Bekir Hazar'ı neden hücreye koydular?

Yenişafak yazarı Bekir Hazar'ı neden hücreye attılar? Hücrede neler yaşadı? Artık televizyonlarda nelerin konuşulmasını istiyor?

Yenişafak yazarı Bekir Hazar'ı neden hücreye attılar? Hücrede neler yaşadı? Artık televizyonlarda nelerin konuşulmasını istiyor?

12 Eylül'de üniversiteyi kazanamamıştım...
Dört öğrenci arkadaşla bir evde kalıyordum...
Bir sabah alıp bizi götürdüler Balat karakoluna...
Sabaha kadar sidik kokulu merdiven altı bir hücrede sekiz kişiyle tuttular...
Ayakta sabahladık hücrede...
Yer yoktu birbirimize yapışıktık.
Ramazandı oruçluyduk...
Sabahın köründe Gayrettepe'ye götürdüler...
Bir odaya atıldık...
Saray gibi geldi bana... Betona yatıp uyudum.
Gürültüden uyandığımda 100 kişinin sığacağı odada 150 kişi vardı...
Yapışıktı hepsi... Ve askeri cemselerle devamlı birileri geliyor, iterek tazyikle sığılmayan odaya sığdırılıyordu...
Yağmur gibi adam yağıyordu...
Sorguya aldılar bizi... Ne iş yapıyorsun dediler...
Arkadaşlarım "Öğrenciyiz" deyince normal karşılandı...
Bana gelince sıra "İşçiyim" dedim..
"Hah işte bundan korkacaksın. Bu herifi iyi araştırın" dedi sorgucu...
Araştırdılar, bulamadılar hiçbirşey... Çünkü yoktu...
O günleri hiç unutmadım...
Ve darbeye doğru giderken, öldürülen arkadaşlarımı...
Ölen binlerce genci de...
Hadi gelin bunları unutalım...
Herşeyi unutalım...
Asılan Başbakanları unutalım...
Asılan Başbakan'ın eşinden istenen idam ipi ücretini unutalım...
Asılan bakanları unutalım...
Darbeleri, sokaklarda gezen tankları unutalım....
Yaşı büyütülerek asılanı unutalım...
34 kişinin öldüğü 1 Mayısları...
Maraş katliamlarını...
Madımak'ın perde arkasını....
Turgut Özal suikastını...
Rahip Santaros cinayetini...
Malatya'da kitabevinde kafası kesilenleri...
Hrant Dink suikastını...
Hepsini unutalım...
Türkiye'deki binlerce faili meçhul cinayeti...
Ve onların geride kalan gözü yaşlı yüzbinlerce eş-dost-arkadaş, akrabasını, çoluğunu, çocuğunu unutalım...
Abdi İpekçi'nin eşinin gözyaşlarını unutalım...
Uğur Mumcu'nun yakınlarının acısını unutalım...
Polis binalarına lav silahından atılanları...
Ve ölen polisleri...
Ağlayan yakınlarını...
Unutalım...
Denizlerde, tarlalarda, denizaltılarda bulunan silahları, bombaları, onların nerede kimler için kullanılacağını unutalım...
Cumhuriyet gazetesina atılan bombaları...
Danıştay saldırısı ve cinayetini...
Görmezden gelip, unutalım...
PKK sınırlardan nasıl uyuşturucu sokuyor, kimleri kullanıyor, nasıl dünyanın dört bir yanına bu topraklar üzerinden eroin gidiyor?...
Unutalım...
Baronları unutalım...
Baronlara yardım edenleri unutalım...
Susurluk'ta yakılan mumları, evlerde söndürülen ışıkları unuttuğumuz gibi...
Herşeyi...
Ama herşeyi unutalım...
Gerilim yaşamayalım...
Laylaylom yaşayalım...
Deriin bir oooh çekelim...
Deriiin deriiin...
Ecevit gibi solcu bir Başbakan "Ergenekon var" dedi ama...
Gelin Solcu Baykal gibi hep beraber Ergenekon'un avukatı olalım...
Geride binlerce faili meçhul ceset var...
Bir Aysberg duruyor ortada...
Eşi,dostu, anası, babası, oğlu, kızı öldürülen yüzbinlerce vatan evladını...
Gelin bir ülke olarak hepsini unutalım...
Gelin televizyon programlarında Aysbergi unutmaya ve kapatmaya devam edelim...
Ekranlarda her zaman olduğu gibi...
Kartoponu konuşalım...
Gelin kartopu oynayalım...
Kartopu oynamayı...
Asla unutmayalım...
Kar topu...
Yumuşacık...

Bekir Hazar/Yenişafak