Balbay’a var da Özkan’a yok mu?..

Mehmet Yakup Yılmaz o meslektaşlarımızdan Mustafa Balbay’ın neden hala tutuklu olduğunu sormuş bugün…

GAZETECİLER.COM
Adına “Ergenekon” denilen davadan dolayı bazı meslektaşlarımız “Tutuklu”…
Hem de aylardır…
Ve hatta bir yılı çoktan doldurup ikinci yıla sarkanlar da var…
Mehmet Yakup Yılmaz o meslektaşlarımızdan Mustafa Balbay’ın neden hala tutuklu olduğunu sormuş bugün…
Oysa Balbay yalnız değil…
Sevseniz de sevmeseniz de (ki sevilecek bir yanını arayıp bulamadığımız) Tuncay Özkan da tutuklu?..
Bize göre gazeteci – yazarlarımız meslektaşlarımıza yapılan hukuksuzluğu savunurken, hislerinin etkisi altında kalıyorlar…
Ve haliyle; bir gazetecinin tutukluluğuna karşı çıkıp diğerini görmezden gelince, inandırıcılıklarını da yitiriyorlar…
Mehmet Yakup Yılmaz da bu hataya düşmüş bizce…
Balbay için bugün bir kez daha savunma yapmış ama Tuncay Özkan için halen “tık” yok…
Bakalım siz ne düşüneceksiniz…
Buyurun…
 
Tutuklama cezalandırmaya dönüştü
 
CUMHURİYET Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay 259 günlük tutukluluktan sonra dün mahkemede ilk kez savunma yapabildi.
Mustafa Balbay gibi uzun süre tutuklu kaldığı halde mahkeme önünde savunma yapabilmek için bu kadar uzun süre bekleyenlerin sayısı küçümsenecek gibi değil.
Bunun nedeni, yasalarımızdaki “tutuklanmayı düzenleyen” kanun maddelerinin geniş yorumudur.
Balbay’ın yargılandığı davada iddia edilen suç ile ilgili bütün deliller toplanmış bulunuyor.
Evinde, işyerinde aramalar yapıldı, her şeyine el konuldu, telefonları dinlendi vs.
Bu saatten sonra Balbay’ın dışarı çıktığında delilleri karartması söz konusu değil. Eğer hâlâ karartılabilecek deliller varsa, o zaman da soruşturmanın yeteri kadar ciddi yapılmadığını düşünmemiz gerekiyor.
Balbay’ın kaçma tehlikesi de yok.
Eğer böyle bir tehlike var olsaydı, ilk gözaltına alınmasından sonra bunu yapmış olurdu.
Yani neresinden bakarsanız bakın, yurtdışına çıkışına kısıtlama konularak yargılamanın tutuksuz devam ediyor olması gerekiyor.
Bu yapılmıyor çünkü yasalara aykırı olarak tutuklama, bir tür cezalandırma işlemine dönüşmüş bulunuyor.
Bu sadece Ergenekon davası için geçerli bir durum değil. Şu anda Türkiye cezaevlerindeki “tutuklu” sayısı, “mahkûm” sayısının çok üzerinde!
Bu normal bir hukuk devletinde görülebilecek bir tablo değildir!