Aytuğ Atıcı'dan Kılıçdaroğlu'na eleştiri: Dostlarımız bugün dosttur, yarın değildir
Milliyet yazarı Tunca Bengin, Kemal Kılıçdaroğlu'nun "dostlarla iktidar" açıklamasını 37. kurultayda Kılıçdaroğlu’na rakip olmak isteyen ama delegelerden adaylık vizesi alamayan Prof. Dr. Aytuğ Atıcı'ya sordu. Atıcı, "Dostlarımız bugün dosttur, yarın değildir" diyerek Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi.
CHP'nin 37. kurultayı siyasetin ilk gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor. Kurultay her ne kadar liste yarışlarıyla öne çıksa da altıncı kez Genel Başkan seçilen Kemal Kılıçdaroğlu'nun "dostlarla iktidar" hedefi de bri o kadar konuşuldu.
Milliyet gazetesi yazarı Tunca Bengin de bu söylemi kurultayda Kılıçdaroğlu’na rakip olmak isteyen ama yeterli imzayı toplayamayan Prof. Dr. Aytuğ Atıcı'ya sordu. Atıcı, Kılıçdaroğlu'nun uzun zamandır "CHP iktidarı" ifadesini kullanmadığını söyleyerek, "Bizim dostlarımız milletimizdir. Biz milletimizin rızasıyla ve oylarıyla ancak iktidar olabiliriz, dostlarımız bugün dosttur, yarın değildir. Düşman olmasa bile dost olmayabilir çünkü ideolojisi farklı olan partilerdir" dedi:
"SOL ELİMİZDE HDP, SAĞ ELİMİZDE DİĞER PARTİLERİ BASTON OLARAK TUTUYORUZ"
“Biz sol elimize HDP’nin bastonunu, sağ elimize diğer ittifak üyelerinin bastonunu alarak yürümeye çalışıyoruz. Bu doğru değildir; ver bastonumu kardeşim dediğinde, yere yığılacağız. Artık herkesi ciğerine kadar tanıyoruz. Denenmişleri yeniden denemeye ihtiyacımız yoktur. Bizim, CHP’ye yakışan, ilkelerine uygun yeni şeyler söylememiz gerekir."
"DAVUTOĞLU ve BABACAN'DAN MEDET UMMAMALIYIZ"
"Yoksa Ahmet Davutoğlu’ndan medet umarsak olmaz. Babacan’dan medet umarsak olmaz. Bunlar bütün ferasetlerini gösterme fırsatı buldular, başbakan oldular, başbakan yardımcısı oldular ve çuvalladılar, yapamadılar. O yüzden de bir daha denemeye gerek yok. Abdullah Gül bütün ferasetini gösterdi, olmadı. Abdullah Gül’den bize cumhurbaşkanı olmaz. Akıllı insanlar yaşadıklarından ders alırlar, daha akıllı olanlar başkalarının da yaşadıklarından ders alırlar. Biz ders almak zorundayız...”