Baasçılık Erdoğan'ın kalpağına kadar uzandı!

Cemal, İttihatçılar ve Kemalistlerin, BAAS rejimiyle yaşadığı tarihi ortaklığı konu alırken AKP'yi çemberin dışında tutmadı...

GAZETECİLER.COM
Suriye'deki iş savaş Türkiye kamuoyunda da siyasilerin birbirlerini "Baasçı" olarak suçlamasına yol açtı. Milliyet yazarı Hasan Cemal, İttihatçılar ve Kemalistlerin, BAAS rejimiyle yaşadığı tarihi ortaklığı konu aldığı yazısında AKP içindeki BAAS damarına da dikkat çekti.

"Enver’in bıyığından Tayyip Erdoğan’ın kalpağına kadar uzanabilen Baasçılık..." diyerek söze başlayan Hasan Cemal yazısını şöyle bitirdi: "Bizim siyasetteki İttihatçı -ya da Baasçı- damar epeyce güçlüdür. Öyle olmasaydı, Tayyip Erdoğan’a da kalpak giydirebilirler miydi?.."

İşte Cemal'in yazısındaki ilgili bölüm:

Aliya İzzetbegoviç Bosna’ya ‘Suudi parası’yla İslami düzen getirmeye hazırlanıyordu.
Miloşeviç’e karşı Müslüman Boşnakların safında İslam dünyasından simsiyah sakallarıyla ‘İslamcı mücahitler’in savaştıkları ne kadar doğruysa, 1992’de, 1995’te savaş zamanı Saraybosna’da tanıdığım İzzetbegoviç’in ülkesine İslami düzen getireceği o kadar palavraydı.
Bizim Baasçılar, Arap baharı’na da daha çok irtica penceresinden baktılar. Bu yüzden, Şam’daki Beşar Esad’ın Baasçı rejimini bile kollamak istediler.
Bugün bile Şam’daki zalim düzenin devamını isterler, çünkü Baas diktası giderse, yerine radikal İslamcı bir düzen geleceğine ve Kürtlerin de bağımsızlık yolunda mesafe alarak bizim Kürtlere kötü emsal olacaklarına inanırlar.
Bizim Baasçılar böyledir.
‘Tek tipci’dirler.
Farklılığı, çoğulculuğu sevmezler.
Torna tezgahından çıkma bir toplum düzeni olsun isterler.
Kürt, Kürdistan sözcüğünden rahatsız olurlar. Alevilik canlarını sıkar. Ermeni deyince tüyleri diken diken olur.  
İttihatçılar’dan Cumhuriyet döneminin ‘milliyetçi Kemalistleri’ne kadar bizim Baasçılarımız böyledir.
Yazımın başında belirttiğim gibi, bizim Baasçılarımız aslen İttihatçı’dır. Hem devlette ve asker-sivil bürokraside, hem CHP’de, hem de MHP’de mebzul miktarda mevcutturlar.
Peki ya Ak Parti’de?
‘Bizim Baasçılar’ elbette Ak Parti’de de etkin biçimde konuşlanmışlardır.
Kürt deyince, Alevi deyince, Ermeni deyince, her seferinde vücut kimyalarının bozulmasından apaçık anlaşılıyor iktidar partisinin içindeki nüfuzları...
Uzun lafın kısası:
Bizim siyasetteki İttihatçı -ya da Baasçı- damar epeyce güçlüdür. Öyle olmasaydı, Tayyip Erdoğan’a da kalpak giydirebilirler miydi?..

Yazının tamamı için