Başbakan, Medyası, Haşimi ve Cem Uzan…
O durumda Haşimi’nin söylediklerinin aynısını söyleyen Genç Parti’nin kurucu genel başkanı Cem Uzan da haklı olmuş olmuyor mu?..
ADNAN BERK OKAN
Cem Uzan, 32 yaşındaki Fransız takı
tasarımcısı Fanny Blanchelande
ile Paris’te evlendi. Törene katılan bir
dostum telefon etti. Çok kalabalık olmayan ama gösterişli
bir nikâh töreni olmuş.
Ve...
Uzan’ın törene katılan bazı
Fransız üst düzey
bürokratlara:
“Hakkımda verilen hapis ve
şirketlerime el koyma kararları siyasidir, beni tasfiye etmek
amaçlıdır” dediğini
aktardı...
“Kendisi o söylediklerine
samimiyetle inanıyor mu?” diye
sordum:
“Evet” dedi;
“samimi”…
Telefonu kapattıktan sonra Tarık Haşimi’yi
hatırladım.
Biliyorsunuz; Başbakan
Erdoğan ve kendisine kayıtsız şartsız destek veren
MEDYA Irak Cumhurbaşkanı eski yardımcısı
Tarık Haşimi’ye Irak mahkemesinin
verdiği idam cezasını en başından beri
eleştiriyor...
“Sayın Haşimi hakkında verilen
idam cezası siyasidir kabul edilemez; kendisi ülkemizde dilediği
kadar kalır” diye açıklamalar
yapıyor.
Diyelim ki Erdoğan ve Medyası
haklı...
Diyelim ki Irak
mahkemesinin Haşimi için verdiği karar
hukuki ve haliyle meşru değil
siyasi...
İyi ama...
O durumda
Haşimi’nin söylediklerinin aynısını
söyleyen Genç Parti’nin kurucu genel başkanı
Cem Uzan da haklı olmuş olmuyor
mu?..
Haşimi haklı ise
Fransa Devlet Başkanı Holland da Cem
Uzan için,
“Kendisinden işittim;
hakkında verilen mahkeme kararları meşru ve hukuki değil
siyasiymiş” diye bir açıklama yaparsa ne
diyeceğiz?..
Ve birkaç ay
sonra Türkiye’yi ziyaret etmek isterse
dost ülkenin devlet başkanını kabul etmeyecek
miyiz?..
Edersek söylediklerini de
“onaylamış” olmayacak
mıyız?..
Başbakan ve
Medyasına göre Haşimi’ye idam
kararı veren mahkeme meşru değil...
Karar da hukuki
değil siyasi...
Başbakan Maliki
Haşimi’yi tasfiye etmek için yargıyı
kullanıyor...
Peki...
Şimdi dönelim Türkiye’ye:
Halen
“tutuklu” olarak yargılanan çok sayıda
emekli / muvazzaf asker ile
gazeteci de Haşimi gibi açıklama
yapmıyorlar mı?..
Hatta bizzat mahkeme heyetinin
gözlerinin içine bakarak:
“Mahkemeniz meşru
değil, kararlarınız da hukuki değil... Siyasi kararlar
veriyorsunuz; bizi, bize karşı duyduğunuz kişisel kin, nefret ve
ideolojinizle hapiste tutup yargılıyorsunuz”
diyenler yok mu?..
Bazı tutuklu muvazzaf
generaller;
“Başbakan Erdoğan bizleri tasfiye
etmek için yargıyı kullanıyor” iddiasını
yıllardır seslendirmiyorlar
mı?..
Ve…
“Siyasi karar
veren” mahkemeleri görmekten bıkan milyonlarca
vatandaş; generallerin o iddialarına inanmıyor
mu?.
Adnan Menderes merhum ve
arkadaşlarını yargılayan mahkeme heyetinin
reisi;
“sizi içeri tıkan güç böyle
istiyor” diyerek yargının hukuki değil, siyasi
olduğunu itiraf etmedi mi?..
Bunu bizzat mahkeme
reisinin ağzından işiten milyonlarca orta ve ileri yaşta insan
halen hayatta değil mi?..
Diğer milyonlar da bunu tarihten ya da büyüklerinden dinleyip
öğrenmediler mi?..
Ve bugün...
Hem de canlı TV yayınlarında kimi hukukçular
Ergenekon veya Balyoz/Ay Işığı ve
benzeri davalardan tutuklu yargılananlar için ağızlarını doldura
doldura:
“O değerli generalleri ve gazetecileri içeri tıkan güç
böyle istiyor” demiyorlar
mı?..
Ve yine bugün;
Erdoğan ve
arkadaşları (Ak Parti Meclis Gurubu) haklı olarak Menderes,
Koraltan ve Polatkan’ın idam cezalarının
“yok hükmünde” olduğunu gösteren bir kanun
çıkarmak için çalışmıyorlar mı?..
Yarın başkalarının iktidar olduğunda da bugün mahkûm olanlar için
aynı şeklide mahkeme kararlarının "yok hükmünde"
olduğuna ilişkin yasa çıkarmayacaklarının garantisi
ne?..
Yani;
ele veriyorsanız talkını, kendiniz
yutmayacaksınız
salkımı…
Yani;
Haşimi
için verilen kararı tanımıyor, meşru olduğuna
inanmıyorsanız;
Bir dönemler bir siyasi partinin kurucu
genel başkanlığını yapmış,
ve hatta; katıldığı ilk
genel seçimde üç büyük rakibinizden çaldığı oylarla onları
barajın altına iterek partinizin tek başına iktidar olmasını
sağlamış bir siyasi parti genel başkanının söylediklerini
de kabul etmek zorunda kalabilirsiniz...
“Irak mahkemeleri zorba bizimkiler
adil” gibi bir savunma ise asla
“gerçekçi” değildir Sayın
Başbakan...
Ve tabii ki Medyasının muhterem
yazar ve yöneticileri…
Not: Umarım bazı aklı evveller
çıkıp da Cem Uzan’ı savunduğumu düşünüp bana
hakaret dolu mailler atmazlar.
Umarım;
Uzan’ı savunmadığımı ama kıyasa başvurduğumu
anlarlar…
adnanberkokan@gmail.com