'Başarılı fotoğrafçı plazadan değil sokaktan çıkar'

Time Dergisi'nin 'Yılın Foto Muhabiri' seçtiği Bülent Kılıç, başarılı foto muhabirlerinin plazalardan değil sokaktan çıktığını söylüyor.

Time Dergisi'nin 'Yılın Foto Muhabiri' seçtiği Bülent Kılıç, iyi bir fotoğrafçının her şeyden önce vicdan sahibi olması gerektiğini söylüyor. Gördüğü olaylardan etkilendiğini belirten Kılıç, "Suriye'den kaçarken insanları arkamda bırakmak çok acı geldi." diyor.

Soma faciasının ardından madenden çıkan oğlunu öpen bir babanın mutluluğu... Çocukları ile Kobane'den göçen genç bir kadının buruk ifadesi... Kiev'in siyah dumanlar arasında yaşadığı kriz günleri Bülent Kılıç'ın fotoğraflarıyla dünyaya anlattığı anlardan bazıları. Kılıç, zor zamanlarda yakaladığı bu karelerle de Time Dergisi tarafından Yılın Foto Muhabiri seçildi.

Senenin büyük bir kısmını ailesinden uzakta görev başında geçiren Kılıç, gördüğü her olayın kendisini etkilediğini söylüyor. "Suriye'den kaçarken insanları arkamda bırakmak, savaşın içinde bedensiz insanlar görmek bana çok acı geldi." diyor.

Bir foto muhabirinin öngörüleri sayesinde iyi işler çıkarabileceğine değinen Kılıç, "İyi fotoğrafçı olmak için vicdanlı, iyi, özgürce düşünebilen, ilerici bir insan olmalısınız. Empati kurabildiğiniz düzeyde o fotoğrafı çekersiniz." ifadelerini kullanıyor. Time'ın kendisini onurlandırmasıyla yorgunluğunun bir nebze olsun azaldığını aktaran Kılıç, "Çektiğiniz fotoğraflara bakıyorsunuz, orada biri ölmüş, bir yangın olmuş sonra bana sevinçli misiniz diye sorulduğunda, yok çok da sevinçli değilim, bir iki güzel gün geçiriyorsunuz, tebrik telefonları, ailenizden arayanlar, hepsi bu." yorumunu yapıyor.

2005 yılından beri Fransız haber ajansı AFP ile çalışan Türk fotoğrafçı, son bir yılda yaşanan pek çok önemli olaya tanıklık etti. 2014'ün ilk aylarında Ukrayna'da yaşanan krizi fotoğraflamak için bölgeye giden Kılıç, bir ay Kiev'deki gelişmeleri izledikten sonra Türkiye'ye geri döndü. Soma'da meydana gelen maden faciasından sonra fotoğrafları ile yaşanan acıyı dünyaya anlattı. Ekim ayında radyo dinlerken Kobane'ye yardım çağrısı yapıldığını duyan Kılıç, soluğu bölgede aldı. 23 Ekim'de IŞİD militanlarının bir tepeye bayrak diktiğini öğrenince evinin çatısından fotoğraf çekmesine izin verecek birini aradı. Kobane'de yaşanan olayları bir radyoda duyan ve oraya gitmeye karar veren Kılıç, "Oradaki olaylar hep vardı diyerek gitmemezlik yapsaydım bugünkü işleri ortaya çıkaramazdım." değerlendirmesini yapıyor.

BÜYÜK MEDYA SANSÜR UYGULUYOR, MUHABİR OTO SANSÜR GELİŞTİRİYOR

Bölgedeki patlama anlarını görüntüleyen dört kare fotoğrafı Time'da yılın en iyi 100 fotoğrafı arasına girdi. Bir yıl içinde pek çok duyguya tanıklık eden ve yaşananları objektifi ile anlatmaya çalışan Kılıç, iyi bir fotoğrafçının her şeyden önce vicdan sahibi olması gerektiğini dile getiriyor. Türkiye'de merkez medyanın foto muhabir yetiştirmediğinin de altını çizen Kılıç, "Büyük basın kuruluşları ister istemez sansür uyguluyorlar. Muhabir de bir süre sonra şu haber girmez bu girmez gibi oto sansür geliştiriyor." diyor.

Başından beri uluslararası bir ajansta çalışmak istediğini belirten Kılıç, "Kendimi büyük gazetelerde konumlandırmadım. Kısa bir süre sonra da Türkiye'deki gazetelerin fotoğrafa bakış açısının zayıf olduğunu keşfettim. Kendimi ajans fotoğrafçısı olma yönünde motive ettim." açıklamalarını yapıyor. Robert Capa, Josef Koudelka, Philip Jones Griffiths, James Nachtwey gibi ustaların çalışmalarından ilham aldığını dile getiren Kılıç, ayrıca başarılı foto muhabirlerinin plazalardan değil sokaktan çıktığını söylüyor.


GEREKİYORSA SOKAKTA DA YATARIM

Mesleği gereği sık sık sıcak olayların içinde bulunan Kılıç, 4 gün susuz kaldığı 3 hafta banyo yapamadığı zamanlar olduğunu anlatıyor. İyi bir foto muhabirin mutlaka empati yapabilmesi gerektiğine değinen Kılıç, bu nedenle zaman zaman herkes gittikten sonra olay yerinde kaldığını belirtiyor.

İnsanların yaşadıklarını anlamak ve onlara saygı göstermek için bu durumun önemli olduğunu dile getiren Kılıç, "İnsanlar savaşın ortasında, çocuklar sokaklarda ağzı yüzü yara içinde. Durum böyle olunca ben 2 fotoğraf çekip hemen medeniyetime geri döneyim diyemezsiniz. Yani ben diyemiyorum. Orada kalmayı onları anlamaya çalışmayı da o insanlara duyduğum saygının bir parçası olarak görüyorum." ifadelerini kullanıyor. 

Her geçen yıl çevreye olan duyarlılığının daha da arttığını ifade eden Bülent Kılıç, siyasi görüşü ya da dini ne olursa olsun daha yaşanır bir dünya için her şeyden önce çevre duyarlılığının geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. "Hiçbir iş dünyanın en önemli mesleği değil." diyen Kılıç'ın üstünde durduğu bir diğer nokta ise foto muhabirlerin egosunu kontrol etmesi.