Bir BARIŞ fırsatı nasıl uçtu?...
Ercan Saatçi veya Metin Özülkü değildi… Ben, “bu kabul edilemez edepsizlikten bir BARIŞ çıkarılabilir mi?”
ADNAN
BERK OKAN
Kimisi olayı
saptırdı...
Kimisi küfürbazlara destek
verdi...
Kimisi ise iki kişiden yola
çıkarak işi “Fenerbahçe Düşmanlığı”na taşıdı…
Bu arada; çok satan ve kendilerini “Büyük” diye tanımlayan
gazetelerin internet siteleri, gözlerini kapayınca kendisinin de
görünmediğini zanneden çocuklar gibi yaptılar ama…
Ama…
Cin
şişeden çıktı…
Oysa...
Ercan
Saatçi ile Metin Özülkü’nün Galatasaray’a
yönelik küfürlü hakaretlerini yayımlamazlarsa kimsenin haberi olmaz
zannettiler…
Kimileri de, “Onlar, bir buçuk yıl
önceki görüntüler” diyerek küfürleri neredeyse “edilmemiş” gibi
göstermeye çalıştı…
Tipik Emin Oktay
zihniyeti…
“Neden?” sorusuna cevap vermek
yerine, “ne zaman?“ sorusunun cevabını
arıyorlar…
Ertesi gün de Akşam ve Gazete
HT’den başka olayı haber yapan medya kurumu yoktu…
Ama sonra gördük ki; network isimli o muhteşem bilgi
ağı hepsini sardı sarmaladı…
Bunun üzerine artık görmezden,
duymazdan gelemediler…
Bu kez de; Galatasaray’a edilen
küfürlerden söz etmeden, sadece Ercan Saatçi’nin özür dileyişlerini
duyurdular okurlarına…
Okurlarının “aptal” olduklarına o
kadar inanmışlardı ki; “Biz Ercan Saatçi’nin özür dilediğini
yazalım ama neden özür dilediğini anlatmayalım nasıl olsa merak
etmezler” diye düşündüler…
Ama her bir okurun, kendilerinden
daha “zeki” olduğunu unutmuşlardı…
Ve…
Network’ün muhteşem özgürlüğünü ve
iletişim gücündeki hızını düşünememişlerdi…
Network’ü da “matbaa”
zannettiler…
Bugün bas; yarın oku…
Oysa network; her
milimetre karesi madeni iplerden örülmüş bir
ağdır…
Bir ucundan elektrik
verdiniz mi bütün hücreleri en uç noktaya kadar aynı anda o
elektrikle yüklenir…
Bugün hepsi Ercan Saatçi ve Metin
Özülkü’yü temize çıkarma çabası içindeler…
Kimisi ise o görüntüleri sızdıranı
yakalarlarsa, küfürlerin ortadan kalkacağına inandırmışlar
kendilerini…
Tıpkı, darbeci zihniyetin, darbe
planını sızdıranı bulunca darbe meraklılarının birden demokrat
kesileceklerini sanmaları gibi…
Oysa ne büyük bir fırsatın
kaçtığını göremiyorlar…
Evet…
Haberi bulup GAZETECİLER.COM’da
ilk yayımlayan benim…
Daha ilk dinlediğimde hedefim;
Ercan Saatçi veya Metin Özülkü değildi…
Ben, “bu kabul edilemez
edepsizlikten bir BARIŞ çıkarılabilir mi?” diye
düşünmüştüm…
Eskilerin, "Her şerde bir hayır vardır" deyişini
kanıtlamak gibi bir şey...
Fenerbahçe
Kulübü’nün yapacağı bir açıklama ile Ercan Saatçi
ve Metin Özülkü’yü kınayacağı; “Varlığımızın temel
sebeplerinden biri olan şanlı rakibimiz Galatasaray’a, kendi
aralarında bile olsa böylesine düzeysiz şekilde küfür edenler
Fenerbahçeli olamazlar" diyeceğini
ummuştum…
Yanılmışım…
Fenerbahçe de network’ün gücü
karşısında pes etmişti ama küfürbazları “kınamak” yerine,
“görüntüleri sızdıranı biliyoruz, cezasını vereceğiz”
demişti…
Peki ya Galatasaray yönetimi ne
yaptı?..
Pardon?..
Galatasaray’da “yönetim” var
mıydı?..