Belge ve Altan kimin danışmanı olacaktı?
Yeni Harman dergisi Mart sayısında sayısında arşivleri açtı. Bundan tam 18 yıl önce yaşanan ilginç bir olayı günümüze taşıdı.
Yeni Harman dergisi Mart sayısında sayısında arşivleri açtı. Bundan tam 18 yıl önce yaşanan ilginç bir olayı günümüze taşıdı.
Yıl 1993. Tansu Çiller çiçeği burnunda başbakan.
Tempo Dergisi, aydınlara bir şaka yapıyor.
Çiller'in sekreteri gibi arayan gazeteciler Murat Belge, Mehmet
Altan ve Fehmi Koru'ya Çiller'in danışmanlığını teklif ediyor.
Ne cevaplar alıyorlar dersiniz?
Fehmi Koru: "Ben gazeteciyim, devletle çalışmak gibi bir
düşüncem yok. Bu tür görevler devlet hizmetinde bulunanlara,
kendisini bu işe hazırlamış olanlara teklif edilir"
cevabıyla teklifi reddediyor.
Murat Belge ise şöyle cevap veriyor: "Tabii, tabii. Böyle
bir şey istenirse ben memnuniyetle yaparım. Görüşebiliriz. Olur
görüşelim. Eğer benim becerebileceğim bir şey ise yapmak isterim
tabii."
Mehmet Altan'ın cevabı da ilginç: " Böyle bir teklife
itirazım yok. Çünkü ben zaten profesyonel danışmanım, işim bu
profesör olarak, yazar olarak."
Marks'ın "tarihte tesaduf yok" lafını hatırlarsak eğer Çiller gerçekten Altan ve Belge'ye Mümtazer Türköne'nin yerine danışmanlık teklif etseydi, iki liberal bugün "kurşun atan da yiyen de şereflidir" sözünün mucidi olur muydu dersiniz?