Beki ve Ilıcak'ın Atayün kavgası sürüyor
22 Temmuz operasyonunda elleri arkadan kelepçelenen eski Terörle Mücadele Müdürü Yurt Atayün'le ilgili tartışma sürüyor.
Cemaatçi polislere yapılan
operasyonda arkadan kelepçelenen eski Terörle Mücadele Müdürü Yurt
Atayün'le ilgili tartışma sürüyor.
Bugün gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, arkadan kelepçe
takılmasını Atayün'ün kendisinin istediği öne süren Hürriyet yazarı
Akif Beki'ye "Sende hiç akıl, mantık ve izan yok
mu?" diye tepki göstemişti. Bugünkü yazısında Nazlı
Ilıcak'a yanıt veren Akif Beki, "tek bir soru"
sordu.
Akif Beki'nin 'Nazlı Ilıcak’a tek soru' başlıklı
yazısı şöyle:
SEVGİLİ AKİF, MATIK, İZAN YOK
MU?
YURT Atayün’e arkadan kelepçe takılmasıyla ilgili yorumumu
yakıştıramamış bana. Bugün’deki köşesinde diyor ki Nazlı
Hanım: “Akif Beki’ye göre eski Terörle Mücadele Müdürü
Yurt Atayün talep etmiş, polisler de ellerini arkadan
kelepçelemişler. Akif, ‘sözünün sorumluluğunu
taşıyacak yetkili bir ağızdan bunu işittiğini’ söylüyor.
Bu kadar algı operasyonunun yapıldığı, yolsuzluk davalarına
darbe, casusluğu kovalayan polislere casus denildiği bir
ülkede, duyduklarına nasıl inanırsın sevgili Akif? Mantık ve
izan yok mu?...”
Mantık ve izanı sadece burada mı arıyorsunuz Nazlı Hanım?
İRAN CASUSLUĞUNDAN DİNLEME
YAPMAK İZANA CUK OTURUYOR
Başbakan’ın, MİT Müsteşarı’nın ve aralarında Defne Samyeli’den Can
Dündar’a 2 bin küsur kişilik bir şöhretler karmasının İran
casusluğundan dinlenmesi, izana cuk oturuyor... Savcı,
250 kişiyi dinlerken diğer 2 bin kişinin tesadüfen dinlemeye
takıldığını, istemeden kulak misafiri olunan o konuşmaların da
sehven tapeye dökülüp dosyalandığını söylüyor ve bu haydi
haydi akla yatıyor... Benim, organize suç şebekesi elemanı
gibi gösterilip sahte isimle dinlemeye alınmam, pekâlâ
havsalaya sığıyor...
HAKAN ŞÜKÜR MÜTHİŞ
SAHİCİ
Hakan Şükür’ün ansızın, adliye basan bir insan hakları savunucusuna
dönmesi, müthiş sahici oluyor...
“Bu işkence, bu zulme ve toplumu ayrıştıracak şekilde
konuşan insanlara tabii ki bir Yavuz çıkıp son
verecektir” türünden karmaşık cümleleri kendi başına
kurduğu, başkasının Hakan Şükür’ü kurmadığı pazarlaması pek
inandırıcı duruyor... Yargıda ve poliste bir paralel
örgütlenme, bir cemaat dayanışması varmış izleniminin tamamen
algı operasyonu olması çok makul geliyor... Ama yalnızca benim
arkadan kelepçe yorumum mu akla ve izana çarpıyor, söyler
misiniz lütfen Nazlı Hanım?