Bilmem anlatabildim mi dostum?
İster Boğaziçi’nden mezun olsun bir futbol yorumcusu, ister ODTÜ’den… Genetik yapısı gereği yine küfredecektir.
Ertuğrul Özkök bugünkü
Hürriyet’te “Basın tribününde kaç
Boğaziçili, kaç ODTÜ’lü
var?” başlığı altında yayımlanan yazısında basın
tribünlerindeki kaliteyi sorguluyor.
Şöyle başlıyor yazı:
“Yeni tribün sosyolojisi, yeni bir içerik
talebi yaratmış, yeni içerik de spor yazarı profilini
değiştirmiştir. İngiltere’de
futbol yazarları artık Oxford ve Cambridge’den mezun olmaktadır.
Türkiye’de şu soru er veya geç
sorulacaktır: Şu an basın tribününde kaç
Boğaziçili, kaç ODTÜ, Koç,
Sabancı mezunu var?”
*
Sevgili
Özkök…
Unutma ki İngilizler “yerleşik”, Türkler
“göçmen”…
Göçmenler yerleşiklere göre
daha atak, daha cesur, daha gözü kara ve fakat bir o kadar da “kaba”
ve “küfürbaz” oluyor…
Yerleşikler ise daha sabırlı, daha çekingen, daha ölçülü ve bir o kadar da “Nazik,
sakin”…
*
Yani
Ertuğrul’cuğum…
İngiltere’de nezaket sahibi olmak için ille de
kaliteli bir üniversiteyi
bitirmek
yetmiyor…
Türkiye’de ise “kaba, küfürbaz, kibirli”
olmak için genetik yapı
yeterli…
*
Yani dostum…
İster Boğaziçi’nden mezun olsun bir futbol yorumcusu,
ister ODTÜ’den…
İster Koç Üniversitesinden alsın
diplomasını…
İster Sabancı’dan…
Genetik yapısı gereği nasıl olsa
küfredecektir…
Genetik yapısı onu nasıl olsa hakaret etmeye sürükleyecektir…
*
Sevgili
arkadaşım…
Bütün bu sosyolojik gerçeklere
rağmen…
Futbol yorumcularının:
Nezaket sahibi olmalarını…
Küfürsüz, hakaretsiz yazmalarını…
90 dakikadan fazla yüksek tempoda ter akıtan o insanların
emeklerine saygı duymalarını isterim…
Bütün benliğimle bunu temenni
ettiğimi de yakın çevrem bilir…
*
Ama be
Ertuğrul…
Sen bugüne kadar şapı döverek şeker elde
edildiğini gördün mü?..
Ve
meselâ…
Hıncal
Uluç’un geçen günkü
SABAH’ta “İki
korkak!.. Bir eyyamcı” var. Futbol yok!.” Başlığıyla yayımlanan futbol yazısını okudun
mu?..
O satırları yazan kişi bu ülkenin en kaliteli
okullarından biri olan Siyasal Bilgiler Fakültesi
mezunu…
Bilmem anlatabildim mi değerli dostum?..
TEK KADIN PARTİSİ…
“Kara Mizah” gibi ülkeyiz
valla…
Şuraya
bakar mısınız?..
“Tek Adam Partisi” diye eleştirdikleri Ak Parti’ye muhalefet yapmak için kurulan parti
“Tek Kadın” partisi…
Her
ne kadar adı konsa da kamuoyu, parti için “Meral Akşener’in
partisi” diyor…
*
Partinin adı
“İYİ”…
İyi
güzel ama “İ”ler
“Y”nin çatallarına
bitiştirildiğinde Meral’in
baş harfi “M” çıkıyor
ortaya…
HELE DUR KIZ HELE DUR…
Erdoğan’ı eleştirmek için “çok ağır konuşuyor efendim… Bir kadın ne de olsa daha nazik olur” diyorlardı Akşener’in “kadın” olduğuna işaret ederek…
*
Ohoooo…
Akşener daha baskın…
Asıyor, kesiyor, kovalıyor,
gömüyor…
“Hain” diye bağırıyor…
*
Hele dur kız hele dur…
Sen
bir “küçük hamfendüsün” diyeydi sana verilen destek…
Ne
bu şiddet bu celâl?..
Böyle gidersen…
kaybedersin ha…
O
ZİHNİYET ŞART
Amacım TOBB Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu ve üyeleri incitmek
değil…
TÜSİAD
Başkanı Erol Bilecik ve
üyelerine yalakalık yapmak ise aklımın ucundan
geçmez.
Ancak…
*
Türkiye’nin küresel piyasalarda
rekabet edebilmesi için sadece “çalışkanlık” ve “üretim” yetmez…
TOBB üyelerinin de TÜSİAD üyeleri kadar değilse bile onlara yakın
ölçekte demokrasi, hukuk, insan hakları ve yönetim zihniyetine sahip olmaları
şart…
BU İKİ
SORUNUN CEVABI TARTIŞILIYOR.
Bir ülke halkının çoğunluğunun sorumsuzluğu ve bağnazlığı yüzünden o ülkenin şeriat devleti olmasına kayıtsız kalınabilir mi?..
*
Bir ülke halkının çoğunluğunun sorumsuzluğu ve ezikliği yüzünden o ülkenin komünist olmasına seyirci kalınabilir mi?.
*
Günümüz Batı demokrasilerinde
artık bu iki soruya verilecek cevap tartışılıyor.
Yani…
Demokrasiyi korumak, insan haklarını
korumanın önüne geçti…
Ya da geçmek üzere…
GÜNAYDIN ATİLLA…
“Ben içeride bir felsefe buldum kendime, ailenizden, sevdiklerinizden daha önemli bir şey yok. 1 milyon 700 bin takipçim var, verdiler gazı, en son Silivri'yi boylattılar bana, o yüzden onların hepsi sanal yani."…
*
Cezaevinden tahliye edilen
şarkıcı Atilla Taş söylüyor
bunları…
Ben
de kendisine “Günaydın” diyor, soruyorum:
Değerli kardeşim…
Bunu
anlayabilmen için bir yıl hapis yatman mı gerekiyordu?..