Behiç Aşçı 293 günlük ölüm orucunu anlattı!
F Tipi cezaevlerine karşı 2006 yılında yapılan, 293 gün ölüm orucuna katılan Behiç Aşçı, Şirin Payzın'a konuk oldu.
70'i aşkın cezaevinde binlerce tutuklu ve hükümlünün yanında BDP'li milletvekillerinin de katıldığı ve 63. güne giren açlık grevlerini yorumlayan Behiç Aşçı, eyleme dair gündeme gelen bazı iddiaları yorumladı, açlık grevi gerçeğini anlattı.
TALİMATLA AÇLIK GREVİ YAPMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR
Eyleme katılanların talimat ile zorlanarak açlık grevi yaptıkları yönündeki iddiaları yanıtlayan Aşçı bunun mümkün olmadığını söyledi.
"Bunu söyleyenlere sadece bir hafta açlık grevi yapmalarını öneriyorum. Bir odaya girsinler ve açlık grevindekilerin programıyla beslensinler. O zaman anlayacaklardır. Talimatla aç kalamazsınız. Açlık grevi insanın kendi vücuduyla mücadele etmes demektir. Bu talimatla zorlamayla yapılabilecek bir şey değildir."
ZATEN HAKLARI OLAN ŞEYLERİ TALEP EDİYORLAR
"Şu anda süren eylemin talepleri zaten insanların hakkı olan taleplerden oluşuyor. Ben daha dün hükümlü olan bazı müvekillerimle görüştüm. Abdullah Öcalan'ın da bu müvekillerden bir farkı yok hukuk açısından. Başbakan, Öcalan avukatlarıyla görüşemez diyor ama bunun hiç bir hukuki dayanağı yok. Buna göre bir yasa çıkartırsınız sonra yasaklarsınız ama şu anda avukatınızla görüşmeniz bir hak."
AÇLIK GREVİNDE SADECE SU TUZ ŞEKER VE ÇAY ALINIYOR
"Sadece su tuz şeker çay alıyordum eylem boyunca. Kışın 50 yazın 80 bardak sıvı aldığım oluyordu. Hastaneye kaldırıldığımda 42 kiloydum. Şu anda ayak kaslarımda ve ayak sinirlerimde zayıflık var. Bazen gündüz vakti sarhoşları andırır gibi sektiğim oluyor ama artık alıştım."
HAYATI ÇOK SEVMEZSENİZ BU EYLEMİ YAPAMAZSINIZ
"Hayatı bu kadar çok sevmeden bu eylemi yapamazsınız. Bu eylemle intihar arasındaki fark budur. İntihar hayattan hiç bir umdunuzun kalmadığı durumlarda hayatınıza son vermekten ibarettir. Ama açlık grevi eylemcisinin bir talebi vardır ve bunu elde ettiğinde hayata devam eder."
ZORLA TIBBİ MÜDAHALE DAHA ÖNCE 600 KİŞİYİ SAKAT BIRAKTI
"Ölüm oruçlarında zorla tıbbi müdahale edilmiş insanlara yapılan yanlış uygulamalar nedeniyle 600 kişi Korsakof hastalığına yakalandı. Ben annesini babasını eşini tanımayan insanlar tanıyorum içlerinde. Bu tarz müdahaleler çok derece tehlikeli olabiliyor. Benzer bir şey yine yapılacak olursa belki yeni bir 600 kişi sakat kalacak."