Babasını toprağa vermiş bir çocuğa ne soracaksınız, ne konuşacaksınız?
Madenci babanın mezarı başında eşi ve kızını görünce neden ve nasıl ağladığını anlatan Özdemir o anları bakın nasıl yazdı
Soma'daki maden faciasının ardından bölgeye giden ve CNN
Türk'teki programını Soma'dan gerçekleştiren Radikal yazarı Cüneyt
Özdemir, bugün köşesinde "Yüzünü dökme küçük kız" başlıklı
yazısında Soma Mezarlığı'nda toprağa verilen madencileri
anlattı.
Emekliliğine 6 ay kalmış olan, oğlunun sünnet düğünü için
bastırdığı davetiyelerini cebinde taşıyan madenci babanın mezarı
başında eşi ve kızını görünce neden ve nasıl ağladığını anlatan
Özdemir o anları bakın nasıl yazdı:
"Soma Mezarlığı'nda yürüyoruz. Ağaçların altında Soma’nın
yakın tarihi yatıyor. Aile mezarlıkları, bir şehit
mezarlığı, tanımadığımız ve tanımayacağımız bir kadının mezarlığı,
hepsi bir arada… Düzenli, temiz, huzur dolu.
Derken mezarlığın en uç köşesine geliyoruz. Burası
normal şartlarda boş bırakılmış bir alan şimdi ise yan yana onlarca
mezar kazılmış. Burası artık Soma Şehit Madenci Mezarlığı
olmuş. Birkaç mezarda dün toprağa verilen madencilerin yattığını
anlıyorsunuz. Mezarların üzerinde birer testi ve üzerinde
isim ile ölüm tarihi yazan bir tahta parçası var. O
kadar…
Öğlene doğru mezarlık dolmaya başlıyor.
Köylerden, kasabalardan gelen madencilerin aileleri omuzlarında
yirmişerli otuzarlı gruplarla tabutları taşıyorlar. Kadınlar
ağlıyor. Erkeklerin yumrukları sıkılı. Başlar önde…
Karışık bir şekilde tabutlar toprağa veriliyor. Tam bir kaos.
Herkesin tabutunun başında. Ne bir sesli dua ne de bir düzen…
Soma’da madenciler öldükleri gibi uğurlanıyorlar. Apar
topar.
(...)
İşte onu tam bu karmaşa içinde görüyorum. Etrafta onlarca mezarda
babalar, abiler, yeğenler, eşler defnedilirken. En uçtaki mezarın
önüne tek başına çökmüş. Mezara bakıp ağlıyor. Etrafta onlarca
kişinin arasında bir an yanlış gördüm diye düşünüyorum. O sırada
mezarın başındaki annesi ile göz göze geliyoruz. Mezarı başıyla
gösterip "Eşim" diyor. Sonra
"Kızım.." kelimeleri ağzından çıkar gibi oluyor.
Ben de kendimi tutamıyorum ağlamaya başlıyorum.
Etrafımızda onlarca, yüzlerce insan var.
Cebimden fotoğraf makinesini çıkartıp bu anı çekmek içimden
gelmiyor, elim varmıyor. Kameraman Serdar kayıtta.
"Kayıttan çık" demeye de gücüm yok. Birazdan kızın
erkek kardeşi de yanına gelip mezarı öpüyor. Annesi iki çocuğunun
ellerinden tutup mezardan uzaklaştırıyor. Gazeteciler çocukların
yanına gidiyorlar. Sorular soruyorlar. Uzaktan bakıyorum kız
çocuğunun gözlerinden damlalar süzülüyor. Babasını toprağa
vermiş bir çocuğa ne soracaksınız, ne konuşacaksınız?
Mezarlıktan çıkıyoruz.