Başbuğ’a sorulmaması gereken soru
BaŞbuğ'un dünkü konuşması çok konuşuldu, konuşuluyor... Gazeteciler ve köşe yazarları birbir dünkü konuşmayı değerlendiriyor....
Bu isimlerden biri de Milliyet'ten Kadri Gürsel oldu.. Gürsel, Başbuğ'a gazetecilerin sormaması gereken soruyu yazdı....
- (...) Ancak Başbuğ, “ahlaki ve hukuki”
meşruiyet alanının dışına çıkmasa da, bir kez sınırın ötesine
çekilmeye çalışıldı... Ermenistan’la ilişkiler konusundaki bir
soruyla yapıldı bu.
Sivil hükümetin yetki ve sorumluluk alanına giren, ulusal
güvenliğimize yönelik tehdit içermeyen bir konuda Genelkurmay’ın
görüşünü sormak, Başbuğ’un yerleştirmeye çalıştığı yenilikçi ve
olumlu tarzı anlamamak ya da görmezden gelmek değil midir?
Gündemde olan her konuda askerin düşüncesini almak, artık geçmişte
kalması gereken bir “medya refleksi”...
Başbuğ da bu lüzumsuz “Ermeni sorusu”na bir teorik çerçeve içinde
cevap verdikten sonra, Başbakan Erdoğan’ın sınırın açılmasını
Dağlık Karabağ sorununun çözümüne bağlayan sözlerine atıfta
bulunarak, “Biz de katılıyoruz” dedi.
Oysa Erdoğan o sözleri Türkiye ve Ermenistan’ın “Yol Haritası”nda
anlaşmasından önce, Azerbaycan’ı yatıştırmak ve kendi milliyetçi
muhafazakâr seçmen tabanını tatmin etmek için söylemişti... Yine de
Başbuğ’un yaptığı bu atıf, askerin Ermenistan’la normalleşme
dinamiklerine en azından direnmeyeceği şeklinde anlaşılmalıdır.