Bekir Coşkun

Cumhuriyet

"Ben demokratım onlar darbeci!" diye düşünen ve buna samimiyetle de inanan sevgili meslektaşım elini, sahip olduğa inanmak istediğim vicdanına koy ve şunları oku önce:

Prof. Dr. Mehmet Haberal soruyor: “Suçum ne?..
”Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ soruyor: “Suçum ne?.."
Mustafa Balbay soruyor: “Suçum ne?..”
Tuncay Özkan soruyor: “Suçum ne?..”
Doğu Perinçek soruyor: “Suçum ne?..”
Yalçın Küçük soruyor: “Suçum ne?..”
Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz soruyor: “Suçum ne?..”
Bilim adamları,
yazarlar,
ordu komutanları,
kuvvet komutanları,
yüzlerce subay,
muhalif milletvekili,
öğrenciler,
öğretim görevlileri,
avukatlar,
bürokratlar,
sıradan masum insanlar,
kapatıldıkları demirlerin arkasından her biri soruyor çığlık çığlık:
“Suçum ne?..”

Evet sevgili dostlar!..
Evet ey efendiler!..
Bu sorularda isimleri veya meslek gurupları sayılan yurttaşlarımızın suçlarının ne olduğunu sahiden de biliyor musunuz?..
Biliyorsanız lütfen hangi suçtan "suç üstü" yakalandıklarını da açıklar mısınız?..
"Suç üstü" hali yoksa savcı ve yargıçların bir türlü açıkla-ya-madıkları ama belki de size göstermiş olabilecekleri "kuvvetli suç şüphesi" olduğunu gösterir belgelerin neler olduğunu söyler misiniz?..
Pardon!..
"Bu kişiler külliyen masumdur, yargılanmasınlar bile hemen beraat etsinler" dediğimiz yok...
Ama "kesin suçludurlar" diyebilecek argümanlara da sahip değiliz...
Sizlerin de sahip olduğunuzu zannetmiyoruz...

Efendim;
Bunları yazdıktan sonra diyoruz ki; şu "tutuklu yargılama" denilen vahşetin nasıl bir zulüm ulop olmadığını seçtiğimiz Bekir Coşkun'un yazısını okuduktan sonra bir daha ama vicdanızınla el ele verip de düşünün...