Barlas ve Haksever çıldırmış olmalılar!...

Aksak usulde bestelenmiş bir Muhayyer Kürdi Türkü konusunda Barlas ve Haksever mutabık kalamadılar...

ADNAN BERK OKAN

Analizin başlığı "tuzak"...
Ben de giderek nasıl başlık atılacağını öğreniyor muyum ne?..
Aslına bakarsanız Mehmet ve Oğuz Beyler gerçekten de çıldırmış olmalılar...
Çünkü...
Yaptıkları iş "çok zor"...
Çünkü onların sevdikleri müziğin dinleyicisi (ne yazık ki) çok az...
Google'a girin bakın anlayacaksınız...
Ve...
Türkiye'yi, Barlas ve Haksever'ın programını dinleyenlerin seçtikleri yönetmiyor...
Pardon...
Yanlış söyledim...
Keşke...
Siyasal iktidarları seçenlerin hepsi birer Barlas ve Haksever olsa...

Amman ha!..
Sakın Ertuğrul Özkökleşeceğimi ya da "Barlas'ın bir oyu beş sayılsın" diyeceğimi zannetmeyin...
Öyle bir saçmalık yapsam en çok Barlas'ı kızdırırım herhalde...
Durum tespiti yaptım sadece...

Demokrasi
tabii ki çoğunluğun ülkeyi yönettiği bir sistemdir...
İtirazım da yok...
Hem olsa da kimin umurunda?..
Ama...
Fikrim kurusun!..
Bir ülkede demokrasi kalitesinin, sanatçılarının kalitesiyle doğru orantılı olduğuna inanıyorum...
Bizim sanatçılarımızın kaliteleri malûm...
Haliyle; o sanatçıları beğenen çoğunluğun oyları siyasi iktidarı da tayin ediyor...
Ve haliyle siyasal iktidarlarımız, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" çok eskide kalmış sloganına takılıp kalıyorlar...
Yani askerlerin bir zamanlar her on yılda bir yaptıklarını artık halkımız her an yapabilir...
Nasıl olsa egemenlik kayırsız şartsız onların...
Meselâ seçtiği iktidara bir gün, "meclisi kapat" diyebilir...
O durumda azınlığın yapacağı tek şey var:
Mevlâna'nın Mesnevi'de anlattığı öykülerinden birinde özgür kalabilmek için "ölü" taklidi yapan papağan rolünü oynamak (Mesnevi. I. Cilt. Sayfa:124 - 141)...
Az sonra anlatacaklarımla çok ilgisi olan bu girişe bir daha dönmeyeceğim...
Ama ne demek istediğimi bilmem anlatabildim mi?..


Makam Farkı...

Mehmet Barlas - Oğuz Haksever ikilisinin sundukları "Makam Farkı" isimli radyo programı Cuma geceleri saat 20.00'de  NTV'de yayınlanıyor...
İlk programı kaçıranlar için fırsat çok...
Zira cumartesi saat 11.10'da yine NTV radyoda tekrarı var...
Pazar günü ise saat 18.00'de bu kez Kral FM'de yayınlanıyor...
Ben bu haftaki programı Kral FM'de dinleme fırsatı bulabildim...
Tabii, sonunda küçük bir sürprizle karşılaşacağımı hiç düşünemedim...
Nasıl mı?..
Anlatayım...

Şimdi hangisi sundu hatırlamıyorum ama Yesari Asım Arsoy'un adını duydum...
Hemen arkasından da Bekir Ünlüataer'in büyük ustanın; Fitnat Duyar Sağlık'ın güftesinden bestelediği Hüzzam eseri "ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır"ı söyleyeceğini duyurdular...
Allah Allah!..
Münir Nurettin Selçuk'tan sayısız defa dinlediğim; doyamadığım, doyamayacağım o muhteşem eser....
Ama...
İtiraf ederim ki Türk Müziğinin en iyi yorumcularından biri kabul ettiğim Bekir Ünlüataer'den o eseri ilk kez dinleyecektim.
Ve dinledim...
İyi ki dinledim...
Mükemmel yorumladı Ünlüataer....

Eser bitince reklâm arası verildi...
Tabii ki bekledim...
Çünkü çok iyi gidiyordu...
Arkasından Yesari Asım Arsoy'un bir başka ve az bilinen ama bilenlerin çok sevdikleri Hüzzam eseri "Dün gece bir şuhun bezmine gittim" gelebilir diye tahmin ettim...
Ama...
Reklâmlar bitince Barlas veya Haksever'in sunumu olmadan Hüner Çoşkuner olduğunu zannetiğim bir hanımefendi; "Gözleri aşka gülen taze söğüt dalısın" diye söylemeye başladı...
Tabii ki benim kuşağım, Güfte ve Bestesi Gündoğdu Duran'a ait Nihavent şarkı ile büyüdük...
Hatta hemen her sahneye çıkışımda "Twist" ritminde çaldığımız ve benim de söylediğim çok keyifli bir eserdir...
Ama...
Bana çok kel alâka geldi...
Ondan sonra yine sunumsuz bir arabesk başladı ki, radyoyu kapatmaya yetişemedim...

