Bildirici 400 vekil haberini yazdı: Hata varsa bilmek okurun hakkı!
Bildirici, gazetesinin Erdoğan'ın konuşmasını "Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Dağlıca açıklaması: "400 milletvekili alınsaydı bunlar olmazdı" başlığı ile twitter'da hızlı olmak için düşülmüş bir hata olarak yorumladı.
"Hata varsa bilmek okurların hakkıdır" diyen Bildirici, gazetesinin Erdoğan'ın konuşmasını "Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan #Dağlıca açıklaması: "400 milletvekili alınsaydı bunlar olmazdı" diye yayımlayan gazetesini eleştirdi.
"Hürriyet internet, Erdoğan'ınsözlerinin önemini fark edip, hızla başlığa çıkararak gazetecilik refleksi sergiledi." diyen Bildirici sözkonusu başlığı, twitter'da hızlı olmak için düşülmüş bir hata olarak yorumladı.
Bildirici gazetesinin hatasını, "internet gazeteciliğinin hızlı hareket etme zorunluluğu, böyle bir yanlışa gerekçe olamaz. Bunun kasıtlı bir hata olduğunu düşünmüyorum. Bu örnekte bilgiyi bir an önce okurlara ulaştırma çabasından kaynaklanan bir yanlış söz konusu." şeklinde yorumladı.
İşte Bildirici'nin Hürriyet'in üç günde iki kez basılmasına, taşlı sopalı saldırılara uğramasına yol açan o haberi ile ilgili yazdıkları:
Hiçbir haber, hiçbir başlık, "Madımak gibi yakacağız"
nidaları eşliğinde bir gazeteye saldırıp, kırıp dökmenin gerekçesi
olamaz. Ama maalesef Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sözleriyle
ilgili olarak internette atılan bir başlık ve bir tweet gerekçe
gösterilerek, Hürriyet'e saldırıldı. Hem de iktidar partisinden bir
milletvekilinin içinde bulunduğu AKP yanlısı bir grup
tarafından...
HATA VARSA BİLMEK ÖNCE OKURUN
HAKKIDIR
Biz gazeteciyiz. Bu karanlık tabloya rağmen, geriye dönüp
saldırıya gerekçe yapılan haber ve başlıkla ilgili durum muhasebesi
yapmak durumundayız. Hata varsa bunu bilmek öncelikle
Hürriyet okurlarının hakkı. Bu yazıyı da okurları
bilgilendirmek için yazıyorum.
O başlık ve haber yanlış mıydı? Bu soruyu yanıtlamak için önce,
pazar akşamı yaşananları kısaca özetlemem gerekli. Cumhurbaşkanı
Erdoğan ile ATV-A Haber ortak yayınında yapılan söyleşi,
Dağlıca'daki terör saldırısıyla başladı. Sunucu Melih Altınok,
saldırı hakkındaki değerlendirmesinin hemen ardından Erdoğan'a
özetle şu soruyu yöneltti:
"... Sizin bir metro açılışında kullandığınız, seçim
öncesinde söylediğiniz '400 vekil istiyorum' sözünüzün bu çatışmalı
ortama geçilmesinde etkili olduğu söyleniyor. Ne diyorsunuz bu
eleştiriye?"
Son derece yerinde bir soruydu bu. Altınok, gündemdeki bir
eleştiriyi ekrana taşıyarak, Erdoğan'a bu eleştiriyi yanıtlama
olanağı vermiş oldu. Erdoğan'ın yanıtı aynen şöyleydi:
"Tabii bunu anlamak mümkün değil. Yani bu 400 hedefini
gösterme, aslında yeni bir Anayasa'nın inşası noktasında, yani
böyle bir hedefi hangi parti alırsa alsın bu yeni anayasayı inşa
edebilsin, kurabilsin. Bu yeni Anayasa ile birlikte de Türkiye'de
atmak istediğimiz Yeni Türkiye adımını rahatlıkla atabilelim. Buna
yönelik bir hedeftir bu.
Tabii buna yönelik hedefin yanında şunu da görmek lazım.
Parlamentoya girme gayreti içerisinde olanların, parlamentoya 80
milletvekiliyle girdikleri halde, parlamentoda daha zayıf oldukları
dönemde olmayacak kadar bu dönem içerisinde yaptıkları tahribatı ne
ile izah edeceğiz?
Biliyorsunuz, biz 6-7-8 Ekim olaylarını yaşadık. Ardından bir
Suruç olayını yaşadık, Diyarbakır olayını yaşadık. Burada başka
yerlere fatura kesmenin anlamı yok. Bunlar hep bir dayanışmanın,
bir yardımlaşmanın neticesinde en azından ülkemizde terör belasının
estirilmesinden başka bir şey değildi. Bu terörü estirmek suretiyle
buradan rant elde ediyorlar. Yaptıkları şey hep bu. Eğer 400
milletvekilini alabilecek veya bir Anayasa'yı inşa edebilecek
sayıyı bir siyasi parti yakalamış olsaydı, durum bugün çok daha
farklı olurdu."
