Barlas medyatik pompacılara çaktı!
Medyatik pompalarla şişirdiğimiz siyasi balonların toplumsal ayakları olmadığında nasıl söndüklerini de hiç hatırlamak istemiyoruz.
GAZETECİLER.COM -
"Türkiye sanal bir stadyum olsaydı ve siyasi kararlar üzerinde söz
sahibi olmayan 70 milyonu aşkın vatandaş da, tribünlerden bir maç
seyredermiş gibi sahada yer alan taraflar arasındaki kuralsız
mücadeleyi uzaktan izleseydi... Yani bu mücadele keşke yaşamımızı
böylesine doğrudan ve derinine etkilemeseydi." diye
başladığı yazısında Sabah başyazarı Mehmet Barlas hem ilginç
benzetmelerle hem de çarpıcı yorumları ile yeni bir medya
eleştirisine imza attı.
"Bu arada en zor durumda olanlar biz medya
yorumcularıyız.Yani kararlar alınırken danışılmayan ama her kararda
bir tarafı haklı bulmamız beklenilen medya yorumcuları olan bizler,
en zor durumdayız." cümlesi ile konuyu referandum'dan
Medyaya getiren Barlas şöyle devam etti yazısına:
GRİLER GÜNDEMDE
YOK
Aklar ve karalar arasında grilerin de var olduğunu hatırlatmamızı
kimse beklemiyor.
Eğer egolarımız şişikse, sanki karar merkezi bizmişiz gibi
davrandığımız da oluyor.
Bizim mesleğin geçmişteki büyük isimlerinden Namık Kemal gibi
bakabiliyoruz bazılarımız kendi konumlarına.
Namık Kemal dönemin Hariciye'sinde 1'inci kâtiplikten istifa
ederken ne demiş:
"Ayrıldık izzet-i ikbal ile Bab-ı hükümetten"
Sanki sadrazamlıktan istifa ediyormuş gibi görkemli bir ifadeyle
1'inci kâtiplikten istifasını anlatmış.
Bu ego şişkinliği veya ben-merkezcilik bugün de bazılarımızda yok
mu?
Sanki bir iktidar giderse yerine biz gelecekmişiz gibi
davrandığımız olmuyor mu?
Patronlarımız karşısındaki süt dökmüş kedi tavrımız ile dışarıya
çıktığımızdaki can alıcı kartallığımızı aynı anda yaşamıyor
muyuz?
ŞİŞİREN
ŞİŞİRENE
Medyatik pompalarla şişirdiğimiz siyasi balonların toplumsal
ayakları olmadığında nasıl söndüklerini de hiç hatırlamak
istemiyoruz.
Kasımpaşa'da Kulaksız Mezarlığı'ndaki mezar taşının sahibi Süleyman
Efendi'den fazla farkımız mı var bu gibi durumlarda?
"O da bir zamanlar Süleyman idi.
Ateşe rüzgâra hükümran idi.
Sanmayın ki Sultan Süleyman idi.
Tophane'de körükçü Süleyman idi"
Keşke tüm ülke bir sanal stadyum olsaydı...
Sahadaki tepişmenin yansımaları bizim yaşamlarımızı doğrudan
etkilemeseydi.
Ve keşke alınırken bize hiç danışılmayan kararların veya hiç doğru
bulmadığımız söylemlerin
savunucuları olmak durumunda bulunmasaydık.
Barlas'ın yazısının tamamını