murat kardeşimiz yüzleşme çıtasını biraz daha yükseklere taşıyor. Daha doğrusu, yüzleşirken meydan okuyor.

Ne yalan söyleyeyim, Murat Yetkin'in girişteki iddialı ve bir o kadar da delişmen cümlelerini okuyunca, "Herhalde itiraflarıyla aklımızı tavana fırlatacak... Bu meydan okuyan tavrıyla, gazetecileri kullanan generallere unutamayacakları bir etik dersi verecek" diye düşündüm.

Murat Yetkin, generallere değil, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'a meydan okuyor... "Bir kısım medya" ifadesini kullandığı için de suçluyor...

AMAN KALSIN SEN YÜZLEŞME

Erbakan "bir kısım medya" demeseymiş, kendileri de generallerin peşinden koşmazmış... Generaller tarafından dışlanmadıkları için bir kısım etkinliklere katılıyorlarmış, hiç düşünmeden brifinglere gidiyorlarmış, özel haberler yapıyorlarmış, vs...

Öyle bir yazı ki, insanın, "Aman kalsın, sen yüzleşme" diyesi geliyor.

Murat Yetkin'in 28 Şubat'taki rolü nedir, bilmiyorum.

İhtimal ki, haber kaynağı olarak gördüğü generallerle ilişkisini sürdürmüştür.

Suç değil, ayıp değil...

YÜZLEŞMEYİ BIRAK DA BU SORUYA YANIT VER

Fakat, Özden Örnek'in günlüklerinde geçen bir "hadise" var ki... Mutlaka yüzleşmeli, gerekirse özür dilemelidir.

Hadise şu:

Murat Yetkin, 2004 yılında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ü arıyor ve şu müjdeyi veriyor: "Elimde bir haber var... Hükümeti sıkıntıya düşürmek için bunu baş haber yapacağım..."

Hilmi Özkök'ün cevabı şu: "Eline ne geçecek?"

Evet Murat, eline ne geçecek? O haberi manşet yapsaydın eline ne geçecekti? Dahası, hükümeti sıkıntıya düşürecek haberleri generallerle paylaşmak nasıl bir gazeteciliktir?

Daha doğrusu gazetecilik midir? Bırak yüzleşmeyi de, önce bu soruya cevap ver!