Bekir Coşkun'dan bir Kürt yazısı
Türkiye kritik bir süreçten geçerken, köşe yazarları damardan girmeye başladı. Bekir Coşkun'un ki de öyle bir yazı...
GAZETECİLER.COM - Köşe yazılarında hep
aynı konu... Türkiye'nin geldiği kritik nokta ve yaşadığımız
Türk-Kürt kavgası... Bu yazılar içinde bugün okumanızı önereceğimiz
yazı Habertürk'den Bekir Coşkun'a ait...
Damardan giren bir yazı...
İçimize dokunan bir nokta...
Bekir Coşkun Kürt arkadaşını kaleme aldı ve bakın neler
yazdı;
"Ben çok küçüktüm, UrfaKanlıavşar'da nahiye müdürüydü babam. Köyün
hemen dışındaki lojmanın önündeki koca siyah kayalıkların arasında
tek arkadaşım vardı;
Kır bekçisinin oğlu Keko Ali...
Keko Ali Kürt'tü, başında kenarları sarı iplikle süslenmiş bir
külahı vardı, kopuk kopuk hatırlıyorum.
Babam, "Arada bir öyle canhıraş çığlık atardın ki, seni yılan-akrep
soktu sanıp koşardık" diye anlatırdı.
Herkes "Ne oldu?" diye başıma üşüştüğünde yanıtlarmışım ben: "Keko
Ali kaçtı..." Ben onu sevsem de muhtemelen Keko Ali benden sıkılır,
Kürt arkadaşlarına kaçardı...
Sonraları Keko Ali kaçmasın diye külahını alıp cebime sakladığımı
anlatırdı babam...
Televizyonda polislere taş atan, taş atarken ayakları yerden
kesilen o minik çocuğu her görüşümde Keko Ali geliyor aklıma.
Muhtemelen o yaşlardaydı.
Aynen öyle, kenarı sarı ipliklerle süslü bir beyaz külah vardı
başında.
O benden kaçıyordu...
Ben ağlıyordum...
Herkesin Keko Ali'si var.
Bir dost, bir ahbap, bir iş ortağı, okul ya da askerlik arkadaşı,
komşu, belki akraba, hatta sevgili, eş...
Bir araştırmaya göre Türkler ile Kürtleri ayırırsanız, 700 bin
evlilik bitiyor, 35 bin şirket parçalanıyor...
Ama daha önemlisi dostlarımızı, arkadaşlarımızı, akrabalarımızı,
sevdiklerimizi, eşlerimizi kaybediyoruz..
Her birimizin yüreğinde bir Keko Ali var ve her birimizin cebinde
bir Keko Ali külahı...
Onları seviyoruz.
Onları kaybetmek canımızı yakar...
Ama şu pis oyunlar...
Şu geri zekâlılık...
Şu pis politikalar, şu aptal ve basiretsiz politikacılar... Ve şu
eli kanlı-silahlı kötü insanlar yüzünden, Keko Ali kaçarsa...
Ben yine ağlarım...