Babaoğlu'dan 'ikiyüzlü medya' eleştirisi

Haşmet Babaoğlu, medyadaki ikiyüzlülükleri sektörde onlarca yıl yönetici olarak görev yapanların yüzsüzlüklerini kaleme aldı...

Haşmet Babaoğlu, medyadaki ikiyüzlülükleri sektörde onlarca yıl yönetici olarak görev yapanların yüzsüzlüklerini kaleme aldı...

Pazar notları: Birlikte sevdiğimiz şarkılar!

Medya iki yüzlü mü? Bir anlamda, evet! Ya bu sektörde onlarca yıl yönetimde görev yapmış; alçakça manşetlere ve haberlere imza atmış olanların başları sıkışınca medyanın ikiyüzlülüğünden dem vurmalarına ne demeli? Yüzsüzlük bu!

***
Hangi sektörde bir yöneticinin geçmişteki hataları asla utanç ve pişmanlığa yol açmaz? Medyada!

***
Medyada utanç verici işler, can alıcı hatalar nasıl örtülür? Cevap açık: çanak sorulardan oluşan söyleşilerle...

***
Medyanın en şımarıkları kimler peki? Söyleyeyim... Meslek ilkeleri ve insani açıdan en vahim hatalara imza atanlar! Belki "medyanın en şımartılmışları" demek, daha doğru!

***
Ergenlik çağındayken okunan çizgi romanlar, baştan çıkartan filmler, kulaktan kulağa anlatılan hikâyeler... Hepsi de erkek çocukların ruhundaki serüven ateşini körükler. Sonra büyürüz. Bazılarımız adrenalin sporları yaparak, bazılarımız kapısının önüne cip çekerek, çoğunluk ise ona buna dayılanarak içindeki o koru yeniden alevlendirdiğini sanır. Olmayacak şeydir oysa! İşin gücün rutinine, alışkanlıkların cenderesine hapsolmuşsan eğer... Kızları kötü adamların elinden nasıl kurtaracaksın, nasıl adalet için çarpışacak, nasıl uzak denizlere yelken açacaksın! Ah! Bu çelişki biz erkeklerin içini bir kurt gibi kemiriyor!
***
Cahit Sıtkı Tarancı, nisan ayının bizdeki etkisini ilk sevgilimizin gülüşünün yarattığı etkiye benzetir. Haklıdır!

***
Uzun bir ilişkiden henüz çıkmıştı. Onca yılın "hatırına" gerçekleşen evlilikler vardır; hani birkaç yıl geçince ya büyük mutsuzlukların yuvası olurlar ya da patırtılı boşanmalarla sonuçlanırlar; ilişkileri öyle bir yola girecek sanıyordum. Ayrılık haberlerini aldım. Geçen gün karşılaştım. Konuşurken başını eğerek, "iyiyim, travma dönemini atlattım ama..." dedi durdu. Sonra şöyle devam etti: "Şarkılar ne kadar önemliymiş hayatımızda, bilmezdim! En kötüsü o! Onunla birlikte sevdiğimiz şarkıların hiçbiri tat vermiyor bana artık!"

***
İnsan kendine bin türlü sarhoşluk bulur; alkollü ya da alkolsüz... İnsan bin türlü hipnoz olur; ister gözleri açık, ister derin uykulu... Hepsi de "telafisi imkânsız kayıp" gerçeğiyle ayık kafayla baş etmekte zorlandığındandır. Telafisi imkânsız kayıp... Nedir bu? Zaman elbette! Geçip giden zaman! İkide bir "insanın kendiyle barışması"ndan söz edenler asıl insanın zamanın geçip gidişiyle barışabilip barışamadığını kurcalasalar ya!

***
Bir arkadaşım "ben mutluluğumu tırnaklarımla kazıyarak elde ettim" dedi. Tırnaklarının acısına nasıl dayanıyorsun, diye sordum.

HAŞMET BABAOĞLU / SABAH