Azmettiricisinin Medya olduğu bir cinayet
Medya, "terörist sandık" vurduk dese de suçluyor askeri, "köylü sandık vurmadık" dese de...
ADNAN BERK OKAN - HABER
ANALİZ
Hatay'ın Hassa ilçesinde güvenlik güçlerinin, kekik toplayan köylüleri terörist zannederek ateş açması sonucu 2 köylünün öldüğünü, 1 köylünün de yaralandığını öğrenince hiç duraksamadan "Azmettiricisinin Medya olduğu bir cinayet" dedim.
Hatırlayacaksınız.
Gediktepe sınır karakoluna baskın yapıldığında ve yedi şehit verdiğimiz o menfur olaydan sonra Medyamız; saldırganları "köyü çobanlar" zannettiklerini açıklayan birlik komutanıyla alay etmişti. İlle de hükümete yandaş gazeteci ve yorumcular, "o kadar çok çoban bir arada olur mu?" diye sorup TSK ve genelkurmay ile kafa bulmuşlardı...
Aynı gazeteciler daha önce de "terörist sandık" vurduk diye açıklama yapan askerleri "katil" olarak tanımlamışlar, köylülerin kasten öldürüldüğünü iddia etmişlerdi...
Medya, "terörist sandık" vurduk dese de suçluyor askeri, "köylü sandık vurmadık" dese de...
Gediktepe baskınından sonra TSK, "köylü sanıldıkları için vurulmadılar" diye açıklama yapınca o kadar aşağılandı ki bu kez yine aynı şekilde aşağılanmaktan korkan askerler "terörist sandıkları köylülere" ateş açmışlar...
Medya, ülkenin başına giderek daha çok belâ olduğunun farkında değil mi ne?..
Başbakan ve Genelkurmay başkanı siperde çöktüler diye yapmadığını bırakmadılar...
Medyadan gaz alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da şimdi inadına "ben de gideceğim Gedikpaşa'ya (aynen böyle dei. belli ki gediktepe ile Gedikpaşa'yı karıştırdı) ve 'çök' deseler de çökmeyeceğim" diyor...
Çılgınlık bu!...
Gideceği yer belli...
Gideceği gün belli...
Ve çökmeyecek...
Eğer o gün Kılıçdaroğlu ile yanındaki Genelkurmay Başkanı da "medya için kahramanlık" yapar ayakta dikilirlerse...
Ve...
Belki gerçek teröristlerden belki de iç düşmanlardan bir roket gelirse Medya bunun hesabını veremez...
Hatay'ın Hassa ilçesinde güvenlik güçlerinin, kekik toplayan köylüleri terörist zannederek ateş açması sonucu 2 köylünün öldüğünü, 1 köylünün de yaralandığını öğrenince hiç duraksamadan "Azmettiricisinin Medya olduğu bir cinayet" dedim.
Hatırlayacaksınız.
Gediktepe sınır karakoluna baskın yapıldığında ve yedi şehit verdiğimiz o menfur olaydan sonra Medyamız; saldırganları "köyü çobanlar" zannettiklerini açıklayan birlik komutanıyla alay etmişti. İlle de hükümete yandaş gazeteci ve yorumcular, "o kadar çok çoban bir arada olur mu?" diye sorup TSK ve genelkurmay ile kafa bulmuşlardı...
Aynı gazeteciler daha önce de "terörist sandık" vurduk diye açıklama yapan askerleri "katil" olarak tanımlamışlar, köylülerin kasten öldürüldüğünü iddia etmişlerdi...
Medya, "terörist sandık" vurduk dese de suçluyor askeri, "köylü sandık vurmadık" dese de...
Gediktepe baskınından sonra TSK, "köylü sanıldıkları için vurulmadılar" diye açıklama yapınca o kadar aşağılandı ki bu kez yine aynı şekilde aşağılanmaktan korkan askerler "terörist sandıkları köylülere" ateş açmışlar...
Medya, ülkenin başına giderek daha çok belâ olduğunun farkında değil mi ne?..
Başbakan ve Genelkurmay başkanı siperde çöktüler diye yapmadığını bırakmadılar...
Medyadan gaz alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da şimdi inadına "ben de gideceğim Gedikpaşa'ya (aynen böyle dei. belli ki gediktepe ile Gedikpaşa'yı karıştırdı) ve 'çök' deseler de çökmeyeceğim" diyor...
Çılgınlık bu!...
Gideceği yer belli...
Gideceği gün belli...
Ve çökmeyecek...
Eğer o gün Kılıçdaroğlu ile yanındaki Genelkurmay Başkanı da "medya için kahramanlık" yapar ayakta dikilirlerse...
Ve...
Belki gerçek teröristlerden belki de iç düşmanlardan bir roket gelirse Medya bunun hesabını veremez...