Bardakçı ile Altaylı polemiği sürüyor!
Altaylı ile Bardakçı arasında yazılı polemik hem oldukça düzeyli olarak devam ediyor, hem de tartışmanın iki tarafı da üslup konusunda göz dolduruyor.
GAZETECİLER.COM (ÖZEL) Asmalımescit'te Beyoğlu Belediyesi'nin içkili yerlerin sokakdaki masalarını toplaması ile başlayan tartışma Habertürk'te tam gaz sürüyor.
ALTAYLI "ÇOĞUNLUK HAKLI DEĞİLDİR" DİYE YAZDI |
Dün yazdığı yazıyla ilgili olarak "Çoğunluk, Murat'ı
haklı bulmuş. Bence bir beis yok. Ama "çoğunluk" haklı olmayı getirmez. Çoğunluğun sesini dillendirmek, "doğru" söylüyor olmanın değil "popülist" olmanın işaretidir." diyen Altaylı şöyle sürdürdü bugün polemiği: O yüzden çok takmam çoğunluğun ne dediğini. En azından her zaman takmam. Gelen yorumları okudum. "Paris'te kahve içiliyor, burada içki" diyenler var. Güldüm. Paris'te de isterseniz içki içersiniz, isterseniz kahve. Bir de "İyi de burası Paris değil. Nerede bizde o kültür" diyenler olmuş. Bakın işte onda haklısınız. Paris'te o kültür var. Çünkü "oluşmuş". Sanıyor musunuz ki, Paris'te veya Avrupa'nın her yerinde her şey çok düzün başlamış. Ne kavgalar olmuş, ne olaylar. Sonunda kaldırımlarda adam gibi masa kurmayı, adam gibi oturmayı, adam gibi içmeyi öğrenmişler. Biz de öğreneceğiz. Ama yasakla değil. Yasaksız Türkiye diye yola çıkıp keyfi bile yasaklayarak bir halt öğrenilmez. |
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı
ile amatör tarihçi ve müzik adamı Murat Bardakçı
arasında yazılı polemik hem oldukça düzeyli olarak devam ediyor,
hem de tartışmanın iki tarafı da üslup konusunda göz
dolduruyor.
ALTAYLI DÜN "DOSTUMA
KATILMIYORUM" YAZMIŞTI
Dün Altaylı'nın "Meyhane ile kerhane, maalesef rejimin
garantisi zannedilmişti" yazan Bardakçı'ya "Murat
Bardakçı hayattaki en yakın dostlarım arasında yer alır. Bütün
dostlarımla olduğu gibi onunla da pek çok fikrimiz uyuşur. Ama yine
pek çok yakın dostumla olduğu gibi onunla da pek çok fikrimiz
uyuşmaz." diyerek yanıt vermesinin ardından bugün
gazetenin iki yazarı da aynı konuya devam etti.
Bardakçı, tıpkı Altaylı gibi "dostluk ve
arkadaşlık" temasına değinerek başladığı yazısında
"Çok sevdiğim dostum ve arkadaşım Fatih Altaylı, dünkü
köşesinde benim daha önce Asmalımescit hakkında yazdıklarıma,
özellikle de "İçki içmenin bir statü sembolü olduğunu söylememe"
katılmadığını ifade etti..." dedi ve şöyle devam etti:
FATİH KADEHİ REJİMİN TEMİNATI
ZANNEDENLERE TESLİM OLMA
"İçki, 'son senelerde' bir statü edinme vasıtası halini
aldı" dedim ve bunu hâlâ söylüyorum. Alkolü rejimin
teminatı olarak görmeye başlayanlar ile içki vasıtasıyla statü elde
ettiklerine inananlar aynı çevreye mensupturlar!
Belediyelerin sokakları yürünmez hâle getiren masaları kaldırmaya
başlamasını "içki yasağı geliyor" diye
yorumlayanların yahut ellerindeki şişelerle Kadıköy sahiline gidip
orada kafa çekmeyi protesto zannedenlerin çoğu, içkiyi statü ve
hattâ ideoloji vasıtası haline getirenlerdir.
Dolayısı ile "Bu tür bir özgürlük, özgür rejimin
teminatıdır" düşüncesi, kadehi rejimin teminatı
zannedenlere teslim olmaktır ve hatadır!
FAHRETTİN KERİM ŞERİATÇI
MIYDI?
(...) Meyhanelerin işi çığrından çıkarmalarına söz etmenin
de "yobazlıkla" değil, şehirli olmanın gerektirdiği medenîlikle
alâkası vardır.
Unutmayalım: istanbul'un tarihinde içkiye muhalefet konusunda
Dördüncü Murad'dan bile daha sert tedbirler almaya çalışmış olan
eski vali ve belediye reisi Fahreddin Kerim'in şeriatla
hiçbir alâkası yoktu...
İçkiye günün belli saatlerinde satış, yaş ve gürültü
sınırlaması getiren Birleşik Amerika ile İngiltere de birer şeriat
ülkesi değildir!