Başbakan, Ahmet Hakan’ı neden anlayamıyor?..

Medyada açan sadece iki tane zakkum var… Biri kendini sadece, Hükümete koklatıyor… Öteki sadece Ergenekonculara…

GAZETECİLER.COM
Ahmet Hakan, Başbakan’
ın anlayış kıtlığından şikâyetçi belli ki…
Bunu nereden anlıyoruz?..
“Tane tane anlatayım da dinle” deyişinden…
Başbakan’ın anlamadığı ne?..

Yahu Ahmet hangi “bin çiçek”?..
Hangi bin çiçek?..
Medyada açan sadece iki tane zakkum var…
Biri kendini sadece, Hükümete koklatıyor…
Öteki sadece Ergenekonculara…
Kendini hükümete koklatanların kokusu nasıl birbirinin aynıysa; kendini Ergenekonculara koklatanların kokusu da aynen öyle…
Birbirinin aynı yani…
İşte bu yüzden gazeteleriniz satmıyor ya…
İşte bu yüzden, 72 milyonluk ülkede hepi topu okuyucu sayınız (toplamda) 3 milyonu geçmiyor ya…
8.5 milyonluk Bulgaristan kadar bile olamıyorsunuz…
Amman ha!..
Sakın bana “Millet okumuyor aabi” deme…
İyi gazete yaptınız da mı okumadı millet?..

Not: Senin patronun o kadar iyi mdya patronuydu da neden medyasının yarısını satmak için bucak bucak yolacak kaz arıyor?..

Adnan Berk Okan


Medya patronları ve yazarlarla ilgili söylediği sözün hoş olmadığı ve bunu düzeltmek istediği halde bir türlü düzeltemeyişi…
Bakın Başbakan’a anlatamadığı ne…

Sayın Başbakan...
Gazeteci, medya patronunun bürokratı, bakanı, valisi, milletvekili, il başkanı, ilçe başkanı, delegesi, genel başkan yardımcısı falan değildir.
Bazı alanlarda “tak” diye emredilir, “şak” diye yapılır ya...
Gazetecilik denilen meslekte ilke tam tersi işler:
“Tak” diye emredilir, “şak” diye emre itaat edilmez. Daha doğrusu edilmemesi gerekir.
Edilirse yapılan işe “gazetecilik” denmez.
Bu nedenle...
“En iyi medya patronu”, yazarına hâkim olan değil, olamayan medya patronudur.
Biraz düşünün lütfen:
Bütün medya patronları, yazarlarına hâkim olsa “bin çiçek” nasıl açacak?

* * *
Sayın Başbakan...
Bir başbakan, bir medya patronuna “Bak ülke güllük gülistanlık... Ama senin bazı yazarların ortalığı bulandırıyor...” derse...
Medya patronu da “Ben bazı yazarlarıma hâkim olamıyorum...” der...
Bunda şaşılacak bir şey yoktur.
Asıl şaşılacak şey, o medya patronunun, “Ülkeyi güllük gülistanlık göstermeyen o yazarlara derhal hâkim olacağım” demesidir.
Hadi bir adım daha gideyim:
Bir demokraside bir başbakan, bir medya patronuna “Bak ülke güllük gülistanlık... Ama senin bazı yazarların suyu bulandırıyor” diyemez.

Ahmet Hakan, Başbakan’ın anlayış kıtlığından şikâyetçi belli ki…
Bunu nereden anlıyoruz?..

“Tane tane anlatayım da dinle” deyişinden…

Başbakan’ın anlamadığı ne?..

Medya patronları ve yazarlarla ilgili söylediği sözün hoş olmadığı ve bunu düzeltmek istediği halde bir türlü düzeltemeyişi…

Bakın Başbakan’a anlatamadığı ne…

 

Sayın Başbakan...
Gazeteci, medya patronunun bürokratı, bakanı, valisi, milletvekili, il başkanı, ilçe başkanı, delegesi, genel başkan yardımcısı falan değildir.
Bazı alanlarda “tak” diye emredilir, “şak” diye yapılır ya...
Gazetecilik denilen meslekte ilke tam tersi işler:
“Tak” diye emredilir, “şak” diye emre itaat edilmez. Daha doğrusu edilmemesi gerekir.
Edilirse yapılan işe “gazetecilik” denmez.
Bu nedenle...
“En iyi medya patronu”, yazarına hâkim olan değil, olamayan medya patronudur.
Biraz düşünün lütfen:
Bütün medya patronları, yazarlarına hâkim olsa “bin çiçek” nasıl açacak?

* * *
Sayın Başbakan...
Bir başbakan, bir medya patronuna “Bak ülke güllük gülistanlık... Ama senin bazı yazarların ortalığı bulandırıyor...” derse...
Medya patronu da “Ben bazı yazarlarıma hâkim olamıyorum...” der...
Bunda şaşılacak bir şey yoktur.
Asıl şaşılacak şey, o medya patronunun, “Ülkeyi güllük gülistanlık göstermeyen o yazarlara derhal hâkim olacağım” demesidir.
Hadi bir adım daha gideyim:
Bir demokraside bir başbakan, bir medya patronuna “Bak ülke güllük gülistanlık... Ama senin bazı yazarların suyu bulandırıyor” diyemez.