Barışçı medyanın Patriot hevesi
Bugünlerde barış rüzgarları estiren medya, konu Patriot füzelerine gelince nasıl davranıyor?
GAZETECİLER.COM - Türkiye'nin en önemli sorunu Kürt meselesinin çözümünde İmralı görüşmeleri sonrası gelen olumlu hava medyayı da etkilemeye başlamışken, "barış gazeteciliği"ni yapmak başka bir haber çerçevesinde yeniden gerekli oluyor: Patriotlar.
BirGün gazetesinde medya eleştirileri kaleme alan Ümit Alan, köşe vuruşu hakkını Türkiye'nin Nato'dan talep ettiği Patriot füzelerinin Türkiye gelmesinin medyadaki yankılarına ayırdı. İşte Alan'ın köşesinden "Barışçı medyanın Patriot hevesi"
"Bu savaşın en sert yıllarında kör gözün parmağına savaş gazeteciliği yapılırken yayın organlarını uyarmaya ihtiyacı duymayan Aydın Doğan'ın bile neredeyse barış gazeteciliği talep eden mektup yazması bu konuda devletin bir noktaya geldiğinin işareti. Bu noktaya gelinmeden çok önce "barış gazeteciliği"ni yazmak ve yapmak anlamlıydı. O zaman belki bazı çocuklar ölmeyebilir, başka çocuklar babasız kalmayabilirdi. Sonrası için umut varsa, bu sorunun çözümünde hiçbir zaman sorumlu davranmayan medyanın günahlarını bir süreliğine tartışmaya açmayalım. Ancak sessiz sedasız kurulan başka bir savaş tezgahına karşı yapılmayan gazetecilik, medyamızın "barış gazeteciliğinde" öyle hiç samimi olmadığının kanıtı gibi. Bu haftaki Köşe Vuruşu'nda, bu pembe tablonun içinde hiç de yer tutmayan bir konuya, Türkiye'nin Nato'dan talep ettiği Patriot füzelerinin Türkiye gelmesinin medyadaki yankılarına odaklanmak istiyorum.
SANKİ GECE GEÇEN GEMİ
Türkiye'nin Nato'dan talep ettiği Patriot füzelerinin yurda
gelişiyle ilgili gazetelerde dip köşe haberlere rastlayabilirsiniz
bugünlerde. Kimisinde ön sayfada küçük bir kutu, kimisinde iç
sayfalarda kenar süsü. Boğazdan gece geçen gemiler gibi Patriotlar
yurda girerken medyamızın bunun ne anlama geldiği konusunda
gazetecilik yapmaya pek niyeti yok gibi. Babası yeni araba almış
çocuklar gibi sevinmek, "Patriotlara para vermeyeceğiz,
hesabı NATO ödüyor" diye coşkuya kapılmak, tetik bizde
olacakmış diye geyik çevirmek haricinde tabii.
BİZİ BİZDEN BAŞKASI İLGİLENDİRMEZ
Medyamızın daha birkaç hafta önceki "idam geri gelsin,
dokunulmazlıklar kalksın" gündeminden bugün İmralı görüşmelerine
gelinen baş döndürücü iç gündemimizden dış haberleri pek büyütmeye
mecali kalmadığından olacak Patriotların Türkiye yerleştirilmesinin
dünyadaki yankıları pek büyütülmedi. Rusya Devlet Başkanı Putin'in
bizzat İstanbul'da söylediği, Çehov göndermeli "eğer
sahnedeki duvarda silah asılıysa o patlar" sözünün de,
İran'ın "Patriotlar dünya savaşına zemin hazırlar",
"İsrail'i korumak için konuluyor" ana fikirli pek çok
açıklamasının da Türkiye'de öyle hiç gündem olmamasına bakarsak
medyamızın umrunda olmayan önemsiz üçüncü dünya ülkelerinin
açıklamaları bunlar.
PATRIOTLAR SAVUNMA İÇİN
Medyada Patriotların, neden konuşlandırıldığını hiç sorgulamadan
yerleştirilmeye çalışılan "Patriotlar savunma silahı
sonuçta" algısı da konunun başka bir boyutu. Gazeteciliğin
altı temel sorusundan biri olan "neden" sorusunu, "neden
savunulmaya ihtiyaç duyacak hali geldik?" şeklinde
sormayınca savunma deyip geçilebiliyor tabii. Görüldüğü üzere,
barış gazeteciliğine gelmeden gazeteciliğe ulaşabilsek yine iyi.
Belki ileride barış gazeteciliğine ihtiyaç duyulmaz o zaman.
BARIŞ GAZETECİLİĞİ NASIL İHLAL EDİLİR?
Bugünlerde Kürt sorunun çözümüyle ilgili müzakerelerde gelinen
noktada medyaya barış gazeteciliğinin ne olduğu
hatırlatılıyor. Bence şu anda gereksiz bir çaba. Çünkü ana akım
medya "barış gazeteciliği"ni bilmediğinden değil,
pekâlâ efendiler öyle istemediği için yapmıyordu. Şimdi bir çözüm
iradesi varsa, Sözcü gazetesi gibi bu sorundan beslenen yayın
organları hariç kimse taş koymaz zaten. Ancak barış gazeteciliğinin
nasıl ihlal edildiğini görmek istiyorsanız, Patriotların Türkiye'ye
girişinin medyadaki yankılarına bir bakın. O sorgulamama inadına, o
bedavaya alıyoruz coşkusuna, o tetiği bizde olacak hayaline bir
bakın. Adeta barışa susamış bir medya göreceksiniz, sakın
şaşırmayın.
Ümit Alan'ın yazısının tamamını okuyabilirsiniz.