Bardakçı neden birden bire demokat oldu?
"Evet ben söylüyorum. Çoğunluk haklı, çünkü çoğunluk benden yana" diyen Bardakçı'yı Altaylı nasıl eleştirdi?
GAZETECİLER.COM - Geçen hafta Murat Bardakçı ile Beyoğlu'nda sokaklara çıkarılan masalar ve içki içmek üzerine bir polemik yapan Fatih Altaylı bugün köşesinde ilginç bir yazı kaleme aldı.
Yakın dostu Murat Bardakçı'nın birden bire demokrat olmasını konu edinen Altaylı, "Çoğunluğa kulak vereceksin. Çoğunluk önemlidir" diyen Bardakçı'nın çoğunluk kendisini destekliyorsa demokrat olduğunu yoksa çoğunluğa ve demokrasiye inanmadığını ileri sürdü.
İşte Altaylı'nın köşesinden 'dostu' Bardakçı'yla yaptığı polemiğin bir özetini anlattığı ve Bardakçı'yı eleştirdiği o satırlar:
"Murat içki içmenin rejimin teminatı olarak gösterildiğini, bir statü sembolü sayıldığını, sokaklardaki masaların kaldırılmasının yerli yerinde bir karar olduğunu söyledi.
Bense kurallara uymak kaydıyla sokaklara masa konulabileceğini, "İçki içmeyi statü sembolü olarak görüyorlar" lafının bir genelleme olarak herkese yapıştırılamayacağını, ayrıca özgürlüklerin rejimin teminatı olduğunu söyledim.
Haliyle okurlar arasında onu haklı bulanlar ve beni haklı bulanlar oldu.
Aslında ikimizin de söyledikleri doğru. Ancak Murat'ın "despotik" tarzı yanlıştı bana göre.
Dün tatilden dönünce ilk iş Murat'ın odasına girdim. Zaten yan odamda oturuyor.
Hasret giderdikten sonra, "Nasıl kapıştık ama" dedi muzır gülümsemesiyle.
"Evet iyi kapıştık ama senin ilkel düşüncelerin daha fazla sempati topladı galiba" dedim.
Kahkahayı patlattı.
"Eee, çoğunluk benden yana. Sen bir de 'Çoğunluğu takmam' dedin. Tabii çoğunluk karşında olunca böyle demek zorunda kaldın" dedi.
"Eee ne yani" dedim.
"Çoğunluğa kulak vereceksin. Çoğunluk önemlidir" dedi.
"Ooo, Murat Bardakçı demokrat olmuş" dedim gülerek.
"Evet demokratım artık" dedi.
"Bunu sen mi söylüyorsun. Yıllardır tam aksini savundun" dedim.
"Evet ben söylüyorum. Çoğunluk haklı, çünkü çoğunluk benden yana" dedi.
Böylelikle Murat Bardakçı'nın "neden ve nasıl" demokratlaştığını da anlamış oldum.
Bu arada benim, "Çoğunluğun ne dediği önemli değildir" cümleme epey kızan da olmuş.
Kopernik, "Dünya dönüyor" dediğinde çoğunluk, "Hayır dönmüyor" demişti.
Kim haklıydı?
Yakın dostu Murat Bardakçı'nın birden bire demokrat olmasını konu edinen Altaylı, "Çoğunluğa kulak vereceksin. Çoğunluk önemlidir" diyen Bardakçı'nın çoğunluk kendisini destekliyorsa demokrat olduğunu yoksa çoğunluğa ve demokrasiye inanmadığını ileri sürdü.
İşte Altaylı'nın köşesinden 'dostu' Bardakçı'yla yaptığı polemiğin bir özetini anlattığı ve Bardakçı'yı eleştirdiği o satırlar:
"Murat içki içmenin rejimin teminatı olarak gösterildiğini, bir statü sembolü sayıldığını, sokaklardaki masaların kaldırılmasının yerli yerinde bir karar olduğunu söyledi.
Bense kurallara uymak kaydıyla sokaklara masa konulabileceğini, "İçki içmeyi statü sembolü olarak görüyorlar" lafının bir genelleme olarak herkese yapıştırılamayacağını, ayrıca özgürlüklerin rejimin teminatı olduğunu söyledim.
Haliyle okurlar arasında onu haklı bulanlar ve beni haklı bulanlar oldu.
Aslında ikimizin de söyledikleri doğru. Ancak Murat'ın "despotik" tarzı yanlıştı bana göre.
Dün tatilden dönünce ilk iş Murat'ın odasına girdim. Zaten yan odamda oturuyor.
Hasret giderdikten sonra, "Nasıl kapıştık ama" dedi muzır gülümsemesiyle.
"Evet iyi kapıştık ama senin ilkel düşüncelerin daha fazla sempati topladı galiba" dedim.
Kahkahayı patlattı.
"Eee, çoğunluk benden yana. Sen bir de 'Çoğunluğu takmam' dedin. Tabii çoğunluk karşında olunca böyle demek zorunda kaldın" dedi.
"Eee ne yani" dedim.
"Çoğunluğa kulak vereceksin. Çoğunluk önemlidir" dedi.
"Ooo, Murat Bardakçı demokrat olmuş" dedim gülerek.
"Evet demokratım artık" dedi.
"Bunu sen mi söylüyorsun. Yıllardır tam aksini savundun" dedim.
"Evet ben söylüyorum. Çoğunluk haklı, çünkü çoğunluk benden yana" dedi.
Böylelikle Murat Bardakçı'nın "neden ve nasıl" demokratlaştığını da anlamış oldum.
Bu arada benim, "Çoğunluğun ne dediği önemli değildir" cümleme epey kızan da olmuş.
Kopernik, "Dünya dönüyor" dediğinde çoğunluk, "Hayır dönmüyor" demişti.
Kim haklıydı?