Bekir Coşkun'dan askere muhtıra sitemi...

Genelkurmay'ın sert bildirisine konu olan Bekir Coşkun, köşesinde suçlamaları red ederken "şaşkınım, bu benim ilk muhtıram" dedi...

GAZETECİLER.COM
Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun, Genelkurmay'dan gelen bildiriye köşesinden yanıt verirken "şaşkınım" dedi, suçlamaları red etti. Coşkun, "bu benim ilk muhtıram" dediği yazısında hem sitem etti hem dalgasını geçti.

Kamuoyunda yer yer muhtıra olarak yorumlanan bildiride ismi verilmeden hedef alınan Bekir Coşkun, orduyu pasiflikle suçlamıştı. Askerden gelen sert bildiriye Başbakan da tam destek verirken Coşkun'u suçlamıştı. Coşkun, bildirideki iddiaları red ederken Genelkurmay'a sitem etti:

"...televizyonlarda olmadık hakareti, saldırıyı, suçlamayı “tahrik” saymayan Genelkurmay Başkanlığı’nın, benim fıkramsı bir pazar yazımı “tahrik” saymasını anlayamadım..."


İşte Coşkun'un "Nasıl Muhtıra Yedim?" başlıklı yazısı:

Bize “Asker yanlısı darbeci” diyen yandaşın yüzü geliyor gözümün önüne...

Şaşkın...

Tek gözü kapalı...

Dudakları uzayıp uzayıp kısalıyor...

Genelkurmay’ın bize “muhtırasını” onaylasa statükodan yana olacak... Onaylamasa bizden yana olacak...

Ağzının yarısı açılıp açılıp kapanıyor...

Ama ses çıkmıyor...

*

Doğrusunu isterseniz ben de şaşkınım...

Hiç “muhtıra” yememiştim, “muhtıracı” olarak...

*

Muhtıramda diyor ki:

“... Başta ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tarihe mal olmuş asker kişilerin de şerefle taşıdıkları askeri unvanları bile seviyesizce alay konusu yapmak... . ”

(... . ... . )

Oysa Atatürk sevdam yüzünden başım dertte ya...

Yüzlerce Mustafa Kemal sevdası yazısını silip attılar yani...

*

Muhtıramdan yine:

“Dünyanın en disiplinli ordusu olarak gösterilen ordumuzda disiplini zedelemeye kalkmak... ”

(... . ... )

İyi de “dünyanın en disiplinli ordusunun” yarısı darbe yapmaya kalkmak suçundan hapiste... Önceki Genelkurmay Başkanı silahlı terör örgütü kurmaktan, kuvvet komutanları hükümeti devirmeye teşebbüsten, ordu komutanları darbe planlamaktan içeride...

Ordunun en gizli belgeleri medyadan medyaya, Fatih Altaylı’nın dediği gibi tekerlekli bavullarla taşınıyor...

Disiplini ben bozdum yani?..

*

Muhtıramdan:

“TSK’yi ve onun değerli mensuplarını tahrik etmeye çalışmak... ”

(... . ... )

Oysa askerlerin siyasete bulaşmalarına ne kadar karşıysam, TSK’ye saldırılmasını ve askerlerin küçük düşürülmesi çabalarını da o kadar istemem...

O askerler bizimdir...

Sınır dağlarında her gün canlarını verirken, onlara minnet duymak yerine, gururlarının kırılmasını, suçlanmalarını, kirli siyasetin elinde ezilmelerini de kabul edemem...

Onun için zaten; televizyonlarda olmadık hakareti, saldırıyı, suçlamayı “tahrik” saymayan Genelkurmay Başkanlığı’nın, benim fıkramsı bir pazar yazımı “tahrik” saymasını anlayamadım...

*

Olsun...

Bizler; itildik, sürüldük, vurulduk, hapishanelere kapatıldık, yakıldık, yandık...

Ama çocuklarımızın; yeryüzünün özgür, alnı açık, mutlu, gururlu, uygar, çağdaş birer bireyi olarak büyümelerini isteriz, onlar yanmasın...

Ve tek gücümüz var:

Yüreğimizdeki vatan sevdası...