"Belma Akçura kovuldu mu" polemiği sürüyor...
Hürriyet Ombudsmanı Faruk Bildirici ile Milliyet yazarı Özay Şendir arasındaki "kovuldu" polemiği "düzeltmelerle" devam ediyor...
Faruk Bildirici'nin "Belma Akçura'nın iki aydır yazıları yayınlanmıyor" yazısı üzerine başlayan "kovuldu mu" tartışması yeni bir polemiğin de fitilini ateşledi...
Milliyet yazarı Özay Şendir, Faruk Bildirici'nin "Belma Akçura kovuldumu" diye yazı yazdığını belirtip, "Milliyet'in künyesine bakmak ya da Akçura'ya telefon açmak yerine "Acaba kovuldu mu?" diyerek işin kolayına kaçtığını ve hayal kırıklığı yarattığını" yazdı..
Özay Şendir'in bu yazısını alıntılayan Faruk Bildirici de bir twit atarak "Ben 'Belma Akçura kovuldu mu?' diye yazmadım, 'iki aydır yazıları yayımlanmıyor' dedim. Düzeltme bekliyorum" dedi ve Özay Şendir'i "düzeltme" yapmaya çağırdı.
Faruk Bildirici'nin pazartesi günü attığı twite Özay Şendir bugün köşesinden cevap verdi...
Faruk Bildirici'nin istediği düzeltmeyi yapan Özay Şendir, Faruk Bildirici'yi isim vermeden Hürriyet'in eski röportajcısı İzzet Çapa'nın ortaya attığı ve Cengiz Semercioğlu'na yönelik iddialarla ilgili de meslek etiği açısından birşeyler yazmasını istedi.
İşte Özay Şendir'in bugünkü yazısı:
SENİ KIRMAK İSTEMEM FARUK ABİ
Yazıyorum, siliyorum sonra bir daha yazıp bir daha siliyorum. Normal bir durum bu, insanın eli gitmiyor sevdiği ve saydığı isimleri kıracak cümleler kurmaya. Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, geçtiğimiz pazartesi bir tweet atarak “Ben ‘Belma Akçura kovuldu mu?’ diye yazmadım, ‘İki aydır yazıları yayımlanmıyor’ dedim. Düzeltme bekliyorum” diye yazdı.
Tanışıklığımız vardır, istese özelden yazabilirdi ama o herkese açık bir mesaj yazmayı tercih etti. Gelenektir ya, köşede başlayan tartışma köşede sürer, ben de öyle yapacağım. Faruk Abi isteğinde haklı, hemen düzeltiyorum söylediği şeyi. Ancak şimdi benim de kendisinden bir ricam olacak.
“Aynı kulvarda kalem oynattığım meslektaşlarımın gazetecilik yapamaz hale getirilmeleri” cümlesi var ya, ben de o cümle için düzeltme rica ediyorum.
Sonuçta Milliyet Okur Temsilcisi Belma Akçura, geçirdiği ameliyat ve yazdığı kitaptan dolayı köşesinin boş kaldığını açıkladı. Yani ortada gazetecilik yapamaz hale getirilmiş bir okur temsilcisi yok.
En azından Milliyet için durum bu. Gelelim ana konuya: Faruk Bildirici de yılların tecrübesiyle, bir kişi hakkında yazı kaleme alırken onunla konuşmanın gazetecilik etiğinin gereği olduğunu gayet iyi bilir, sanırım burada düzeltilmesi gereken bir nokta yok.
Faruk Abi, son bir haftadır bir sürü medya sitesinde yer alan, tamamı Hürriyet’i ilgilendiren, gazetecilik etiğiyle ilgili konularla ilgilenmek, dürüstlüğünü bildiğim kalemine daha çok yakışıyor bence...