Aziz Üstel'den paşaların eşlerine zor soru!
Star yazarı Aziz Üstel Balyoz davasından tutuklu emekli ve muvazzaf subayların eşlerine zor bir soru sorudu: Ben işkence görürken siz neredeydiniz?
"En doğal haklarıdır! Yeni Türkiye'nin mis gibi demokrasi kokan çayırına çimenine çadır kurup dava sürecini eleştirebilirsiniz; kimse de kılınıza dokunamaz" diye yazan Üstel ardından "Ama, Balyoz eğer beynimizde patlasaydı, bizler yargılanıyor olsaydık Silivri'de, acaba eşimiz, anamız çadır kurup dava sürecini eleştirebilir miydi? Ne haddine! Dipçiği yediği gibi kanlar içinde serilirdi yerlere" diye yazdı.
Üstel olası eleştirilere ise "Sakın itiraz etmeyin! Bunları yaşadım çünkü" diye peşinen yanıt verdi ve 12 Eylül'de yaşadığı işkenceyi bakın nasıl anlattı:
"Sonbahar olmasına rağmen sıcak cayır cayır yakıyordu
Ankara'yı. Ayağımda kot pantolon, sırtımda gömlek, hazırolda
duruyordum. Sıkıyönetimde görevli Şahap Binbaşı, çardağın altında
buzlu rakısını yudumluyordu.
SÜS HAVUZUNA GİRİLECEK!
GİR!
Bana çardağın hemen önündeki süs havuzuna girmemi emretti. Girdim.
Su ancak dizlerime kadar geliyordu. "Otur!" diye bağırdı. Oturdum,
"Kalk!" Kot pantolon, ikinci bir deri gibi yapışmıştı
bacaklarıma.
"Çık havuzdan it oğlu it!" Çıktım. "Eğil!" Dizlerimi tutarak
eğildim.
YIĞILIP KALDIM BİLMEM KAÇINCI
DARBEDEN SONRA
Çam yarması gibi, bir astsubay Kırıkkale tüfeğinin harbisiyle
vurmaya başladı belime, baldırlarıma, bacaklarıma. Yığılıp kaldım
bilmemkaçıncı darbeden sonra.
Kendime geldiğimde yıldırım merkez komutanlığının bodrumunda, küçük
bir odadaydım. Mamak'a götürülünceye kadar da o odada
kaldım.
DARBE YAPMADIM, ANDIÇ
YAYINLAMADIM
Peki suçum neydi? Kemal Tahir'in Yorgun Savaşçı, Devlet Ana ve Kurt
Kanunu adlı kitaplarını yayınlayan yayınevinin yöneticisi olmak! Ne
sorguya çekildim, ne mahkemeye çıktım... Darbe yapmaya kalkışmadım,
andıç yayınlamadım, seçim sandığını tekmelemedim, rahmetli Kemal
Tahir'in kitaplarını yayınladım; o kadar! Ve bu yüzden dört kez
götürüldüm Mamak'a. Ve bilmemkaç kez falakaya yatırıldım.
"