Başbakan Erdoğan'a 'yok artık' dedirten benzetme

"Dünyanın saygı duyduğu bir başbakandan, bir çizgi romanın cenaze levazımatçısına döndürüyor."

GAZETECİLER.COM - Taraf gazetesi genel yayın yönetmeni Ahmet Altan, bugün köşesinde çok çarpıcı bir yazıya daha imza attı.  Ölüm orucu eylemlerinde Başbakan Erdoğan'ın tutumunu eleştiren Ahmet Altan, hükümete ve Başbakan Erdoğan'a yönelik eleştirilerinin dozunu da yine arttırdı.

Taraf genel yayın yönetmeni köşesinde Başbakan Erdoğan'ın Red Kit çizgi romanındaki cenaze levazımatçısına benzetti. Ahmet Altan, Başbakan'ın idam konusunu yeniden gündeme getirmesini de Çankaya'ya çıkma arzusuna bağladı.

İşte Taraf genel yayın yönetmeninin köşesinden çarpıcı bir bölüm:

ÇANKAYA İHTİRASI NE MENE HASTALIKMIŞ

"Avrupa Birliği'ne "tam üyelik müzakerelerine" başlanılmasını coşkuyla kutlayan bir başbakana sahip bir memleket olmaktan, Red Kit'teki cenaze levazımatçısı gibi her olayda "asalım, asalım" diye bağıran bir başbakana sahip bir memleket hâline geldik."

Bu "Çankaya ihtirası" ne mene hastalıklı bir ihtirasmış ki bir adamı bir uçtan bir uca böyle fırlatıyor.

DÜNYANIN SAYGI DUYDUĞU BAŞBAKAN'DAN CENAZE LEVAZIMATÇISINA

Dünyanın saygı duyduğu bir başbakandan, bir çizgi romanın cenaze levazımatçısına döndürüyor.

"Avrupa Birliği"nden "malum yerler" diye bahseden, "Türk usulü bir başkanlık sistemi kurmak" isteyen, Türkiye'ye diktatörlüklerle yönetilen Rusya'yı, Çin'i örnek gösteren Başbakan Erdoğan'ın sözlerinin iler tutar tarafı yok.

Öylesine tuhaf laflar söylüyor ki kendi partisindekiler bile onun ne dediğini, ne yaptığını anlamıyor.

HADİ BİZ GÖRMÜYORUZ

Başbakan, "toplum idamı istiyor, idamı getirebiliriz" derken, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, bizim Melih Altınok'a "idam cezasını getirmeyiz, Avrupa Birliği'ne üye olmaya hazırlanıyoruz" diyor.

Sadece Erdoğan'ın gördüğü o "idamı isteyen" toplumu hadi biz görmüyoruz, burnunun dibindeki adam da görmüyor o toplumu.

Toplumun öyle bir derdi yok çünkü. Memleketin her yanından kan damlarken hangi akıl, çare diye gider de "idam sehpasına" sarılır zaten?