Bırak bulsunlar belâlarını!...
Canlarını ve mallarını Miltiades ve Temistokles’in zekâları ve kahramanlıkları sayesinde kurtaran Atinalılar önce övdüler bu iki kahramanı…
İzninizle bugün çok eskilere gitmek istiyorum, çookkk…
Birçoğunuz az sonra anlatacaklarımı hatırlayacaksınız…
Ama kim bilir kaç yıl geçti okuduğunuzun üzerinden…
Hani, Atina’yı bir türlü işgal edemeyen ve her yaptığı girişim bazen hava muhalefeti, bazen de Atinalıların kahramanlıklarıyla püskürtülen Pers Kralı Dara’nın köle tutup onlara her gün üç kez (yemek sırasında) “Ey Efendim!.. Atinalıları unutma” dedirtişi gibi…
Ben de son günlerde yaşadıklarımdan sonra bazı şeylerin hiç unutulmamasını istiyorum...
Persler, Atina’yı işgale kalkıştıklarında önce Miltiades isimli bir kahramanın zekâsını ve kahramanlığını alt edemediler...
Sonra da Temistokles isimli bir kumandanın savaş zekâsına yenildiler…
Bu iki kahraman, Atina’yı Perslerin yıkıp, yakıp yok etmesinden kurtardı…
Yüzbinlerce Atinalının hem canlarını hem de mallarını adeta bağışladı…
Peki sonra ne oldu?..
Her “iyiliksever, sadakat sahibi diğerkâm” kahramanların başına gelenler, bu iki kahramanın da başına geldi…
Canlarını ve mallarını Miltiades ve Temistokles’in zekâları ve kahramanlıkları sayesinde kurtaran Atinalılar önce övdüler bu iki kahramanı…
Hatta heykellerini diktiler…
Ama sonra?..
Sonra haklarında binlerce dedikodu üretip, ürettikleri o dedikodularla yargıladılar iki kahramanı…
Öldürmediler ama sürüm sürüm süründürdüler…
Evet efendim…
“Demokratik Açılım” gibi bir siyasi riski göze alıp da siyasi geleceğini şimdiden tehlikeye atan Başbakan Erdoğan’a getireceğim sözü…
Kendisini pek sevmem…
O da bana bayılmaz zaten…
Ama…
Hükümeti ve Erdoğan’ı öven tek satır yazım olmamasına rağmen elektronik posta kutuma “Erdoğan Yalakası” diye küfürler yağdıranların düzeysiz mektuplarını okudukça, Tayyip Erdoğan'ın aslında nasıl da "doğru" yolda olduğunu görüyorum…
Görüyorum ama sonra da tarihi hatırlayıp onun adına üzülüyorum…
İnsanoğlu hiç değişmedi…
Değişen teknoloji sadece…
İnsan ruhu, hasetliği, iyilikleri cezalandırma huyu hep aynı…
Ecevit’in son günlerini hatırlayın…
“Kıbrıs Fatihi” Karaoğlan'ın düştüğü durumu…
Ne pisliği, yıkanmadığı kaldı…
Ne “vatan hainliği”…
Sonra da % 1.5 oyla adeta aşağılandı…
Ecevit’i kahraman yapan da aynı halktı…
Seksen yaşında başbakan yapan da ve…
Tarihin karanlık dehlizlerine acımadan fırlatıp atan da…
Ah be Erdoğan!..
Sanıyor musun ki her gün ölen askerlerimizin yerini yüzleri gülen askerler ve aileleri alacak diye alkışlanacaksın…
Belki bir süre…
Sonra yapmadıklarını bırakmayacaklar sana...
Gel yol yakınken vazgeç bu sevdadan…
Bu insanlar için risk almaya değmez...
Dön evine, torunlarınla oynaş…
Onları sev, öp, okşa…
Bırak bu millet hak ettiği belâyı bulsun…
Adnan Berk Okan
adnanberkokan@gmail.com