Bir reklam arası lütfen
Değil mi ki sizin gerçeğiniz var olan tek gerçektir… O halde… Ona inanmayan herkes ya yalancı ya maksatlı ya vicdansız ya da cahildir.
İnançlarınızın sorgulanmasına kızar mısınız?...
Kızarsınız…
*
Peki…
Sadece inançlarınızla yarattığınız doğrularınıza göre yaşamak ister
misiniz?...
İstersiniz…
*
Son bir soru daha…
Genellikle o doğruları sizinle paylaşan insanlardan mı seçersiniz
dostlarınızı?..
O kişilerden seçersiniz…
*
Ve haliyle…
Bu doğrular toplum içinde ne kadar değişirse değişsin, başkalarının
doğruları
genelde umurunuzda bile olmaz…
Daha ziyade…
“Kendi doğrularıyla bana yanlış yapmasınlar da” diye düşünüp
çıkarsınız için
içinden değil mi?..
*
Uzaktan rahatsız bile olsanız, fazla kışkırtılmadıkça uzak kalmayı
yeterli bulur;
“Bana uzak, Allah’a yakın olsun” veya “Canları cehenneme”
deyiverirsiniz olur
biter.
ÇÜNKÜ…
İnanç çeşitliliği en fazla “saygı duyduğunuz” veya “hoşgörü
gösterdiğiniz” bir
şeydir.
Hoşgörünüzden duyduğunuz övünçte ezici bir küçümseyiş bile olsa,
“evet” dersiniz,
“onlar da böyle işte…”
*
Ama…
İş doğrudan gerçeklere geldiğinde, onları tartışmazsınız bile…
Zira…
Mutlaka “çok güvenilir” bir dayanağınız
vardır.
Başkalarının bu dayanağı kabul etmemeleri sizin için öyle
anlamsızdır ki…
Bu üst bilinçsel koşul üzerinde anlaşamadığınız kimselerle
konuşmayı bile zül
addedersiniz.
MESELÂ…
“Tanrı” sizin için bir gerçek ise…
Tanrı’ya inanmayan biriyle peygamberler üzerine konuşmayı beton
gibi nafile
bulursunuz. (Tabii “Adamı imana getirirsem cihattan sayılır, sevaba
girerim” gibi
mücahit beklentileriniz yoksa...)…
*
Ya da…
Kurtuluş Savaşı’nı Padişah Vahdettin’in bizzat desteklediğine dair
okuduklarınız,
size Nutuk’ta belgelenenlerden daha “hakiki” geldiyse…
Su katılmamış bir Kemalist ile “fikir teatisinde” bulunmaya gerek
görmezsiniz.
KEZA…
11 Eylül saldırılarında eşini kaybetmiş bir Katolik iseniz de
bilinçli bir Arap ile
terörizmi tartışmazsınız bile...
*
Canlı yayınlanan tartışma programları izlerken takım tutar gibi
taraf olursunuz.
Ve…
“Temsilcinizden” sunacağı gerçeklerle, diğerinin
gerçeklerini alt etmesini
beklersiniz.
*
Değil mi ki sizin gerçeğiniz var olan tek gerçektir…
O halde…
Ona inanmayan herkes ya yalancı ya maksatlı ya vicdansız ya da
cahildir.
*
Hem şuncacık bir gerçeği dahi bilmeyen biri, nereye kadar doğru
fikir yürütebilir ki?
Bak ne diyor kitap!
Ama bu kitapta da diyor ki...
Bir reklam arası lütfen...
AYŞE ARMAN
KAZANDI
Eğer bir ülkenin durumunu anlamak istiyorsanız kadınların
yaşamak zorunda
kaldıklarına bakın