Ayşe Özyılmazel kürtaj kurbanı oluyormuş!
Sabah yazarı Ayşe Özyılmazel az daha kürtaj kurbanı oluyormuş! Kendisini aldırmayı düşünen annesi Ayşe'yi nasıl doğrumuş?
Ayşe Özyılmazel, aldı annesi Oya Germen'i karşısına ve sordu: "Sence bizim ilişkimiz nasıl? Anneler her şeyi nasıl öngörebiliyor? Hangi huylarım sana, hangi huylarım babama benziyor? Seni en çok ne zaman mutlu ettim?"
Onun gibi yar olmuyor, hiçbir şey onun yerini doldurmuyor. Bu dünyada insanı en çok o seviyor. Kim mi? Annemiz tabii. Yarın Anneler Günü. Ben de fırsat bu fırsat aldım annem Oyiş'i karşıma sordum dobra dobra. Aslında daha sorulacak 10 röportajlık soru var ya... Neyse tüm annelerin Anneler Günü bugünden kutlu olsun. Hadi röportaja...
- Oyiş dobra doba konuşmaya geldim... Hani şu anne sevgisi derler ya, başkadır, gerçekten başka mıdır?
- Bir anne için çocuklarının yerini hiçbir şey dolduramaz çünkü onlar onun canıdır kanıdır, hayatıdır, aşkıdır, her şeyidir. Anne olunca anlarsın.
- Ben bu anne olunca anlarsın lafını bir ömür duydum, anne olana kadar da başıma kakmaya devam edeceksin. Yahu ne anlayacağım, kafama saksı mı düşecek?
- Şimdi böyle konuşmanı çok iyi anlıyorum, anne olmadan önce ben de aynen senin gibi düşürdüm. Annelik çok farklı, çok kutsal bir duygu.
ÇOK ZOR ANNE OLDUM
- O zaman anne olmadan önceki zamana dönelim. Hamile olduğunu ilk ne zaman öğrendin, hazır mıydın?
- Evet, çok hazırdım, hem de her şeyden çok. Zaten çocuklarımın olması ve kuracağım aile benim için her şeyden değerli olduğu için mesleğimi bırakmıştım. Ancak çok zor anne olabildim.
- Çok zor derken...
- İlk hamile kaldığımda 24 yaşımdaydım. Altı buçuk aylık bebeğimi erken doğumla kaybettim, bir saat yaşadı, olmadı. Bir sene sonra tekrar anne olmak istedim bu defa da yedi aylıkken karnımda öldü...
- Ne yaptın? Ruh halin neydi?
- Çok ciddi depresyona girdim. Dünyanın sonu geldi sandım ve çok istediğim bebeğime hiçbir zaman kavuşamayacağımı düşündüm. Sonra bir sürü kontroller yapıldı, yeniden hamile kaldığımda iki buçuk aylık hamileyken rahim ağzı dikildi ve dokuz ay yattım.
- Dokuz ay sonra Zeynep çıktı... Onu gördüğündeki ilk hissin ne?
- Ayşeciğim şu anda anlatmak çok zor. Tanrının bana verdiği en güzel hediye olduğunu düşündüm.
- Ya ben? Duyduğuma göre beni istememişsiniz. Hımmm, sizi siziii...
- Zeynep doğduktan altı ay sonra sana hamile kaldım, çok erken geldi bana. Anneannenle doktora gittik, ben içeride giyinirken anneannen doktorla işbirliği yapmış. "Aman siz bunu alırsanız, o bir daha hamile kalamaz, dokuz ay sırt üstü yatmaz," demiş. Doktorum "Bu çocuğu alamam ben," demez mi! "Peki," dedim. Sen de nasıl bir çocuk olduğunu anne karnındayken belli ettin, kıpır kıpırdın. Sekiz aylıkken de doğdun.
- Beni kucağına aldın. İlk aklından geçen?
- O kadar güzel bir bebektin ki, en büyük idealim iki kız çocuğumun olmasıydı. Ayy çok güzeldin, hokka gibiydin.
- Senin annenle ilişkin nasıldı?
