Bengisu Karaca’nın referansı: Dilek Yaraş
Bengisu Karaca, Dilek Yaraş’ın makalesini de referans göstererek, HSYK’da sürecinden ötürü hükümeti zem eden çevreleri eleştiriyor…
GAZETECİLER.COM - Hatırlayacaksınız…
GAZETECİLER.COM, Can
Dündar’ı, Milliyet’te 23.07.2009 tarihinde
“Evet oydu!” başlığı altında yayımlanan yazısı dolayısıyla
alkışlamıştı.
Yazarlarımızdan Dilek Yaraş da
Can’ın o yazısını “Milât” olarak ilân etmişti dün…
Nihal Bengisu Karaca, Dilek
Yaraş’ın makalesini de referans göstererek,
HSYK’da yaşanan olaylardan ötürü hükümeti zem eden çevreleri
eleştiriyor…
Okuyalım:
Siz devletin derin, seri ve pişkin
olanını mı seviyorsunuz?
SAYGIN gazetecilerin fikri takibi
ve anıları, Ergenekon hâkimi ve savcılarının değiştirilmesi için
kararname hazırlayan HSYK üyesi Ali Suat Ertosun'un elinin değdiği
yerde yangın çıkaran bir bürokrat olduğunu deşifre etti. Normal
şartlarda ortalığın yıkılmasını, herkesin şöyle bir titreyip
dönecek yer aramasını gerektiren bir olay dizgesi mevcut. Ama
medyanın ağababaları haber refleksinden uzaklaştıkları, askeri
sivil bürokraside kendine uygun bulduğu dalga boyunda siyaset yapma
peşine düştükleri için, konuyla ilgili yorumlar onların yandaş ilan
ettiği gazetelerde yer alıyor sadece. Normal şartlarda bu hadiseyi
görmemek, hiçbir yandaşlığın gerekçesi olmazdı.
Ama belki de, bu tür medya için
hiçbir zaman, normal şartlar diye bir şey olmadı.
Hadise şudur: Taraftan Alper
Görmüş, Özdemir Sabancı cinayetinin sorumlusu olarak Afyon
Cezaevi'nde bulunduğu sırada konuşmak isteyen fakat bu talebi resmi
makamlarda makes bulmayan Mustafa Duyar hakkında Can Dündar'a
soruyor.
Diyor ki, Mustafa Duyar'ın görüşme
isteğine olumlu yanıt veren ve kendisiyle röportaj yapmak için
ilgili bakanlığın iznini temin ettiği halde bu görüşmeyi bir türlü
gerçekleştiremeyen Can Dündar'a engel olan şahıs, o sıralarda Ceza
ve Tevkifevleri Genel Müdürü olarak görev yapan Ali Suat Ertosun
muydu? Can Dündar'dan yanıt geliyor: "Evet oydu!" (23.07.2009 /
Milliyet).
Dündar'ın röportaj için uğraştığı
günlerin akabinde Mustafa Duyar hapishanede öldürülüyor. Ertosun'un
emriyle Afyon Cezaevi'ne nakledilen Ergin kardeşler tarafından...
Ertosun bununla yetinmiyor, cinayeti gerçekleştiren Ergin
kardeşleri temizlemesi için bu kez de Alaattin Çakıcı'nın
adamlarının naklini sağlıyor. Ergin kardeşler tuzağı anlıyorlar,
çıkardıkları isyan sırasında kameralara bağıran Nuri Ergin, "Bu
devlet bana Mustafa Duyar'ı öldürttü" diyor, tahminen bu ifşaat
hayatta kalmasını sağlıyor. Nitekim kimse olayı kurcalamıyor. Doğan
Medya'nın amiral gemisinde, Mustafa Duyar cinayetiyle ilgili olarak
her nedense "tutuklandıktan sonra kendilerini Afyon Cezaevi'ne
naklettiren Karagümrük çetesi" ifadesi kullanılıyor (16.02.1999/
Hürriyet). Mehmet Altan, bir çetenin nasıl olup da kendi kendisini
nasıl naklettireceğini, bu haberi kaleme alan Hürriyetçilerin
aklından neler geçtiğini sorgulamış haklı olarak
(19.07.2009/Star).
CAN DÜNDAR'A DA LOLO
MU?
O DA MI 'YANDAŞ'?!
Gazeteciler.com yazarı Dilek
Yaraş, Dündar'ın yazısını milat ilan etmiş.
