Ayşe Böhürler kazandı çünkü...
Böhürler'in şu söyledikleri; "genel doğrular" konusunda onunla "mutabık" olduğumuzu "belgeler"...
Yok yok, hayır...
Kendimize "övünç" payı
çıkarmayacağız...
Ayşe Böhürler'in
SABAH için söylediklerinin bizi haklı
çıkarması "mutlak doğru" olduğumuzu
göstermez...
Ama...
Böhürler'in şu söyledikleri;
"genel doğrular" konusunda onunla
"mutabık" olduğumuzu
"belgeler"...
Ve...
Biz bu mutabakattan "mutluluk
duyuyoruz"...
Ayşe Böhürler Yeni Şafak'taki köşesinde
bakın ne diyor:
Sabah gazetesinin foto galerisinde de bu resimlere yer
verildiğini gördüğümde ise olayı çok yadırgadım. Erkek okuyucuyu memnun
ettiğine emin olduğumuz bu resimlere biz kadınların
cevabı ise tek kelime ile yuh oldu!
Bu konu muhafazakârlara has hassasiyetler bir tarafa,
bir kadının
çıplak bedeni üzerinden daha çok tıklanmaya tevessül etmek,
çıplaklık satar ilkesine boyun eğmek ve en önemlisi de bir
zihniyetin kendisi ile çelişkisinin bir boyutunu ortaya
koyuyor.
Gazeteleri
erkek okuyucuya göre dizayn eden bir medya anlayışı
korunduğu sürece (ki herkes gidiyor bir tek onlar korunuyor)
değişim umut taşımıyor.
Demek ki neymiş?..
Hem "muhafazakâr" kulvarda koşup
gerçek muhafazakârların şeritlerini işgal
edeceksiniz...
Ama hem de bırakın" muhafazakârlığa
yakışmayı"; bir "kitle gazetesine de asla
yakışmayacak" pespaye yayıncılık yapacak ve buna rağmen
zerrece utanmayacaksınız...
İşte o olmaz...
Bu ilkeli duruşuyla ve SABAH'a haddini
bildirmesiyle Ayşe Böhürler kazandı...
NOT: SABAH, "muhafazakâr" duruş sergileyecek,
muhafazakâr Medyanın şeridinde koşacaksa; "Arka Sayfa
Güzeli" teşhirciliğinden
vazgeçecek...
"Arka Sayfa Güzeli"
teşhirciliğinden vazgeçemeyecekse; Hürriyet, Milliyet,
Vatan ve Gazete HT ile aynı şeride geçip
yarışacak...
Yani...
Travesti gazetecilik yapmayacak...