Sabah
- Annem tanıdığım en fedakâr insan. En hasta olduğu zaman hâlâ kendisinden önce beni ve sizleri düşünür. Hani dedim ya anne olmadan anlamazsın diye annemin beni ne kadar düşündüğünü anne olunca anladım.
SEN BENSİZ, BEN SENSİZ HİÇİZ
- Annenle ilgili pişmanlığın var mı?-
- Zamanında bana yaptığı uyarıları daha fazla dikkate almalıydım. Ama insan yaşamadan bazı gerçekleri fark edemiyor.
- Nedir o gerçekler, ne oldu?
- O kadarını anlatamam.
- Peki Oyiş, sence bizim ilişkimiz nasıl? Lütfen objektif değerlendir.
- Dünyanın en şanslı annelerinden biriyim.
- "Ana gibi yar olmaz," diye boşuna dememişler...
- Sence nasıl bizim ilişkimiz?
- Bir kere aşk yaşadığımız kesin, kabul et. Sen bensiz, ben sensiz olamayız. Sen bana çok düşkünsün, nazım da geçer, sazım da. Ne yaparsam sevgi garanti. Arada takışırız, anlaşamayız aah ah gerçek aşk böyle herhalde...
- Hah aynen öyle.
- Ben neleri yapabilirim, neleri yapamam sence?
- Sen istedikten sonra her şeyi yaparsın Ayşe. Çünkü sende çok enteresan bir şey var, insanları mıknatıs gibi kendine çekebiliyorsun. Buna şirinlik mi desem tatlılık mı desem...
- De, de... Devam et.
- Öyle bir güç merkezi oluşturuyorsun ki bağımlılık yapıyorsun. Fakat senin sağın solun hiç belli olmuyor kızım. Kuş misalisin...
- Senin bana layık bulduğun erkek arkadaş tipini bir anlatır mısın? Seni mi kıracağım, 'Secret' yapacağım.
- Hem duygusal, sevgi dolu hem akıllı mantıklı, gerçekten çok güvenebileceğin bir erkek lazım sana. Tabii benim düşündüklerim sana asla uymaz.
- Benim mutlu olacağıma inanıyor musun?
- Aslında sen dışarıdan bakıldığında hiçbir şeye aldırmayan biri gibi görünüyorsun ama çok derin bir duygu dünyan var. Çok hassas ve çok kırılgansın. Sen sevildiğine inanırsan mutlu olursun ama bunu bulamadın.
- Benden nasıl bir anne olur sence?
- Sen dünyanın en tatlı annesi olursun ama o günleri görmek bana nasip olur mu bilmem.
- Bir anne ne ister, kızının iyi bir kariyeri olmasını mı, aile kurmasını mı?
- İyi bir kariyerinin mutlaka olması gerekiyor, devir böyle. İyi bir aile de kariyerine güç katar. İkisini de isterim.
- En kötü huyum ne? Anne gülmeee...
- Ele avuca sığmıyorsun yavrum ne diyeyim ben sana.
BU ANNELİK BANA AĞIR GELDİ
- Ben seni bir sabah bile yataktan kalkmış perişan halde görmedim. Hep rujun, takıların, şık sabahlıkların vardı. Bu nasıl oluyor?
- Bu bir yaşam tarzı, ben doğuştan bakımlıyım. Sizin de öyle olmanızı isterim, bence her kadın öyle olmalıdır. Ayrıca güne bakımlı başlayan kadın, kendine saygı duyan kadındır. Hepsi kendim için.
- Bence sen türünün tek ve son örneğisin.
- Oh ne güzel. Biraz örnek alsan...
- Pekiii benim yaşımda ve yerimde olmak ister miydin?
- Bir gün bile geride olmak istemezdim çünkü şu an bulunduğum yer öyle güzel ki...
- Bir anne, Anneler Günü'nde yavrucuğundan ne ister?
- Onu koklaya koklaya öpmek ve sevildiğini bilmek.
- Çok romantiksin Oyiş, bu annelik bana şimdilik ağır geldi galiba.
- E anne olunca anlarsıııın.
- Tamam, tamam anlarım. İnşallah.