Bir zamanlar ona da avantacı derlerdi...

Uzun yıllar suçlandığı “Avantacı” olmakla sıfatlandırıyor o güzel insanları…

Bir zamanlar (Gençliğinde) medya dünyamızda “Avantacı” denildiğinde ilk olarak akla Hıncal Uluç gelirdi…

Ve bendeniz...

Hıncal Usta'nın davetli gittiği yerleri yazmasını, okurlarını o güzelliklerden haberdar etmesini alkışlayanlardandım...

*

Kim bilir kaç meslektaşım beni “Hıncal’a yalakalık” yapmakla suçlamıştı o yıllarda…

Ama…

Umurumda bile olmamıştı…

Davetleri ve davetlere katılan gazetecileri, yazarları yaptıkları haber ve yazdıkları yazılar nedeniyle desteklemiştim…

*

Bugün de aynı fikirdeyim…

Ama…

Hıncal Usta çok değişti…

O artık; gittiği lokantayı, gördüğü sergiyi, İzlediği filmi, konakladığı oteli yazan meslektaşlarına “Hanutçu” gözüyle bakıyor…

*

Yani…

Uzun yıllar suçlandığı “Avantacı” olmakla sıfatlandırıyor o güzel insanları…

*

Hiç unutmuyorum…

Hıncal Usta, kendisine “Avantacı” diyenlere mealen şöyle derdi:

“Yahu ben ya da bir başka arkadaşım, kalemini bir yemeğe, bir konser biletine satacak kadar ufak insanlar mıyız?.. Utanın yahu!”…

*

Belli ki o günlerde “utanın yahu” dediğini hatırlamıyor…

*

NOT:

Hıncal Usta’nın davetlisi olarak katıldığı şirketlere düzdüğü övgülerin pek çok örneğini verebilirim…

Ama o zaman da onunla polemiğe girmiş gibi olurum…

Ki bunu yapmam, yapamam…

Usta’yı “samimiyetle” sevenlerden biri olduğumu kimse bilmese bile, sevgili karım ve iki çocuğumuz bilir…

Amacım, meslektaşlarımın; “kalemini bir yemeğe, bir konser biletine satacak kadar ufak insanlar” olmadıklarına olan inancımı sizlerle paylaşmak…

KEŞKE ÖMER ÇELİK KEŞKE…

AB Bakanı Ömer Çelik Hakk’ın rahmetine kavuşan meslektaşımız Akif Emre şöyle dedi:

“İddialı fikirlerin öfkeyle değil zarafetle ifade edilebileceğini, fikir namusunun kavgayla değil incelikle olabileceğini gösterdi…”

*

Keşke herkes…

Keşke hepimiz…

İddialı fikirlerimizi öfkeyle değil zarafetle ifade edilebilsek…

*

Keşke herkes…

Keşke hepimiz…

Fikir namusunun kavgayla değil incelikle olabileceğini göstersek cümle âleme…

*

Keşke…

Keşke…

Keşke…

EN BASİT GERÇEK

“Şimdi bi ufak olsa da demlensem” diye düşünmek insanı sarhoş etmez…

Yani…

Rakıyı düşünmek değildir insanı sarhoş eden…

*

Ne var ki…

Hukukçularımıza işte bu en basit gerçeği bir türlü anlatamıyoruz…

*

“Madem sen suç olan bir eylemi düşündün o halde eyleme geçeceksin” deyip tutuklayıveriyorlar insanı…

KENDİ DEĞİL, YERİNE GEÇTİĞİ ŞEYDİR...

Coen kardeşlerin yönettiği Yüce Sezar'ı izleyenler hatırlayacaktır.

Film içinde filmlerden oluşan harika bir mizahtır.

*

Filmde Hobie Doyle (Alden Ehrenreich) sinema dünyasının en başarılı kovboy karakterlerinden birini oynayarak “Haklı” bir şöhrete kavuşmuştur.

Yapımcı Eddie Mannix (Josh Brolin) onu, bir aşk filmi çekmekte olan yönetmen Laurence Laurentz’e (Ralph Finnes) önerir…

Doyler romantik bir adamı oynayacaktır…

*

Gelin görün ki…

Hem sesi ve hem de telaffuzu çok kötüdür Doyle’un…

Ve…

Çekim “sesli” yapılmaktadır…

*

Başaramaz Doyle…

Çünkü o sadece kovboyu oynayan aktördür...

Çünkü o kendi değil, yerine geçtiği şeydir...

*

Benim canım meslektaşlarım…

Benim güzel kardeşlerim…

Lütfen kendiniz olun...

İnanın o zaman çok daha renkli...

Ve hatta...

Derinliği bile olan biri olduğunuz görülebilecektir...

YA SİSTEME UYUM SAĞLAYIN…

Ey iş insanı!..

Diyorum ki:

“Dert etme… Yeni sistemde yarın, bugünlerden çok daha güzel olacak…”

*

Çünkü…

*

- Bir demokraside yürütmenin başını doğrudan halk seçiyorsa ve bunun için halkın en az % 50 + 1 kişisinin oyu gerekliyse…

- Bir demokraside bakanlar kurulu seçim sandığından çıkmıyorsa…

- Bir demokraside bakanlar kurulunun güvenoyu sorunu yoksa…

- Bir demokraside bakanlar kurulunun gensoru korkusu yoksa…

O ülkede “popülizm” bitmiş demektir…

*

Ey iş insanı!...

Ahbap-çavuş sisteminin zengin ettiği işadamı tipi bundan böyle ayakta kalamaz…

*

Ey iş insanı!...

Siyasetçi-bürokrat arasında üçüncü ortak olmayı başarmış…

Ve…

İlk ikisinin desteğini arkasına alarak hazineyi soyup servet edinmiş iş adamı tipi bitmek zorunda…

*

Ona göre ya sisteme uyum sağlayın ey iş insanı!..

Ya da işlerinizi uyum sağlayabilecek olanlara devredin…