Bir kerecik delikanlı ol Emre Aköz!..

Demek ki sana göre, statükoyla mücadele eden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan

ADNAN BERK OKAN

Yahu Emre (Aköz) kardeş!..
Bir kerecik delikanlı ol be!..
Bir kerecik kendini "Genç bir üniversite talebesi" olarak hayal et...
Yaşın itibariyle "Savaşma - Seviş" kuşağından olabileceğini sanmıyorum ama belli ki pasif bir öğrencilik geçirmişsin...
Belli ki sınıfının "Şaban"larındanmışsın...
"Yapma aabi yaaa öğretmen görecek!" diyen statükocu korkaklardan yani...
"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın"cılardan...
Yani...
Delikanlılık yaşayamayanlardan...

Demek ki sana göre, statükoyla mücadele eden Deniz Gezmiş, Hüseyin

Sol Kemalistlerin olduğu her yerde postal sesi duyulur

Çarşamba akşam haberlerinin flaş konusu kısaca 'Mülkiye' diye bilinen AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki olaylardı.
Bildiğiniz gibi, "Anayasa" temalı konferansa Burhan Kuzu ve Süheyl Batum davetliydi.
Salona hâkim olan Sol Kemalistler önce laf atarak, suçlayarak, sözünü keserek Batum'u konuşturmadılar.
O kadar rahatsız ettiler ki sonunda Batum bu yaptıklarının faşistlik olduğunu söyledi. O gittikten sonra sıra Burhan Kuzu'daydı. Anlaşılan öğrencilerin asıl hedefi oydu. Tartışmayı filan bir yana bırakıp Kuzu'yu yumurta yağmuruna tuttular.
Birçok TV kanalı ve yorumcu, iki olayı aynı kaba koyarak değerlendirdi.

Emre Aköz'ün makalesinin tamamını
İnan ve Yusuf Aslan "idam edilmeyi" hak etmişlerdi..
Öyle ya...
Polis tekmesiyle bebeğini düşüren üniversiteli kızımız gibi onlar da yaptıkları eylemin cezasının "idam" olduğunu bilmeliydiler...
Madem biliyorlardı ne demeye çıkmıştılar ortaya?..

Sevgili Emre;
Ben ki idam edilen o üç delikanlı ile asla aynı siyasal görüşte olmadım...
Hatta onlar Komünizm ya da Sosyalizm mücadelesi verirken ben 2. Şube'de "Liberalistim" dediğim için çift yumruk yiyenlerdendim...
Çünkü Tokat'lı şişman polis Komünizm - Sosyalizm duymuştu da "Liberalizm" diye bir anarşizm(!) duymamıştı...
Haliyle Komünist iki arkadaşıma tek "tokat" bana ise "çift yumruk"...

Yahu Emre sen belli ki Liberal de değilmişsin...
Olsaydın, delikanlı da olurdun...
Protesto, hele silâhsız protesto Liberal felsefenin temel direklerinden biridir...
Ama sen "ne işiniz vardı oarada?" diye sorarken (tipin de benziyor) bizim kuşağa 12 Mart 1971 öncesi dönemin İçişleri BakanFaruk Sükan'ı hatırlatıyorsun...

Diyeceksin ki?..
Ya da diyebilirsin ki?..
"Madem solcu değildin neden arkadaşların Komünist ya da Sosyalist'ti?.."
Haklısın...
Ama hele bir dinle...
Ben ve arkadaşlarım için öncelik, "Müzik"ti..
Çünkü hem üniversite öğrencileriydik hem de orkatramızla ekmek parası kazanıyorduk...
Sosyalizm ve Liberalizm ise siyasi renklerimizdi...
2. Şube'de ne işimiz mi vardı?..
Frukolar (Toplum Polisi) Taksim Meydanı'nda koşuşan herkesi toplarken bizi de (genç, delikanlıydık ya) alıp götürmüştü...

Hâsılı Emre...
Çok fazla "fanatik" olmamakla birlikte harika delikanlılık yaşadık...
Düşmanımız ise Statükocu Devlet ve Faşist Siyasal iktidardı...
Yani senin bugün olduğun gibi statükodan ve polisten yana değildik...

Not: Yahu şu "Kemalizm" bahanesiyle Mustafa Kemal'le uğraşmaya mecbur musun?..
Hem nereden çıkarıyorsun o protestocu gençlerin "Kemalist" olduklarını?..
Alınlarında yazıyordu da tek sen mi okudun?..

adnanberkokan@gmail.com