Başbuğ'un en beğendiği gazeteci ve yazarlar kim?
Taraf Gazetesi'nden Amberin Zaman yazıyor: "İlker Başbuğ'un son günlerde beğendiği kitaplar arasında..."
Taraf Gazetesi'nden Amberin Zaman, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un diplomatik davetlerde okuduğu kitapları, felsefeden bahsetmeyi çok sevdiğini, roman okumadığını belirterek, "İlker Başbuğ'un son günlerde beğendiği kitaplar arasında...
..."İlker Başbuğ'un son günlerde beğendiği kitaplar arasında Howard Gardener'ın Five Minds For The Future ve Belma Akçura'nın Devletin Kürt Filmi kitabı var" diyor.
Halen Milliyet Gazetesi'nde çalışan Belma Akçura, Devletin Kürt
filmi adlı kitabında 1924- 2009 tarihleri arasında devletin Kürt
politikalarını eleştirmiş ve 85 yılda 70'in üzerinde Kürt sorunu
üzerine hazırlanan raporlara kitabında yer vermişti.
İşte Taraf yazarı Amberin
Zaman'ın Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında
yazdığı bugünkü yazısı...
İlker
Başbuğ
Son günlerde Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ
sessizliğini bozup Hürriyet'ten başlayarak merkez basına 'on the
record' mülakatlar vermeye başladı. Bunun ikinci örneği dün
Genelkurmay karargâhında beş saat geçirerek 'rekor kıran' Habertürk
Gazetesi'ydi.
Her iki mülakatı ilgiyle okudum. Ben de bir aya yakın süredir The Economist dergisi için TSK'yı irdeleyen bir makale hazırlıyordum. Bu kapsamda Başbuğ hakkında da mümkün mertebe bilgi edinmeye çalıştım zira ana haberin yanında onun da bir portresine yer verecektim. Yazı tam bağlanmıştı ve yayımlanmak üzereydi ki Yunanistan'dan bir gol yedim. Yunanistan'daki finansal krizin etkileri iyice büyüyüp taşınca TSK ikinci plana itildi. Üç sayfalık yazım iki sayfaya düştü, Başbuğ portresi de uçup gitti.
Başbuğ ile ilgili yazdıklarım Türk okuyucusuna ilginç gelmeyebilirdi. Genelkurmay Başkanlığı'na atandığında kendisi ile ilgili başta Tempo dergisinde olmak üzere birçok yazı çıkmıştı zaten. Ne var ki bu araştırmam esnasında Başbuğ kimdir, nasıldır sorusuna ufak da olsa ışık tutan bazı detaylara ulaştım. Ve eğer yanılmıyorsam öyle çok 'müthiş' bilgiler olmasa dahi bunlar başka yerde yayımlanmadı. Bu izlenimler ve bilgilerin bir kısmını kendisini tanıyan yabancı diplomat ve askerlerden edindim.
Karşıma çıkan tabloda Başbuğ darbelere alerjisi olan, okumaya acayip meraklı, zeki, entelektüel ve mütevazı bir figür olarak çıktı. Trabzon'daki çıkışı, LAW silahını eline alırken yaptığı konuşma ve en son Balyoz'a cevaben verdiği demeç, kullandığı üslup ve vücut dilinin demokrasi kültürüne sığacak pek bir yanı yoktu. Bu çıkışları alt kademeyi sakinleştirmek için mi yaptı, gerçek düşünceleri böyle mi bilemem. Ama bana aktarılan haliyle Başbuğ'un önce sıraladığım karelerdeki haliyle çok fazla örtüşmüyor. Gerçi Fatih Altaylı'yla yaptığı röportajda da bir ara öfkelenmiş. Bazı cümleleri TSK'dan hesap sorulamaz edasıyla kurmuş. Hoş değildi. Demek ki asabi, hatta duygusal bir yanı var. Neyse herhangi bir yorum katmadan ve herhangi bir mantık veya önem sırasına yerleştirmeden işte öğrendiklerim:
Başbuğ TSK'daki subayların eğitimini ve genel anlamda kalitesini yükseltmeye yönelik çok kapsamlı çalışmalar başlatmış.
