Başbakan söyledi Sabah yazarı kitabını yazdı!
Son günlerde yeniden gündeme gelen faiz lobisi hakkında merak ettiklerinizi Süleyman Yaşar Çıra Yayınları arasında çıkan Faiz Lobisi(Paranızı Nasıl Çaldılar?) kitabında anlatıyor.
Geçtiğimiz ay Ekonomi Bakanının, 'Faiz lobisi hakkımda haber yaptırıyor. Türkiye'nin kanını iliklerine varıncaya kadar sömürmeyi alışkanlık edindiler. Faiz lobisinin nasırına basmaktan büyük keyif alıyorum' çıkışı oldukça ses getirmişti. Ardından Gezi Eylemlerinin sorumlusu olarak Başbakan Erdoğan'ın da Faiz Lobisini suçlaması dikkatleri üzerine toplayan faiz lobisinin gerçekte ne olduğuna ilişkin tartışma da yeniden alevlendi.
Faiz lobisi kavramı etrafında bugünlerde sürdürülen tartışma politik ve popüler düzeyde seyretse de konuya analitik ve bilimsel yaklaşımlar da mevcut. Sabah gazetesinde ekonomi yazılarıyla da tanınan Süleyman Yaşar'ın 'Faiz Lobisi – Paranızı Nasıl Çaldılar?' isimli kitabı bu sorulara açıklık ve derinlik kazandıracak nitelikte.
SÜLEYMAN YAŞAR'A GÖRE FAİZ
LOBİSİ NASIL ÇALIŞIYOR
Faiz, en temel anlamıyla parayı kullanmanın fiyatı anlamına
geliyor. Yani parayı kullanmanın fiyatı/değeri üzerinden
manipülasyon ya da rant elde etmenin yolu da faiz oranlarını
değerlendirmekten ve olumlu/olumsuz yönlendirmekten geçiyor. İşte
tam da bu noktada devreye uluslararası derecelendirme kuruluşları
giriyor. Fitch, Moody's, Standarts and Poor's gibi büyük spekülatör
derecelendirme kuruluşları; ülkelere krediyi geri ödeyebilme
durumu, tüketim alışkanlıkları, mevcut borçları vs gibi kriterler
üzerinden küresel geçerliliği olan ekonomik notlandırmalarda
bulunuyorlar. Bu notlandırmalar; 'üst', 'orta sınıf', 'yatırım
yapılamaz', 'ciddi riskli', 'iflas' vb. başlıkların bulunduğu bir
yelpaze üzerinden ifade ediliyor ve bu notlandırmalar yoluyla lobi
denilebilecek organizasyonlar, 'derecelendirme kuruluşları bilimsel
çalışıyor' mesajlarıyla, sanki her zaman faizler piyasa
koşullarında belirleniyormuş yanılsaması yaratarak haksız kazanç
elde ediyorlar.
EN BÜYÜK SKANDAL İNGİLTERE'DE
İngiltere'deki LIBOR skandalı bunun en büyük örneklerinden. Bankacılar kendi aralarında anlaşıp bankalara arası faiz oranlarını belli seviyelerde tutup kendi kazançlarını astronomik düzeyde arttırmışlardı. LIBOR manipülasyonu ortaya çıktığında skandalın sanıkları suçlamaları kabul ettiler. Bu, kuşkusuz Türk ekonomisini de etkiledi. Bu, yakalanan faiz lobisinin bilinen ilk adımlarından biriydi. Türkiye'de de 2008 krizi, Yaşar'a göre, medya eliyle tüketici üzerinde olumsuz etki yaratma amacıyla kurgulanan bir faiz lobisi atağıydı.
HALKA HİZMET ETME ANLAYIŞI
Nobel ödüllü teorisyen Joseph Stiglitz de, bankacıların güçlü lobileri eliyle denetimden ve her türlü düzenlemeden kendilerini muaf kılmalarını, merkez bankalarından sıfıra yakın bir faizle aldıkları paraları, çok yüksek faizlerle satmalarını eleştiriyordu. Yaşar, Stiglitz'e atıfla merkez bankalarının bağımsız değil, hesap veren, şeffaf ve aldığı kararların sorumluluğunu yüklenen demokratik birimler olmasının altını ısrarla çiziyor. Merkez bankaları halkın çıkarlarına hizmet etmelidir. Çünkü derecelendirme kuruluşları ve faiz spekülasyonlarıyla haksız kazanç elde edenler, yani faiz lobisinin ana gövdesi; sürekli, faizlerin rekabet içinde piyasalarda belirlendiği izlenimi yaratarak soygun anlamına gelebilecek eylemlerini maskeliyorlar. Çünkü bu haksız kazançlar konut kredisi kullanan vatandaştan, kredi kullanan öğrencilere, her kesimi etkilemektedir. Peki rant kollamak nedir? Kara para aklayan bankalar kimler? Türk Ticaret Kanunu neden tahrip edildi? Başbakana suikastın arkasında faiz lobisi mi var? Yaşar bu soruların da peşinden gidiyor.
Teorisi göz korkutan ekonominin böyle kitaplar eliyle demokratikleşmesi, kitabın açık ve anlaşılır olduğunun da ispatı. Nihai sorumuz: Faiz lobisi yeni emperyalizmin bir görünümü mü?
Faiz Lobisi-Paranızı Nasıl
Çaldılar?
Süleyman Yaşar
Çıra
Yayınları, 144
sayfa