Ayşe Hür o eleştiriye nasıl yanıt verdi?

Ayşe Hür, Malazgirt Savaşı'nda Türklerle Kürtler'in birlikte savaştığını söyleyerek, Anadolu'ya girişin tarihini anlattı

GAZETECİLER.COM - Radikal'deki köşesinde tarihçi Ayşe Hür "Anadolu'nun kapısını Türklerle Kürtler birlikte mi açtı?" sorusuna yanıt aradı.
Geçen hafta ilk yazısında Malazgirt savaşını konu edinen Hür'ün bir cümlesine takılan ve sert şekilde eleştirenlere yanıtı farklı oldu.

Hür, "resmi tarih tezine uygun yazdın" eleştirisini bakın nasıl yanıtladı.

İşte o yazıdan çarpıcı bir bölüm:

Olaya yakın tarihli kaynaklarda tek satır yokken, 180 yıl sonra kaleme alınmış iki kaynakta geçen birer cümleye dayanarak "Türkler, Kürtler olmasa Anadolu'ya yerleşemezdi' demek doğru olmaz.

 

RESMİ TÜRK TARİHÇİSİ GİBİ ELEŞTİRİSİNE YANIT

Geçen haftaki yazım “Malazgirt Savaşı’nın safahatını anlatmadığım” için de eleştirildi ama en ağır ifadeler, “Alparslan’ın ordusunda çok miktarda (kimine göre 10, kimine göre 20 bin) Kürt askeri olduğu, dolayısıyla Anadolu’nun kapısını Türklere açanların Kürtler olduğu halde” benim buna değinmeyerek, tipik bir ‘resmi Türk tarihçisi gibi’ davrandığım mealindeydi. Savaşı anlatmak isterdim ama yer kısıtlıydı. ‘Malazgirt’e Kürt katkısı’ iddialarına cevabı da aynı gerekçeyle bu haftaya bırakmıştım. Buna dair bir not koymamak eksiklik oldu, ‘ilk yazı’ telaşına verin lütfen.

Aynı telaş içinde, Gürdal Aksoy’un Halklar Hapishanesi Anadolu, Kürtlerde Anadolumerkezci Yabancılaşma adlı kitabını da “Henüz yayımlanmamış” diye takdim ettim, halbuki kitap 2002’de Komal Yayınevi’nce yayımlanmıştı. Yazardan ve sizlerden özür dilerim. Bir özür de, Malazgirt Savaşı’nın 900. yıldönümü için bastırılan hatıra paraların altına 500. yıldönümü yazılması için

POPÜLER KÜRT TARİH TEZİ

Konumuza dönersek: Benim şakayla karışık ‘Popüler Kürt Tarih Tezi’ adını verdiğim söylemde Alparslan’ın ordusunda olduğundan başka, Romanos Diogenes’i esir eden askerin Kürt olduğu; Malazgirt adının Kürtçede Me (biz)- lez (tez, çabuk, erken)- girt (aldık) kelimelerinden geldiği gibi iddialar da var.

Bunları Abdullah Öcalan da “Selçuklu Sultanı Alparslan’ın Bizans’ı yenmesinde de Kürt beylikleri kuvvetlerinin büyük desteği vardır...” (Aktaran Rafet Ballı, Kürt Dosyası, Cem Yayınevi, 1991, s. 215) diye onaylayınca, bırakın aksini söylemeyi, konuya değinmemek bile tipik ‘resmi Türk tarihçisi’ olarak algılanmaya neden oluyor anlaşılan.

Peki, Alparslan’ın ordusunda Kürtler var mıydı? Önce şunu tekrarlayayım: Birincil ve ikincil Bizans, Ermeni, Süryani ve Batı kaynaklarında Kürtlerin katkısından söz eden olmadığı gibi Türk, Ghuzzlar, Uzlar, Oğuzlar, Türkmenler, Irrakiyye (Şii Türkmenler) terimleri bol bol geçiyor. Bu kaynaklarda Büyük Selçuklu Sultanlığı’nın bir ‘Türk’ devleti olduğu konusunda mutabakat var. 

Aynı durum Arap kaynaklarında görülüyor ama yine de Kürtlerden söz eden iki Arap kaynağı var. Ali Sevim ve Faruk Sümer’in İslam Kaynaklarında Malazgirt Savaşı adlı kitabında yer alan İbnü’l-Cevzi’nin (ö.1257) anlatısı şöyle: “Az önce 10 bin Kürt de Sultan’a katılmıştı. Bununla beraber Sultan ulu tanrıdan sonra buyruğundaki 4 bin kişilik hassa askerine güveniyordu.” (s.34-35) Bu Kürtlerin kimler olduğu konusunda bilgi vermeyen yazar, Bizans ordusunun mevcudunun 400 bin olduğunu söylüyor. Halbuki bugün ciddi araştırmacılar bu sayının 40 bin civarında olduğunda hemfikir.

Aynı kitapta İbnü’l-Adim (ö.1262) de şöyle diyor: “Sultanın yanında 4 bin atlı kalmıştı (…) Sultan Alparslan’a Kürtlerden ve sair kavimlerden olmak üzere 10 bin kadar insan da katılmıştı.” (s. 57) Bu yazar ise Bizans ordusunun 200 bin kişi olduğunu söylüyor. Kitapta yer alan diğer 11 yazar Kürtlerden tek kelime bile söz etmiyor. Bunların kaleme alınış tarihleri savaşa daha yakın, yine de en erkeni 100 yıl sonra. 

İNTERNETTEKİ BİLGİ UYDURMA

İnternette bazı yazılarda İbnü’l-Ezrak’ın (ö. 1176) Mervani Kürtleri Tarihi adlı kitapta Alparslan’ın ordusuna Mervani (Merwani) Kürtlerinden 14 bin askerin katıldığını okudum. Bu, uydurma bir bilgi. İbnü’l-Ezrak ne bu kitapta, ne de başka anlatılarında Kürtlerden, Kürt askerlerden söz ediyor. Aslında Türklerle Kürtlerin o dönemki ilişkilerini düşününce, böyle bir işbirliği çok mümkün görünmüyor. İlişkilere dair ipucu yine İbn’ül-Ezrak’ta var. Yazar, savaştan sonrasını anlatırken “Sultan, Azerbaycan’a döndü. Ahlat ve Malazgirt’e valiler tayin etti. Böylece buralar Mervanoğulları’nın elinden çıktı. Bugüne kadar Sultanın emri ile bu yerle ıkta olarak verilmektedir” diyor. Eğer Merwaniler Alparslan’ın ordusuna 10 veya 14 bin Kürt askeri verdiyse zaferden sonra Sultan niye onları cezalandırsın ve şehirlerini ellerinden alsın? 

Ayşe Hür'ün yazısının tamamını okuyabilirsiniz.