'Basın Konseyi artık lağvedilmelidir!'
TV NET'te Veyis Ateş'in sorularını yanıtlayan gazeteci Yavuz Baydar, gündemdeki Basın Konseyi tartışmasına dahil oldu...
GAZETECİLER.COM
TVNET ekranlarının kısa sürede çok konuşulan, programlarından biri olan 'Son Baskı’ya bugün, Gazeteci Yavuz Baydar konuk oldu.
Veyis Ateş basın camiasında tartışmalara konu olan Basın Konseyi’ndeki istifaları ve fotomontaj olaylarını Yavuz Baydar’a sordu. Yavuz Baydar ise olayı tam bir skandal olarak nitelendirdi.
OLAY TAM BİR SKANDAL!
Basın camiasında çok konuşulan bir haberi de bir okur temsilcisi bir gazeteci olarak Yavuz Baydar’a soralım. Kısaca hatırlatacak olursak; Orhan Bilgit’ın “Hatay’da ambulanslarla silah taşınıyor bende fotoğrafları var” şeklinde bir televizyon yayınında fotoğrafları göstermesi, sonrasında Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in açıklamalarıyla bu fotoğrafların montaj olduğunun öğrenilmesi ve akabinde basın konseyinden gelen istifalar… Genel sekreter Hasan Sınır’ın ve yönetim kurulu üyesi Gökmen Karadağ’ın görevinden istifa etmesi basın konseyinde ilginç bir tartışma doğurdu. Karadağ istifasına gerekçe olarak durumun telafisi için bir girişimde bulunulmamasını göstermesi de bu tartışmayı daha da alevlendirdi. Ne der Yavuz Baydar?
Bu bir skandal. Hakikaten korkunç bir skandal! Basın konseyi etrafında ortaya çıkan mesele. Gökmen Karadağ’ın istifasının ardından Basın Konseyi Genel sekteri Hasan Sınır’ın istifası da çok önemli. Çünkü genel sekreterin istifası demek o kurumun tekrar gözden geçirilmesinin gerekliliğini ortaya koyuyor.
Özür dilerim; basın konseyi başkanı da olsa, bir kişini telefonuna gelen fotoğraf hakkında yanılmasından bahsediyoruz değil mi?
Ben daha ötesini söylemek istiyorum. Buradaki mesele bu istifaların bir kez daha şunu gösterdiğini anlamalıyız. Bu kurum öteden beri tek kişinin yönettiği bir tek kişilik şov halinde bir kurum idi. Oktay Ekşi’nin Ve hiçbir gücü etkisi onun arzu ettiği şekilde olmadı. Aşağı yukarı 6-7 yıldır medya kuruluşlarının çoğu basın konseyinde değil. Dolayısıyla temsil gücü neredeyse sıfıra indi. Gökmen Karadağ’ın istifa gerekçesine baktığımızda fotoğraf bahane ediliyor. Ama ben daha ötesini söylemek istiyorum.
BASIN KONSEYİ DENEN KURUM SİYASETE GİREMEZ!
"Aktif siyasete girip Suriye meselesinde taraf tutar gibi iktidar veya muhalefetin yandaşlığını yapamaz. Basın konseyi özellikle Türkiye’yi ilgilendiren konularda bu denli politize olursa en sonunda gelir duvara toslar! Basın konseyi burada görevini aşmıştır. Basın konseyinin işi Türkiye’deki basın içindeki etik meselelerine bakmak ve Türkiye’deki medyanın gerçek bir medya olabilmesi için elinden geleni yapmaktır. Basınla ilgili şikâyetleri değerlendirmektir. Bunun haricinde Suriye meselesi, Alevi meselesi gibi politik konulara girecekse adını değiştirsin. Basın konseyi ya lağvedilmeli ya da baştan sona bu istifalar gerekçe gösterilerek, fırsat bilinerek gözden geçirilmelidir. Ben bunu yıllardır söylüyorum. Şimdi de başkan Orhan Bilgit’in istifasını isteyeceklermiş. Bu istifalar yetmez! Bu bir fırsattır baştan aşağıya istifa edip diğer bütün medya organlarını içine çağırıp yeni bir yapılanmaya gitmesi gerekmektedir. "
TVNET ekranlarının kısa sürede çok konuşulan, programlarından biri olan 'Son Baskı’ya bugün, Gazeteci Yavuz Baydar konuk oldu.
