Ben medya patronu olsam...
Medya patronu olsam… Reklam verenlerin de desteğini alarak, entelektüeller için yayın yapan bir TV kanalı açar, gazete yayımlarım…
Ey medya patronları!..
Neden entelektüeller için de TV kanalı açmıyorsunuz?..
*
Kabul…
Popüler kanallarınız kadar çok sayıda izleyiciniz olmaz…
*
Tamam…
Entelektüeller, popüler kanalları izleyenler kadar uzun süre
oturmazlar o “sihirli” cam kutunun karşısında…
Ama…
*
Oturdukları zaman da “Reklâmlar” yazısını görünce hemen uzaktan
kumandaya uzanmazlar…
*
Harcama kültürleri de gustoları da popüler kanal izleyicilerinden
çok daha yüksektir…
İyi müşterilerdir yani…
Dönüşleri de muhteşem olur…
*
Ve ey siz reklâm verenler!..
Sizin için piyasada kişi başına tüketim oranının yüksekliği ve
kalitesi önemli değil mi?..
*
Popüler kanalda 100 izleyicinin tüketim harcamasının, entelektüel
kanaldaki bir izleyicinin tüketim harcamasına ancak karşılık
geleceğini bilmiyor olabilir misiniz?.
*
Medya patronu olsam…
Reklam verenlerin de desteğini alarak, entelektüeller için yayın
yapan bir TV kanalı açar, gazete yayımlarım…
EY İDEOLOG GAZETECİ
YAZAR!..
Halkını mı çok seviyorsun ideolojini mi?..
Ülkeni mi çok seviyorsun kişisel nefretini mi?.
Çıkarlarını mı daha çok seviyorsun öfkeni mi?.
*
Eğer…
Halkını, ülkeni ve çıkarlarını daha çok seviyorsan?..
Sana ne ülkeyi kimin yönettiğinden?..
*
Ülkenin iyi yönetilip yönetilmediğiyle ilgilensen daha doğru değil
mi?..
Ülkeni yönetenler doğru yaptığında destek olup onlara moral
versen…
Yanlış yaptıklarında kırıp dökmeden, incitmeden eleştirsen
billurların mı dökülür?...
TUZ
KOKMAMALI…
Ahmet Taşgetiren bugünkü STAR'da "Berberoğlu kararı provokasyon
mu?" başlığı altında yayımlanan makalesini şöyle
bitiriyor:
"İnsanlar, yargılanmak üzere
huzuruna çıkacakları yargıçtan emin değillerse ya da elinde silah
operasyon yapan emniyet mensuplarından... İş çok sıkıntılı bir
noktaya gelmiş demektir. Tuz kokmamalı."
*
Taşgetiren, FETÖ belâsını ilk
fark edip dönemin Başbakanı Erdoğan ve Ak Parti Hükümetinin yanında
duranlardan...
Taşgetiren aynı zamanda, Ak Parti
Hükümeti evrensel hukuk kurallarından saptığında da ilk
uyaranlardan...
*
Taşgetiren’in yazısını okuduktan sonra ben de hukuk ve yargı
bağımsızlığı üzerine yazmak ihtiyacını hissettim…
Buyurun okuyun lütfen…
YANİ
CANIM ARKADAŞIM…
Sevgili arkadaşım…
Yargısı bağımsız ve tarafsız olmayan…
Kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulanmadığı…
Yargıç ve savcıların Devlet güvencesinden mahrum olduğu ülkelere
küresel sermaye gelmez…
Küresel sermayenin gelmediği bir ülkenin ekonomik gelişmişliğini
sağlayamayacağı ise aşikâr…
*
Yani canım arkadaşım…
Türkiye’nin ekonomik büyümesini aksatmadan sürdürmesinin şartları
belli:
- Hukukun üstünlüğü ilkesine sadakat…
- Kuvvetler Ayrılığı İlkesine itaat…
- Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına iman…
*
Topluca söylersem:
Tam demokrasi…
HİÇ Mİ
GİTMEZLER KABRİSTANLARA?..
İlk bayram namazımı ilk okul birinci sınıftayken kıldım…
İlk kabir ziyaretimi de o gün yaptım…
Babacığımla (Allah mekanını cennet emiştir inşallah) kabristana gittiğimizde henüz
14 yaşındayken kaza sonucu ölen amcamın mezarını ziyaret etmiştik
sadece…
Büyük babalarım ve büyük annelerim de yaşıyorlardı…
*
En son kurban bayramında kabristana gittiğimde ise…
Yaşlandığımı anladım…
Babacığım merhum dâhil onlarca kabir ziyareti yapmadan
çıkamadım…
*
Dedelerim, babaannem, anneannem, dayılarım, halam, babamın
amcaları, babamın dayısı; “çok erken” kaybettiğim kuzenlerim…
*
Savaş emri veren…
Terör yaparak masum insanları katleden şu insanlar, hiç mi
gitmezler kabristanlara?..
Hiç mi gelmez ölüm akıllarına?..
Hayret yani…
Hayret…