Bu mesajın ardından Twitter'da, Hürriyet'in başlığının yanlış
olduğu, Erdoğan'ın sözlerinin "provoke edildiği" tweet'leri
başladı. Saldırgan ve hakaretamiz tweet'lerin artması üzerine de
Hürriyet'in tweet'i silindi; sitede ilk birkaç dakika içinde
konulan haber ve video yenilendi.
O sırada program devam ediyordu. Altınok, reklam arasından sonra
Hürriyet'in internet sitesinin "400 milletvekili olsaydı" sözlerini
çarpıttığını savunarak, Erdoğan'dan bu konudaki sözlerine açıklık
getirmesini istedi. İlk bölümü kendim deşifre etmiştim, Erdoğan'ın
bu yanıtını Anadolu Ajansı'ndan aldım. Erdoğan, özetle şu yanıtı
verdi:
"... Orada Türkiye'deki yeni bir anayasanın, Türkiye'deki yeni bir yapılanmanın gereği için böyle bir parlamento tablosuna ihtiyacımız olduğunu açıkladım. Yaptığım iş budur ve bunun hedefi nedir? Bunun hedefi siyasi istikrardır. Kararlı bir yönetimdir. Ne oldu? Sandıktan böyle bir tablo çıkmadı. Böyle bir tablo çıkmayınca... Bakın bu süreç içinde 7 Haziran'dan bugüne ülkemizde bir kaos ortamı oluşmuş oldu."
Erdoğan, bununla da kalmadı; Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan ve Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök ile ilgili ağır hakaret ve aşağılama dolu ifadeler kullandı.
Şimdi soralım. "400 milletvekili alınsaydı" ne olacaktı, ne
olmayacaktı? Erdoğan'ın neyi kastettiğini kendi sözlerinden
uyarlayarak açıklayayım:
1- Yeni Anayasa ile Türkiye'de atmak istediği
adımları rahatlıkla atabilecekti.
2- 7 Haziran'dan bugüne ülkemizde oluşan kaos
ortamı olmazdı. Terör belası estirilemezdi.
Görüldüğü gibi, Erdoğan, Dağlıca'daki terör saldırısı için
"400 milletvekili alınsaydı bunlar olmazdı" demiyor; zaten
bu sözler o konudaki soruya yanıt da değil. Ama Erdoğan bu sözleri
daha geniş anlamda, 7 Haziran'dan bu yana yaşanan bütün terör
olayları için kullanıyor; 400 milletvekili alınsaydı bu
saldırıların olmayacağını savunuyor. Unutmayalım, nihayetinde
Dağlıca'daki de Erdoğan'ın kastettiği bu terör saldırılarından
biri...
Ancak yine de gazetecilik, bu nüansı görmeyi gerektiriyordu.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan #Dağlıca açıklaması: "400
milletvekili alınsaydı bunlar olmazdı" başlığı ise aradaki farkı
yansıtmıyordu.
Ayrıca ilk haberde, Erdoğan'ın Dağlıca hakkındaki açıklamasının ardından Melih Altınok'un "400 milletvekili" konusundaki sorusuna yer verilmemişti. O zaman "400 milletvekili" konusundaki sözleri de Dağlıca için söylenmiş görünüyordu. Bu haliyle tweet gibi haber de problemliydi. Nitekim sonra yenilenen haberde bu soru eklendi; Erdoğan'ın yanıtı da tam metin olarak verildi. Doğrusu da buydu; ilk baştan da böyle yapılmalıydı.
HIZ, YANLIŞA GEREKÇE OLAMAZ
Hürriyet internet, Erdoğan'ın "400 milletvekili alınsaydı bu kaos ve terör ortamının olmayacağı" anlamına gelen sözlerinin önemini fark edip, hızla başlığa çıkararak gazetecilik refleksi sergiledi.
Ama internet gazeteciliğinin hızlı hareket etme zorunluluğu,
böyle bir yanlışa gerekçe olamaz. Bunun kasıtlı
bir hata olduğunu düşünmüyorum. Bu örnekte bilgiyi bir an önce
okurlara ulaştırma çabasından kaynaklanan bir yanlış söz
konusu.
Bu karanlık tabloya rağmen Hürriyet'e düşen, saldırılara
aldırmadan, baskılardan yılmadan haberciliğe devam etmek.
Bırakın, iktidara yakın kimi medya kuruluşları, Erdoğan'ın
"400 milletvekili alınsaydı" yaklaşımını görmezden gelsin ve
Hürriyet'e yönelik kırıp dökmeli, bayrak yakmalı saldırıya gerekçe
uydursun.