Veyis Ateş basın camiasında tartışmalara konu olan Basın Konseyi’ndeki istifaları ve fotomontaj olaylarını Yavuz Baydar’a sordu. Yavuz Baydar ise olayı tam bir skandal olarak nitelendirdi.
OLAY TAM BİR SKANDAL!
Basın camiasında çok konuşulan bir haberi de bir okur temsilcisi bir gazeteci olarak Yavuz Baydar’a soralım. Kısaca hatırlatacak olursak; Orhan Bilgit’ın “Hatay’da ambulanslarla silah taşınıyor bende fotoğrafları var” şeklinde bir televizyon yayınında fotoğrafları göstermesi, sonrasında Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in açıklamalarıyla bu fotoğrafların montaj olduğunun öğrenilmesi ve akabinde basın konseyinden gelen istifalar… Genel sekreter Hasan Sınır’ın ve yönetim kurulu üyesi Gökmen Karadağ’ın görevinden istifa etmesi basın konseyinde ilginç bir tartışma doğurdu. Karadağ istifasına gerekçe olarak durumun telafisi için bir girişimde bulunulmamasını göstermesi de bu tartışmayı daha da alevlendirdi. Ne der Yavuz Baydar?
Bu bir skandal. Hakikaten korkunç bir skandal! Basın konseyi etrafında ortaya çıkan mesele. Gökmen Karadağ’ın istifasının ardından Basın Konseyi Genel sekteri Hasan Sınır’ın istifası da çok önemli. Çünkü genel sekreterin istifası demek o kurumun tekrar gözden geçirilmesinin gerekliliğini ortaya koyuyor.
Özür dilerim; basın konseyi başkanı da olsa, bir kişini telefonuna gelen fotoğraf hakkında yanılmasından bahsediyoruz değil mi?
Ben daha ötesini söylemek istiyorum. Buradaki mesele bu istifaların bir kez daha şunu gösterdiğini anlamalıyız. Bu kurum öteden beri tek kişinin yönettiği bir tek kişilik şov halinde bir kurum idi. Oktay Ekşi’nin Ve hiçbir gücü etkisi onun arzu ettiği şekilde olmadı. Aşağı yukarı 6-7 yıldır medya kuruluşlarının çoğu basın konseyinde değil. Dolayısıyla temsil gücü neredeyse sıfıra indi. Gökmen Karadağ’ın istifa gerekçesine baktığımızda fotoğraf bahane ediliyor. Ama ben daha ötesini söylemek istiyorum.
BASIN KONSEYİ DENEN KURUM SİYASETE GİREMEZ!
"Aktif siyasete girip Suriye meselesinde taraf tutar gibi iktidar veya muhalefetin yandaşlığını yapamaz. Basın konseyi özellikle Türkiye’yi ilgilendiren konularda bu denli politize olursa en sonunda gelir duvara toslar! Basın konseyi burada görevini aşmıştır. Basın konseyinin işi Türkiye’deki basın içindeki etik meselelerine bakmak ve Türkiye’deki medyanın gerçek bir medya olabilmesi için elinden geleni yapmaktır. Basınla ilgili şikâyetleri değerlendirmektir. Bunun haricinde Suriye meselesi, Alevi meselesi gibi politik konulara girecekse adını değiştirsin. Basın konseyi ya lağvedilmeli ya da baştan sona bu istifalar gerekçe gösterilerek, fırsat bilinerek gözden geçirilmelidir. Ben bunu yıllardır söylüyorum. Şimdi de başkan Orhan Bilgit’in istifasını isteyeceklermiş. Bu istifalar yetmez! Bu bir fırsattır baştan aşağıya istifa edip diğer bütün medya organlarını içine çağırıp yeni bir yapılanmaya gitmesi gerekmektedir. "