Barlas ve Haksever'in bunda hiç bir günahları yok...
Ama...
Kendilerine bu ayıbı yapan arkadaşı şikâyet ediyorum...
Yani olur ama bu kadar da olmaz...
Düşünebiliyor musunuz?..
Kulağınızda en son, "Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır" var ve siz az sonra (meselâ) "Ölürsem kabrime gelmse istemem" diye çığlık atan birini dinlemek zorunda kalıyorsunuz...

Neyse...
Suç bende...
Cuma gecesi yayınlanan programı kaçırmasaydım, o kötü şarkıdan 8-10 nota da olsa dinlemek zorunda kalmayacaktım...
Bir daha sefere NTV'de hem de saat 20.00'de yayımlanan programı dinlemeye göre ayarlayacağım kendi işlerimi...
Sizlere de tavsiye ederim...
Çok keyif alacaksınız...


Gerçek ve kaliteli sanatçı o kadar az ki...

Geleyim programa...
Önce Zekâi Dede'den Muhayyer Kürdi eserler dinledik...
Tabii ki yine Zekâi Dede'nin en iyi yorumcularından Bekir Ünlüataer'in sesinden...
Zekâi Dede'nin eserlerini not edemedim ama hemen onlardan sonra
Saadettin Kaynak'ın, Vecdi Bingöl'ün güftesinden bestelediği Hüzzam eseri "Çıkar yücelerden haber sorarım"ı mest olarak dinledim...
Hey Koca Kaynak!..
Hani Selahattin Pınar'a sormuşlar ya "hanginiz daha iyisiniz?.. Siz mi yoksa üstat Saadettin Kaynak mı?" diye...
"Hiç tartışmasız Saadettin Beyefendi benden çok daha üstün" demiş ustamız, "baksanıza; o kaynak, bendeniz sadece bir pınar"...

Daha sonra Fuzuli'nin şiirlerinden birinden alınma bir gazel okudu Ünlüataer:

Kıldı zülfün teg perişan halimi halin senin
Bir gün ey bi-derd sormazsın nedir halin senin

Bizim kuşaktan olup da Münir Nurettin ya da Kâni Karaca'nın sesinden dinlemeyen var mıdır acaba?..
Her iki büyük ve ölümsüz sanatçımızı bize aratmayan Ünlüataer'e teşekkür ve tebrikler...

Tabii bu arada Artaki Candan'ın Karcığar makamında bestelediği; güftesi Avram Naum'a ait "Bu gece çamlarda kalsak ne olur, Felekden bir gece çalsak ne olur?" isimli eserini sunarken de öyle bir gecenin hayalini kurduklarını da gizlemediler hani...
Deeee...
Kusura bakmasınlar ama ben çok güldüm...
Çünkü ne olacağı belli...
Çünkü öylesine iki romantik beyefendi ki Barlas ve Haksever...
Taaa fecre kadar sevgilinin saçının telini koklardılar...
Herhalde yani?..

Ve bir başka Yesari Asım Arsoy daha söyledi Ünlüataer...
Bir Muhayyer şarkı...
"İpek şala bürünür lavantalar sürünür..."

Ve...
Aksak usulde bestelenmiş bir Muhayyer Kürdi Türkü konusunda Barlas ve Haksever mutabık kalamadılar...
Türkü "Çubuğum yok aman yol üstüne uzatam" diye başlar...
Haksever "Rumeli Türküsü" dedi...
Barlas itiraz etti...
Kayseri/Develi'sinin türküsü olduğunu söyledi...ve
Ben Haksever'e hak verdim...
Çünkü...
Rahmetli babaanneciğim çok severek söylerdi bü türküyü...
Allah uzun ömürler versin çok sayıda Rumeli Türküsünü uduyla yeniden düzenledi...
Şimdi 87 yaşında...
Ud çalıyor ama ney üflemeye ciğeri yetmiyor...
Çocukluğumda ondan en çok dinlediğim türkülerden biri de "Çubuğum yok aman yol üstüne uzatam" idi...
Ama Barlas haklı da olabilir...
Ancak...
Benim kulağımda aksak (9/8) usulde söylenmiş bir kayseri Türküsü yok...

Neyse...
Program, Suphi Ziya Özbekkan'ın Kürdili Hicazkâr eseri "Bahçenize sümbül olsam"la devam etti...
Bu arada Mehmet Barlas, Bekir Ünlüataer'e "ilânı aşk" etti(!)...
Tabii ki bu, bir müzikseverin, bir yorumcu için yapabileceği "iyi dilek temennisi"nden başka bir şey değildi...
Yani "Bekir Ünlüataer'e sahip çıkalım" aşkı...
Evet...
"Bekir Ünlüataer'e sahip çıkalım"...
Çünkü bir Ünlüataer daha gelemez...
Yeri doldurulamayacak olanlardan çünkü...
Kendine has ses rengi ve yorumu olanlardan...
Bir "Türk Müziği Markası"...

Geleyim Barlas ve Haksever'e...
Barlas inanılmaz bir adam...
Muhteşem bir Türk Müziği bilgisi var...
Makamlara ve usullere çok aşina...
Haksever Türk Müziğini seviyor, hem de çok seviyor belli ki ama tabii ki bir Barlas değil bilgi açısından...
Ancak...
İyi bir Türk Müziği dinleyicisi olmanın yanı sıra iyi bir takipçi de...