Barlas - Kongar ikilisini kimler izliyor?
Yoksa gerçekten de kavga edilen programlar, uygarca ve dinleyenleri bilgilendiren tartışmalardan daha çok mu reyting yapıyor?..
ADNAN BERK
OKAN
Bilmem farkında mısınız?..
Barlas - Kongar ikilisinin tatlı ve bilgilendirici atışmaları yine NTV'de başladı...
Bu kez prime-timeda (21.03) geliyorlar ekrana...
Tartışmaları her geçen gün biraz daha sarıyor takipçilerini...
Daha olgun, daha esprili, daha keyifli...
Sözü, NTV'de bugün (14.09.2010) yayınlanan Ruşen Çakır'ın sunduğu Yazı İşleri'ne getireceğim.
Çakır'ın konuğu olan Fehmi Koru ve Fikret Bila'nın referamdum üzerine yaptıkları sohbeti dinleyince "tartışma Kültürü"nün değerini bir kez daha anladım...
Hem Bila hem de Koru, Barlas - Kongar ikilisini örnek almış gibiydiler...
Sakin, aklı başında, hoşgörülü...
Dinleyenler bilirler; Barlas - Kongar ikilisinde Kongar biraz daha politiktir...
Hafif agresiv, itiraz etmeyi sever...
"Ben senden daha iyi tariçiyim, hem zaten sosyologum da" havası basarken gülümseyerek "sevimli" olmaya çalışır...
Barlas ise "hoşgörülü, dinlemesini de bilen, öfkesini tebessüm ettiren anekdotlarla bastıran, saygıdeğer bir beyefendi"...
Kongar abartılı gösterişi tercih eder giyiminde...
Barlas, bir devlet adamı ağırlığında giyinir...
Koru - Bila tartışmasında ise Koru, Kongar'ın rolünü üstlenmişti...
Hafif agresiv ve "daha bir bilen" havasında...
Dikkat ederseniz; ne Barlas - Kongar ikilisinden iş çıkıyor bizim siteye...
Ne de Bila - Koru ikilisinin tartışmasından bir şey yakalayabildik...
Ama...
Onların dışında tartışanların programlarının her birinden roman yazarım birer tane...
Aksiyon romanı!...
Ne dersiniz?..
Yoksa gerçekten de kavga edilen programlar, uygarca ve dinleyenleri bilgilendiren tartışmalardan daha çok mu reyting yapıyor?..
Meselâ, referandumda "Evet" oyu verenler mi daha çok izliyor, Kongar - Barlas ikilisini...
"Hayır" oyu verenler mi?..
Sonuçlara bakıp da "Evetçiler" demekte acele etmeyin lütfen...
Çevremden biliyorum ki o programın en sadık izleyicileri "Hayır" oyu verdiler...
Yok efendim, Kongar ikna edebildiği için değil...
İkilinin uygarlığını sevdikleri, arşivlerde arasalar da bulamayacakları bilgilere ulaştıkları için...
"Evet" diyenlerin ise genellikle Kurtlar Vadisi, Yaprak Dökümü falan izledikleri anlaşıldı...
SABAH Gazetesini eline alanların yüzde kaçı okuyor Mehmet Barlas veya Erdal Şafak'ı?..
Yüzde kaçının Hasan Bülent Kahraman gibi bir gerçek entelektüelin varlığından haberi var?..
Veya kadınların ve genç kızların dışında kaç kişi okuyor Haşmet Babaoğlu'nun o nefis yazılarını...
Yavuz Donat'ın ders veren, akıcı haber dilini okumaya kaç kişi katlanabiliyor(!)?..
Peki...
Ya Engin Ardıç ve Emre Aköz'ü kaç kişi okuyor?..
Veya Nazlı Ilıcak'ı, Hıncal Uluç'u?..
Bir dakika bir dakika...
Bırakın palavrayı...
Önce Engin ve Emre'yi okuduğunuzu itiraf edin, nasılsa sadece kendiniz duyacaksınız sesinizi...
Sonra Nazlı ve Hıncal...
Vakit kalırsa Mahmut Övür ile Sevilay Yükselir...
Hürriyet ve Zaman çok mu farklı sanki?..
Bıkmadan usanmadan barış ve diyalog çağrılarını yineleyen Hüseyin Gülerce'nin okuru (kemiyet olarak) önüne gelenle kavga eden Mümtazer Türköne'den daha mı çok?..
Ya da Gazete HT veya Vatan, ya da diğerleri...
Hayır...
Hepsinde durum aynı...
Kim ki "iyi küfür ediyor", en çok o okunuyor...
Kim ki meslektaşlarına müthiş(!) çakıyor; en gözde yazar o...
Kim ki sanatçılarla, sporcularla, siyasetçilerle, işadamlarıyla çatışmaya giriyor; patronun bile en gözde adamı o...
Yiğit Bulut ona buna sataşmazken kaç kişi tanıyordu arkadaşı?..
....
Peki ya şimdi?..
Çocuklar bile tanıyorlar onu...
Hatta ekranda Yiğit göründüğünde, havalara zıplayıp ellerini birbirlerine vuran ve "başbakan amcanın avukatı çıktıııı" diyenlerini bile gördüm...
Hâsılı...
Kavgayı ve kavgacıları seviyoruz...
Eh yani...