En hafifiyle bir hayli önemli
bilgiler sunuyor Dündar. Tuhaf olan şu ki, bu "bildiklerimizi
hatırlayalım ve hatırlatalım" faaliyetinin gayet verimli sonuçları
Can Dündar'ın yazdığı gazetede de, gazetenin ait olduğu medya
grubuna mensup ürünlerin herhangi bir yerinde de karşılık
bulamıyor. Hadi Star'ı ve Tarafı "yandaş" diye kodladınız, orada
bıraktınız, "kale bile almıyorsunuz" ve bundan çok mutlusunuz; iyi
de, Can Dündar'a sağır kalmak sizi bile bozmaz mı? Gayet laik, bir
açıdan Kemalist ve Milliyet'te yazan bir adam söz konusu... Yoksa
yandaşlar Kemalizm'e sızdı, vatandaş ne diyeceğini şaşırdı durumu
mu var?
"Çok korkuyorum Ferit" sendromu
mu?
Latifeyi geçelim, acı gerçeğe
taslayalım: Hükümet tarafından haksızlığa uğradıklarını düşünen ve
bu nedenle hükümeti onay verdiği, yanında durduğu, savunduğu her
işlem ve olayı kullanarak küçük düşürme saikiyle hareket eden
medya, yandaş olmakla itham ettiği medyada yer alan
bilgileri/haberleri görmemeyi, yokmuş gibi davranmayı marifet
addediyordu, şimdi bunu kendinden olana da yapıyor,
yapacak...
• Gelelim madalyonun öbür yüzüne.
Bugün Ertosun'un Ergenekon sanığı ile görüntülenmiş olmasını mesele
yapan bazı kimseler de var ki, onlar aynı şahsı "Hayata Dönüş"
operasyonları nedeniyle taltif etmişler,
kahramanlaştırmışlarcı.
Hatırlanacağı gibi, 2000 yılında
aynı anda 20 cezaevine baskın yapılarak F tipi hücre sistemine
karşı çıkan mahkûmlara karşı Hayata Dönüş adı verilen bir operasyon
yapılmıştı; karşılıklı çatışma, polis tarafından kullanıldığı
ortaya çıkan kimi zehirli gazlar dolayısıyla 30 kadar mahkûm
ölmüştü. Hatta bazı mahkûmların diri diri yandığı anları televizyon
ekranlarından naklen izlemiştik. Bugün devletin darbecilerden
temizlenmesini ve hukukun üstünlüğünü savunduklarını söyleyenler
arasında, Ertosun'un 2004'teki Ödüllendirilmesini tasdik edip
onaylayan, alkışlayan gazeteciler var.
YANİ...
Bugün Ertosun'a karşı olanların
bir kısmı dün Hayata Dönüş "cinayetleri" işlenirken Ertosun'a karşı
değildiler, onu tebrik ediyorlardı.
Bugün Ertosun'a toz kondurmama
gayreti içinde olanlar da, dün Ertosun'u eleştirmişler de ama
efendim bugün HSYK yıpranmasın diye bu tutum içine girmiş
değiller.
LAKİN...
Fakat bu durum böyle diye, bazı
kimselerin hassasiyetleri hep konjonktürel oluyor diye, Ergenekon
iddianameleri ile ortaya saçılan gerçekleri, yakın tarihe yapılan
sondajlarla birbirine bağlanan vahim noktaları/adamları görmezden
gelme eğilimine girmek de vicdanlı bir tutum değil.
NİTEKİM...
Bu bağlamda HSYK Başkanvekili
Kadir Özbek'in, çalışmaların eleştirilmesi karşısında küplere binip
Ali Suat Ertosun'un saygınlığından ve kişiliğinden bahsetmesi, çok
kızdığı sözlerin sahibi Bekir Bozdağ'ı haklı çıkarmakta. AK Parti
Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, HSYK'yı halka "tuz bile koktu"
izleniminin verildiğinden bahisle eleştirmişti. Bu ağır bir ifade
olabilir. Ama cevap olarak yaptığın z, hakkında ağır iddialar
bulunan bir bürokratın saygınlığından bahsetmek oluyorsa, bu
kurumun söz konusu ithamı hak ettiğini
düşündürtürsünüz.
Hadi tuz kokmamış olsun, ama
Özbek'in ifadeleri bir çürüğün bir çuval inciri ne hale getirdiğine
resimaltı olmuştur çoktan...