Babasının katiline ekranda böyle seslendi
DİSK eski Başkanı Kemal Türkler'in kızı babasının katiline canlı yayında parmak salladı: Seni gördüm Ünal Osman Ağaoğlu...
İNTERNETHABER.COM - 1980 yılların kasırgalı günlerinde
uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden DİSK eski Genel
Başkanı Kemal Türkler'in kızı Nilgün Türker Soydan babasının
katiline canlı yayında parmak salladı:
Seni gördüm Ünal Osman Ağaoğlu...
Babası gözlerinin önünüde öldürülen Nilgün Soydan Türkler, uzun
yıllar sonuçsuz adalet arayışlarını canlı yayında anlattı. NTV'de
Banu Güven'in sorularını yanıtlayan Soydan, "Babamın
öldürülüşü günde en az 2-3 kez gözümün önüne gelir" dedi.
Türkler bu ülkede doğmaktan da utandığını söyledi. Soydan, babası
Kemal Türkler'in katledilişini şöyle anlattı:
GÖZÜMÜN ÖNÜNDE ÖLDÜRDÜLER!
Gözümün önünde oldu. Babam bize hep el sallardı. Annemin değişik
nöbet tutma yöntemleri vardı. Babamın yanında bir polis memuru
vardı. Son derece deneyimsizdi. Görünüşte babam polis tarafından
korunuyordu. Şimdi onu suçlamak istemiyorum. O saldırıda kendini
demirle çevrilen bir yere attı. Yeni mezun olmuştu polisti.
Siz cinayet işleyenleri gördünüz değil mi?
Evet gördüm. Mahkemede en ince ayrıntısına kadar anlattım. 1999'da
mahkemeye çıkarıldığında.
1980 yılında işlenen bir suikastin 19 yıl
sonrasında...
1980 yılında babam öldürüldü. 16 yıl boyunca dava açmak için
başvurduk. Ama dava açmamıza izin verilmedi. Ancak 1996'da karar
verildi. Bu kez katiller ortada yoktu. Kaçıyorlar,
kaçırılıyorlardı. Yakalanlar maşaydı tabi.. Bunların arkasında kim
vardı?
HER GÜN GÖZÜMÜN ÖNÜNE GELİR!
Siz oradakileri teşhis ettiniz
Tabi ki. 5 yaşında bir çocuğun gözün önünde öldürürseniz o
insan 105 yaşına gelse de unutmaz. Babam benim benim gözümün önünde
öldürülüyor. Öldüren insanı görüp teşhis edemeyecek durumda
değildim. 19 yaşındaydım. Siz bana 19 yıl sonra nasıl
hatırlıyorsunuz diyebilirsiniz. Ben 49 yaşındayım. Evlendim,
çocuğum var. Ne kadar ömrüm kaldığını bilmiyorum. Benim her gün en
az 2-3 kere babamın öldürüşü sahnesi göz önüme gelir. Evlendiğiniz
günden çocuğunuzun olduğu güne kadar en mutlu gününüzde bile
gözünüze gelir. O nedenle böyle bir şeyin akıldan çıkması, o eylemi
gerçekleştiren insanların akıldan çıkması mümkün değildir. Böyle
bir şeyi kimse yaşamasın. Babamın katili açıkçası devlet tarafından
korunuyor. Buna derin devlet denir, kontgerilla denir. Ben yargı
sürecinde çok çok tiyatro seyrettim.
19 YIL BOYUNCA TİYATRO OYNANDI
Örnek vermek gerekirse...
İlk duruşmada iki saat boyunca baş ucumdan ayak ucuna kadar
titredim. Kendisine (Ünal Osman Ağaoğlu) yüzüme bakmasını istedim.
Ben Ünal Osman Ağaoğlu'nun öldürdüğü adamın kızıydım. Hiçbir zaman
yüzüme bakamadı. Beni mahkeme başkanına şikayet etmişti,
'Nilgün Soydan devamlı bana bakıyor, bakmasın'
diye. Savcı bey de 'bana bakıyor' diye yargıca
şikayet etmişti. Savcının aynı duyguyla sizi yargıca şikayet etmesi
tiyatroya benziyor.
Babamın katili milli parkta işletmecilik yapıyor. Belki de ben
ailemle onun işletmecilik yaptığı yere gitmiş olabilirim. Böyle bir
ülkede yaşıyorum. Devletin ihalesiyle işletmecilik yapan katil
yakalandığında ne düşünürsünüz. Kardeşi Taner Osman Ağaoğlu'nun
kimliği ile yaşadığını çeşitli yerlerde okuduk. Bunlar bilinen ve
iddianamelerde okuduğumuz şeyler. Kardeşinin kimliğiyle gezmiş
devletin işletmesini yapan adam. Ben hep 'Türkler davası düştü'
başlığını görmekten çok korkuyordum. Ve bugün onu gördüm.
BEN SENİ GÖRDÜM ÜNAL OSMAN AĞAOĞLU!
Sizin avukatınız tepkisi var sizin tepkiniz var bugün.
Bundan sonra ne olacak?
Zaman aşımına uğradı. Bu nedenle davanın ortadan kalkmasına karar verildi. Benim babamın davası zaman aşımına uğrattırıldı. Bunun için devlet adım adım uğraştı. Devlet önce babamı öldürttü. Adım adım katilleri korudu. Katil bizim avukatımız sayesinde yakalandı. Avukatımız emniyetten bile yardım alamadı. Kişisel çabalarıyla yakalattı. Ünal Osman Ağaoğlu benim babamın katilidir. Ben Ünal Osman Ağaoğlu'nu gördüm.
Bundan sonra ne yapacaksınız?
Bugün ülkemden nefret ettim. Gerçekten lanet ettim bugün bu ülkede
doğduğuma. Keşke annem babam da doğmasaymış dedim. Biz nasıl
bir ülkede yaşıyoruz diye düşündüm. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'ne her halükarda, katil ceza almış olsa da gidecektik. Şu
durumda davanın zaman aşımına bağlı olarak sonlandırılması
durumunda AİHM'e gitmek bir vatandaş olarak ağrıma gidiyor. Bugün
canım babam Kemal Türkler'in ölüsüyle bile hala korku vermek
üzüntümün yanında bana açıkçası zevk verdi. Sağlığında bastı mı yer
sallanırdı. Bugün ölüsünden bile 30 yılı geçmiş olmasına rağmen
adından ne kadar çok korkulduğunu görmek keyif verdi. AİHM'de
katilleri koruyan devleti cezalandırılmasını sağlarsam çok mutlu
olacağım. Artık üzülmüyorum sadece bu ülkede doğduğum için
üzülüyorum.