Basın özgürlüğü ile ilgili raporlar üst üste geliyor

İnsan hakları ve basın özgürlüğü konusunda uluslararası çalışma yapan kuruluşlar ardı ardına basın özgürlüğüyle ilgili raporlar yayınlamaya başladı...

Uluslararası insan hakları ve basın örgütleri ardı ardına basın özgürlüğü raporları yayınlamaya başladı.

Raporların tamamında Türkiye'deki gazetecilerin durumuyla ilgili sert eleştirilere yer verildi. 

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) bugün yaptığı açıklamada, Türkiye hükümetinin düşman olarak algıladığı kesimlere karşı yürüttüğü amansız baskının denetlenmesini veya eleştirilmesini önleyebilmek için neredeyse tüm bağımsız basının sesini kıstığını iddia etti.

71 sayfalık “Türkiye Basınını Susturmak: Hükümetin Eleştirel Gazeteciliğe Karşı Derinleşen Saldırısı” başlıklı HRW raporunda, Türkiye’de bağımsız basına uygulanan baskının öne çıkan ve gazetecileri sahte terör suçları, kamu görevlilerine hakaret veya devlete karşı işlenen suçlardan yargılayıp hapsetmek için ceza adalet sisteminin kullanılmasını da içeren beş eğilimi ortaya konuyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü raporda ayrıca, gazetecilere ve basın organlarına yönelik tehditleri ve fiziksel saldırıları, hükümetin yazı işlerine müdahalesi ve eleştirel gazetecileri işten çıkarmaları için medya kuruluşlarına baskı yapması; hükümetin özel medya şirketlerine el koyması veya kapatması ve yayın dağıtım platformlarına erişimi kısıtlama, para cezası ve eleştirel televizyon kanallarının kapatılması konularını da belgeledi.

EN FAZLA PROFESYONEL GAZETECİNİN TUTUKLANDIĞI ÜLKE

Basın Özgürlüğü Yıllık Bilançosu’nun ilk bölümünü kamuoyuna sunan Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü de (RSF-Reporters sans frontières) bu yıl basın ve ifade özgürlüğü konusunda en baskıcı ülke olarak Türkiye'yi gösterdi.

RSF, dünya çapında hapisteki gazeteci sayısının Türkiye’de son dönemde yaşananlar nedeniyle rekor kırdığının altını çizerken CPJ, Türkiye’de en az 81 gazetecinin tutuklu olduğunu kaydetti.

Dünya genelinde 348 medya mensubunun mesleği nedeniyle hapiste olduğunun belirtildiği RSF raporunda, bir önceki yıla göre yüzde altılık bu artışın şimdiye kadar kaydettikleri en yüksek rakam olduğu da vurgulanıyor. RSF’nin açıklamasında, “Türkiye’de darbe girişimi sonrası oluşan baskı ortamının dünya genelindeki verilere yansıdığı ve toplam sayıyı yükselttiği” de belirtildi. Raporda, Türkiye’de 100’ü aşkın medya mensubunun hapiste bulunduğu, aralarından 41 kişinin doğrudan mesleğiyle ilgili olarak tutuklandığının anlaşıldığı belirtilerek, bu bağlamda Türkiye’nin en fazla “profesyonel gazetecinin” hapiste bulunduğu ülke konumuna yükseldiği kaydedildi.

Açıklamada, dünya genelinde tutuklu medya mensuplarının büyük bölümünün Türkiye, Çin, Suriye, Mısır ve İran’da bulunduğu, tutuklu 348 medya mensubu arasında 187 profesyonel gazetecinin yanı sıra 146 blog yazarı ve “vatandaş gazeteci” ile 15 diğer medya çalışanının bulunduğu kaydedildi.

CPJ: EN KÖTÜSÜ TÜRKİYE

New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ-Committee to Protect Journalists) ise cezaevinde bulunan gazetecilere ilişkin raporunda, dünyada hapiste bulunan gazeteci sayısının bu yıl rekor sayıya ulaştığını, Türkiye’nin “gazeteci hapseden ülkeler arasında en kötüsü” olduğunu açıkladı. Raporda, “CPJ’nin 1990 yılında küresel araştırmalar yapmaya başladığından bu yana, sayının en yüksek noktaya çıkmış olmasında ve 1996’daki 185 kişilik eski rekorun kırılmasında Türkiye ve Çin’de çok sayıda gazetecinin hapsedilmesinin katkısı var” görüşü dile getirildi.

Dünyada, en çok gazeteciyi hapse atma konusunda rekor kıran ilk üç ülkenin Türkiye, Çin ve Eritre olduğunu belirtilen raporda, “Bu üç ülkede de, devlet karşıtı cürümlere ilişkin muğlak yasalar muhalif görüşleri susturmak için kullanılıyor. 2016 yılında dünya çapında gazetecilere karşı en sık kullanılan devlete karşı işlenen cürüm suçlamaları, terörizm, vatana ihanet ve darbecilik girişimi oldu. CPJ sayımına göre dünya çapında birçok gazeteci bu tip suçlamalar sonucu hapiste bulunuyor” görüşüne yer verildi.


Türkiye’nin medya özgürlüğü konusunda 2016 yılında çok kötü bir sınav verdiği, basına baskı ortamının 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ivme kazandığı belirtilen raporda, “Türkiye en az 81 gazeteciyi meslekleriyle ilişkili gerekçeler nedeniyle hapiste tutuyor; CPJ’in kayıtlarına göre daha önce herhangi bir ülkede aynı anda bundan yüksek bir sayı görülmedi” denildi.