Ne de olsa kavgacı, savaşçı bir ırkın ahfadıyız...
Olacak o kadar...
adnanberkokan@gmail.com
Bilmem farkında mısınız?..
Barlas - Kongar ikilisinin tatlı ve bilgilendirici atışmaları yine NTV'de başladı...
Bu kez prime-timeda (21.03) geliyorlar ekrana...
Tartışmaları her geçen gün biraz daha sarıyor takipçilerini...
Daha olgun, daha esprili, daha keyifli...
Sözü, NTV'de bugün (14.09.2010) yayınlanan Ruşen Çakır'ın sunduğu Yazı İşleri'ne getireceğim.
Çakır'ın konuğu olan Fehmi Koru ve Fikret Bila'nın referamdum üzerine yaptıkları sohbeti dinleyince "tartışma Kültürü"nün değerini bir kez daha anladım...
Hem Bila hem de Koru, Barlas - Kongar ikilisini örnek almış gibiydiler...
Sakin, aklı başında, hoşgörülü...
Dinleyenler bilirler; Barlas - Kongar ikilisinde Kongar biraz daha politiktir...
Hafif agresiv, itiraz etmeyi sever...
"Ben senden daha iyi tariçiyim, hem zaten sosyologum da" havası basarken gülümseyerek "sevimli" olmaya çalışır...
Barlas ise "hoşgörülü, dinlemesini de bilen, öfkesini tebessüm ettiren anekdotlarla bastıran, saygıdeğer bir beyefendi"...
Kongar abartılı gösterişi tercih eder giyiminde...
Barlas, bir devlet adamı ağırlığında giyinir...
Koru - Bila tartışmasında ise Koru, Kongar'ın rolünü üstlenmişti...
Hafif agresiv ve "daha bir bilen" havasında...
Dikkat ederseniz; ne Barlas - Kongar ikilisinden iş çıkıyor bizim siteye...
Ne de Bila - Koru ikilisinin tartışmasından bir şey yakalayabildik...
Ama...
Onların dışında tartışanların programlarının her birinden roman yazarım birer tane...
Aksiyon romanı!...
Ne dersiniz?..
Yoksa gerçekten de kavga edilen programlar, uygarca ve dinleyenleri bilgilendiren tartışmalardan daha çok mu reyting yapıyor?..
Meselâ, referandumda "Evet" oyu verenler mi daha çok izliyor, Kongar - Barlas ikilisini...
"Hayır" oyu verenler mi?..
Sonuçlara bakıp da "Evetçiler" demekte acele etmeyin lütfen...
Çevremden biliyorum ki o programın en sadık izleyicileri "Hayır" oyu verdiler...
Yok efendim, Kongar ikna edebildiği için değil...
İkilinin uygarlığını sevdikleri, arşivlerde arasalar da bulamayacakları bilgilere ulaştıkları için...
"Evet" diyenlerin ise genellikle Kurtlar Vadisi, Yaprak Dökümü falan izledikleri anlaşıldı...
SABAH Gazetesini eline alanların yüzde kaçı okuyor Mehmet Barlas veya Erdal Şafak'ı?..
Yüzde kaçının Hasan Bülent Kahraman gibi bir gerçek entelektüelin varlığından haberi var?..
Veya kadınların ve genç kızların dışında kaç kişi okuyor Haşmet Babaoğlu'nun o nefis yazılarını...
Yavuz Donat'ın ders veren, akıcı haber dilini okumaya kaç kişi katlanabiliyor(!)?..
Peki...
Ya Engin Ardıç ve Emre Aköz'ü kaç kişi okuyor?..
Veya Nazlı Ilıcak'ı, Hıncal Uluç'u?..
Bir dakika bir dakika...
Bırakın palavrayı...
Önce Engin ve Emre'yi okuduğunuzu itiraf edin, nasılsa sadece kendiniz duyacaksınız sesinizi...
Sonra Nazlı ve Hıncal...
Vakit kalırsa Mahmut Övür ile Sevilay Yükselir...
Hürriyet ve Zaman çok mu farklı sanki?..
Bıkmadan usanmadan barış ve diyalog çağrılarını yineleyen Hüseyin Gülerce'nin okuru (kemiyet olarak) önüne gelenle kavga eden Mümtazer Türköne'den daha mı çok?..
Ya da Gazete HT veya Vatan, ya da diğerleri...
Hayır...
Hepsinde durum aynı...
Kim ki "iyi küfür ediyor", en çok o okunuyor...
Kim ki meslektaşlarına müthiş(!) çakıyor; en gözde yazar o...
Kim ki sanatçılarla, sporcularla, siyasetçilerle, işadamlarıyla çatışmaya giriyor; patronun bile en gözde adamı o...
Yiğit Bulut ona buna sataşmazken kaç kişi tanıyordu arkadaşı?..
....
Peki ya şimdi?..
Çocuklar bile tanıyorlar onu...
Hatta ekranda Yiğit göründüğünde, havalara zıplayıp ellerini birbirlerine vuran ve "başbakan amcanın avukatı çıktıııı" diyenlerini bile gördüm...
Hâsılı...
Kavgayı ve kavgacıları seviyoruz...
Eh yani...
Ne de olsa kavgacı, savaşçı bir ırkın ahfadıyız...
Olacak o kadar...
adnanberkokan@gmail.com