Başbuğ'a göre bir subayın barındırması gereken temel ögelerden biri 'şövalyelik' ruhu.
Felsefeye çok düşkün olan Başbuğ daha Genelkurmay Başkanı olmadan Harp Akademileri müfredatına felsefe dersini koydurmaya başaran komutan.
Başbuğ Amerikan ekolünden ziyade İngiliz askerî eğitim sistemine
hayranlık duyuyor. Sandhurst'te Birleşik Krallık subaylarına
verilen askerî eğitimi yakından incelemiş. Subay adaylarında aranan
baslıca özellikler arasında 'mizah anlayışına' sahip olma özelliği
var. Başbuğ şaka anlayışının Türk subaylarına da aşılanmasını
istiyor.
Özel sohbetlerde de zaten bayağı şakacı biriymiş. Kamuya yansıyan
sert mizacının gizlediği oldukça muzip bir yanı var.
Genelkurmay Başkanı olduktan sonra Başbakan Erdoğan ile haftalık
olağan görüşmeleri başlatma fikri kendisinden gelmiş. Erdoğan ile
diyalogu iyiymiş. Aralarında şakalaşıyorlarmış.
TSK'nın 'din düşmanı' olduğuna yönelik suçlamalardan son derece
rahatsız. TSK'nın imajında bir 'dalgalanma' olduğunu kabul ediyor.
Halkın 'tüm değerlerine' saygılı olunması gerektiğini vurguluyor.
'İnsan odaklı' bakışı benimsiyor.
Geçtiğimiz Zafer Bayramı kutlamalarında TSK'nın yurt çapında astığı afişlerde başörtülü bir hanımın da bulunması Başbuğ'un fikri.
Özel sohbetlerde Türkiye'nin hızla değiştiğini, Türk toplumunun artık daha sorgulayıcı daha bilinçli olduğunu teslim ediyor. TSK'nın da değişime ayak uydurması gerektiğini vurguluyor.
Sosyal hayatta da ilginç ve nazik bir konuk.
Diplomatik davetlerde, okuduğu kitaplardan ve felsefeden bahsetmeyi
çok seviyor. Roman okumuyor (keşke okusaymış). Son günlerde
beğendiği kitaplar arasında Howard Gardener'ın Five Minds For The
Future, ve Belma Akçura'nın Devletin Kürt Filmi var. Karargâhtaki
ofisinde Türkiye'ye eleştirisel bakan (örneğin PKK'yı inceleyen
Aliza Marcus'un Blood and Belief adlı çalışması gibi) eserler de
görülmüş.
İnanılması güç gelebilir ama eleştiriye açık biriymiş. Ordunun
kullandığı dilin daha modern daha 'cool' olması gerektiği fikrine
katılıyor. Farklı görüşleri de merak eden biri. Kara Kuvvetleri
Komutanı'yken kendisi de general olan eski Bangladeş
Büyükelçisi'ne, Bangladeş'in kuzeyinde uzun yıllar orduyla savaşan
'Çakmalar' diye bilinen bölücü azınlık grubuyla nasıl barış
sağlandığını sormuş uzun uzun. (Onlarla masaya oturuldu).
Kürt meselesine bakışı biliniyor. Fikret Bila'nın Komutanlar
Cephesi kitabında hepsi var. Özetleyecek olursak Kürt sorunu sadece
silahlarla çözülemez diyen ilk generallerden biri. Kolektif
anayasal haklara karşı çıkıyor: Kürtlere kültürel özerklik verilsin
ama bireysel hürriyetler düzeyinde kalsın.
Son günlerde verdiği mülakatlara da bakılırsa gerçekten basına en
açık komutanlar arasında diyebiliriz (Sözde dinci bir takım basın
yayın organlarını Genelkurmay'a akredite etmesi de bunun örneğini
teşkil ediyor) Gerçi TSK da hiç bir zaman bu kadar kendisini
savunma pozisyonuna düşmemişti.
Son olarak İlker Başbuğ ailesine düşkün ama ilk çocuğu olan kızı
denince akan sular duruyor.
Ha, bir de Harp Akademisi'nden sıra arkadaşlarından birine göre
'hiç kopya vermiyordu'.
Amberin Zaman - Taraf