Başak Sayan'dan Kürtçe eğitime ilginç yorum

Akşam Yazarı Başak Sayan bugün Hürriyet yazarları Oktay Ekşi ve Eyüp Can'ın Kürtçe eğitim polemiğine dahil olmuş.

GAZETECİLER.COM
Akşam Yazarı Başak Sayan bugün Hürriyet yazarları Oktay Ekşi ve Eyüp Can'ın Kürtçe eğitim polemiğine dahil olmuş. Eyüp Can'ın konuya duygusal yaklaştığını söyleyen Sayan, Hürriyet yazarının 'seçmeli ders' önerisini de eleştiri konusu yapmış.

"Kürtçe eğitimin hayali bile hayal" diyerek söze başlayan Akşam yazarı şöyle

""Eyüp Can'ın olaya çok duygusal baktığı ve izlediği 'İki Dil Bir Bavul' filminden çok etkilendiği aşikar. Ama atladığı çok önemli bir unsur var.
Bir okulda okutulan dersleri veren öğretmenin, söz konusu dersle ilgili en az dört yıllık bir üniversite eğitiminden geçmesi, bu eğitim süreci içerisinde de 3. ve 4. sene pedagoji dersleri alması gerekir. Bu ders mecburi veriliyor. Öğretmen olmak isteyenler için zorunlu.
Şimdi;
Bu konuda üniversitelerde okuyan öğretmen adayları mı var ki çocuklara okullarda Kürtçe seçmeli ders olarak sunulacak? O dersi kim verecek?
Hadi diyelim üniversitelerde daha fazla Kürdoloji enstitüsü kuruldu. (Ki önce öğretmen olmak için dört yıllık üniversite eğitimi gerekiyor, yani araştırma enstitüsü değil, Kürt dili ve edebiyatı bölümü olması gerekir.) O bölümlere yeterli sayıda başvuran mı var ki öğretmen olup çıkacak ve gidip o insanlara bu dersleri verecek?
Keza Kürtçe TV, radyo kurulabileceği yönünde karar alındığında kurs açılabileceğinin de kararı çıkmıştı. Ama hiçbir halk eğitim merkezine bu yönde bir istek gitmedi. Bu merkezlere insanlar dikiş, nakış kursları almak için başvuruyor genelde.
Bu mevzu zannedildiğinden daha karmaşık bir durumda yani. Ve sadece ulusal birliği bozma tehlikesi yüzünden olanaksız değil.
Türkiye bir mozaik, içinde onlarca dil konuşan insan var. Hepsinin günlük hayatlarında kullandıkları dilleri öğrenim hayatlarında kullanmak için talepte bulunduklarını düşünün?
Üstelik neden sadece Kürtler istiyor bunu? Mesela neden Lazlar, Azeriler istemiyor? Hatta Ermeniler ve Yahudiler? Mesela okullarda İbranice de seçmeli ders olsa?
Yani mevzu burada eğitim falan değil, hayali kurulan bir özerk bölge için atılan bir küçük adım. O hayale bir adım daha yaklaşmış olmak... O hayal için bir umut...
Eyüp Can olaya bu kadar duygusal bakmayı bir tarafa bırakırsa zaten ortada olan durumu kendisi de fark edecektir."

SAYAN 'CEYDA' OLARAK SOKAKTA NASIL TEPKİLER ALMIŞ?
Akşam yazarı, Yaprak Dökümü'nde canlandırdığı 'Ceyda' karakterinin gündelik hayatında nasıl bir yük haline geldiğini de anlatmış. Sayan, dizideki karakterin kötülüklerinin oyuncuya mal edildiğini söylerken kendi deneyimlerinden de ilginç örnekler vermiş.

ROL YAPMAYI GERÇEK SANMAK
Bizim dizi 'Yaprak Dökümü'nün yayınlanmaya başladığı ilk yıldı. Canlandırdığım karakter türlü entrika çevirip, bir de üstüne göz göre göre kocasını aldatıp, o adamdan çocuk yapmaya kalkınca anında 'kötü kadın' oluvermiştim.
Tüm sene çocuğun kocamdan mı yoksa sevgilimden mi olduğu konuşulmuştu. Yaşlı teyzeler sokakta beni çevirip bunu soruyor, dahası ayıplıyorlardı söylene söylene.
İlk şaşkınlığımı büyük bir alışveriş merkezindeki bir mağazada bana hizmet vermesi gereken satış görevlisinin tepkisiyle yaşamıştım. Hiç hoş davranmamış ve neden olarak da benden hiç hoşlanmadığını göstermişti. Hoşlanmadığı kişi 'ben' değil, canlandırdığım karakterdi aslında.
Diğer büyük şaşkınlığım ise ikinci sezon geçirdiğim ameliyat sonrası askıda olan kolumu gören bir kadının kendini yerden yere atıp 'Allah'ın sopası yok' diye bağırması olmuştu.
O zaman anlamıştım rolü gerçek sanmanın ne demek olduğunu. Şimdi canlandırdığım karakter anne oldu, eski tepkiler kalmadı.
Bugünlerde başka bir rolü gerçek sanma olayı söz konusu. Birkaç gün önce elime bir gazete aldım ve şöyle bir başlık gördüm: 'Tecavüzcüler Beyoğlu'nda görüldüler'.
'Fatmagül'ün Suçu Ne?' dizisinde tecavüz eden gençleri canlandıran oyunculardı bunlar. Ve ne gariptir ki basın bile onları 'tecavüzcü' olarak sunuyordu.
Sokakta taşlanan Erol Taş'ın ne çektiğini anlayabiliyorum artık. Basın bile bu şekilde gösterirse sokakta olmadık tepkiler alması işten bile değildir bir oyuncunun...

Yazının tamamını okumak için