Behzat Ç.'nin sinema filmine geçer not!
Sinema eleştirmenlerinden Behzat Ç.'nin sinema filmi için ilk gelen değerlendirmeler hayli olumlu....
Altın Portakal'da galası yapılan "Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm"
filmi için köşe yazarlarının yorumları gelmeye başladı. Uğur Vardan
ve Ali Eyüboğlu filme geçer not verirken gişede başarılı olacağını
öngördüler...
Uğur VARDAN/RADİKAL
'Seni bağrıma bastım'
Ve Altın Portakal kıvamını buldu. ‘Ulusal yarışma’nın ikinci
gününde, son seansta gösterilen ‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’,
atmosferi adeta bir derbi heyecanına çevirdi ve ortaya çıkan sonuç
hem ‘taraftarı’ hem de medyayı memnun etti. Film malum bir
‘anti-kahraman’a dayalı dizinin, sinemadaki ilk gövde gösterisi.
Genç edebiyatçı Emrah Serbes’in kitaplarından senaryolaşarak bir TV
fenomenine dönüşen dizi, son dönemin en kayda değer sosyolojik
vakalarından biri olarak dikkat çekti. Böylesi bir potansiyelin,
sinema salonlarından uzak durması zaten abesle iştigal olurdu.
Ben diziyi izlemedim, ara ara bazı bölümlerine göz attım, lakin
filmi izlemek ve tat almak için müptela olmak gerekmiyor. Serdar
Akar’ın yönettiği yapımda Behzat Ç. ve ‘saz arkadaşları’, başta
Gençlik Parkı, ardından da Kurtuluş ve Güven Park olmak üzere,
Ankara’nın ‘güzide’ yerlerine canlı canlı bazı insanları gömen ‘Red
Kit’ adlı ‘gizemli’ bir suçlunun peşine düşüyor.
Emrah Serbes’in, yönetmen Akar’la kaleme aldığı senaryo, gerçekten
de ‘akıp’ gidiyor. Dizinin karakterleri, sadece Songül adlı
‘yurtdışında eğitim görmüş’ bir kadın polisin eklenmesiyle aynen
filme aktarılırken, zekice göndermeler, politik dokunuşlar, her
biri son derece ‘takıntılı’ Behzat Ç. ve ‘tayfası’ derken, 108
dakika nasıl geçiyor anlamıyorsunuz.
Yazının devamı için
Ali EYÜBOĞLU/MİLLİYET
Behzat Ç. nasıl bir film oldu
Daha Antalya’ya gelmeden yazdım, ‘Altın Portakal Film Festivali’nde
yarışan filmlerden en çok ‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’ü merak
ettiğimi.
Sadece bunu yazmakla yetinmedim, filmi izlemeden önce Emrah
Serbes’in ‘Behzat Ç. Son Hafriyat’ adlı romanını alıp okudum.
Çünkü yapımcı Tarkan Karlıdağ’la yönetmen Serdar Akar, Emrah
Serbes’in bu kitabını film yaptı.
Bu satırları yazdığım ana kadar ‘48’inci Altın Portakal’a katılan
13 filmden beşini izleyebildim.
‘Fedakâr’, ‘Güzel Günler Göreceğiz’, ‘Hicaz’, ‘Behzat Ç. Seni
Kalbime Gömdüm’ ve ‘Lüks Otel’i izledim, festival bitene
kadar bir o kadar daha film seyrederim.
‘Behzat Ç.’ gişe yapar
Kanaatim o ki bu beş film arasından iyi gişe yapacak tek yapım
‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’.
‘Güzel Günler Göreceğiz’ Antalya’dan ‘Altın Portakal’la dönerse bu
gişesine olumlu bir katkı sağlar, ama ‘Fedakâr’, ‘Lüks Otel’ ve
‘Hicaz’ ödül bile alsa işleri zor.
“Behzat Ç. zaten popüler bir dizi, o yüzden filminin de gişe
yapacak olması normal” diyenler olabilir.
Ancak şunu da unutmamak gerekir; ‘Behzat Ç. Seni Kalbime
Gömdüm’e,”Behzat Ç. diye bir dizi olmasaydı, böyle bir film çekilir
miydi?” diye bakıp, her ‘popüler kültür ürünü’nü toptan reddeden
‘klasik kültürcüler’ de var.
Bu kitle için Serdar Akar’ın dört dörtlük bir film yapmasının bir
önemi yok.
Onlar ‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’e, dizinin kaymağını yemek
için çekilmiş diye bakıyorlar.
Yazının devamı için