Ayşenur Arslan'ın fendi, Mehmet Altan'ı yendi…
Mehmet Altan, Türkiye’nin gerçek entelektüellerinden biridir… Ağabeyinden daha az ideolog, daha sakin ve daha hoşgörülüdür ama…
GAZETECİLER.COM
Sükûnet’in, öfkeye zaferi mi desek?..
Olgunluğun, ihtirasa
galebesi mi?..
Yoksa; kadın hissiyatının, erkek
saldırganlığına üstünlüğü mü?..
Ya da hepsini birden mi
söylesek…
Öncelikle bir durum
tespiti…
Mehmet Altan,
Türkiye’nin gerçek entelektüellerinden
biridir…
Ağabeyinden daha az ideolog, daha
sakin ve daha hoşgörülüdür ama…
Konu antidemokratik kurumsallaşma
veya evrensel hukukun dışına taşmak oldu mu öfkesini
engelleyemez…
Ayşenur Arslan’ı ise önce, “iyi bir gazeteci” olarak tanıyoruz…
“İz peşinde koşmaktan
yorulmayan” bir haberci…
Vee…
Zekâsını bilgisi ile destekleyen
mükemmel bir moderatör…
Mehmet Altan genellikle sığ laikçiler karşısında hep zafer
kazanmıştır…
Bazen de bilgisiz sözde
moderatörlerin yavan sorularını pas olarak değerlendirip üst üste
goller atmıştır ama…
Ama bu kez çekirge
sıçrayamamıştır…
Çünkü karşısında Ayşenur Arslan
gibi görünmeyen ama güçlü bir “ökse” bulmuştur…
Bocalamış… kendi cevaplarının,
“ters köşe sorular” olarak bir bumerang gibi dönüp bedenine
saplanmasından rahatsız olmuştur…
Zaman zaman öfkesini
dizginleyememiş… çok kere de o her zamanki akıcı konuşması, GSM
operatörlerinden özel fiyat isteyen konuşma özürlü yurttaşlarımıza
dönmüştür…
Ancak…
Hem Ayşenur Arslan’ı ve hem de
Prof. Mehmet Altan’ı, uygar tartışmanın nasıl yapılması konusunda
verdikleri ders nedeniyle kutlarız…
Mehmet Altan’ı da “galip sayılır böyle nezaketli mağlup” diyerek teselli
ederiz…