Ayşe Arman'ın Tunç Soyer röportajı Cem Küçük'ü çok kızdırdı
Türkiye yazarı Cem Küçük, Tunç Soyer'le röportaj yaparak bunu köşesine taşıyan Ayşe Arman'a yüklendi. Küçük,Arman'ın Nurettin Soyer'in aklanmasına müsaade ettiğini iddia etti.
Türkiye yazarı Cem Küçük, Tunç Soyer'in medyadaki savunucularının ve ilişki ağının herkesi şaşkına çevirdiğini söyledi. Gamze İlgezdi, Soner Yalçın, Uğur Dündar gibi isimlerin Soyer'i desteklediğini söyleyen Küçük," Peki Tunç Soyer'in en son avukatlığını yapan kim? Kim olacak, Hürriyet'ten Ayşe Arman. Hani para karşılığı röportaj yapmasıyla meşhur şu Arman." dedi.
Arman'ın Soyer'le röportaj yapmasında herhangi bir sorun olmadığını söyleyen Küçük, Ayşe Arman'ın tarafsızlık gibi yaparak Nurettin Soyer'in aklanmasına müsaade ettiğini iddia etti. "12 Eylül savcısı; Ayşe Arman ve Hürriyet üzerinden aklanıyor. Tunç Soyer'e resmen PR çalışması yapılıyor. " diyen Küçük Hürriyet'in ruhunun aynı olduğunu söyledi.
Böyle ilişkiler ağı
Dallas'ta yok!
CHP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer
bugünlerde çok konuşuluyor. Malum Tunç Soyer 12 Eylül Savcısı
Nurettin Soyer'in oğlu. Tunç Soyer aday olduğundan beri kamuoyunda
çok ciddi bir tepki var. İlk tepkilerden biri Başkanımız
Erdoğan'dan geldi. Başkan Erdoğan Tunç Soyer'in adaylığıyla ilgili
aynen şunları söyledi: "Hiçbir zaman sandıktan çıkan iradeye saygı
duymamıştır. CHP hiçbir zaman millî iradeye saygı duymamıştır. CHP,
Türkeş ve arkadaşlarını 12 Eylül'de en ağır işkencelere maruz
bırakarak idamla yargılayanların mirasçılarını yeniden vitrine
çıkarıyor." Erdoğan, CHP'nin hiç değişmediğini bu cümlelerle
vurgulamış oldu.
Peşinden Devlet Bahçeli, Soyer'in adaylığıyla alakalı çarpıcı
cümleler kullandı. Ülkücü kimliği taşıyan hiç kimsenin bu durumu
kabul edemeyeceğini söyleyen Bahçeli şu ifadeleri kullandı.
"Devrimci olan hiç kimse de bunu kabul edemez. Ancak 12 Eylül’ün
bir avuç yandaşı bunu kabul eder. Siz kalkacaksınız, 12 Eylül’ü
yargılayacaksınız, apoletlerini sökeceksiniz. Şimdi kalkıyorsunuz
onların savcısının oğlunu aday yapıyorsunuz. Bunun izah edilmesi
lazım."
Tunç Soyer'in İzmir adaylığı konusunda bence en iyi yazıyı Akşam
gazetesinden gerçek bir entelektüel olan Vedat Bilgin yazmış. Şu
satırlar meselenin ruhunu özetlemeye yetiyor:
"27 Mayıs darbesi ile 12 Eylül darbesi de diğerleri de mahiyet
olarak aynıdır, darbelere karşı tavır almak darbelerin ruhuyla,
onların siyasal mirasıyla hesaplaşmayı zorunlu kılmaktadır. Bu
sebeple 12 Mart’ta cuntanın merkez komite üyesi darbeci General
Muhsin Batur’u Meclis’e taşıyan CHP’nin yaptığı yanlış 27 Mayıs’la
ideolojik hesaplaşma yapamamanın uzantısıdır. 12 Eylül’den lafzi
olarak bu kadar şikâyet eden CHP’nin ‘işkence timi C-5’ diye
bilinen bir çeteyi yöneten savcıyla akrabalık ilişkisini siyaseten
sürdürmesinin o işkencelerin hedefinde MHP’li gençler olması
sebebiyle durumu mazur gösterebilir mi, bu durum 12 Eylül
işkencecilerinin ‘solcu’ olması için kanıt olabilir mi?"
Görüldüğü üzere babasının mirasına sahip çıkan Tunç Soyer'in
adaylığını kabul eden sağ, muhafazakâr, milliyetçi kesimden tek bir
kişi bile yok. Sayın Bahçeli'nin ifadesiyle devrimci kesimden de
kimse bunu kabul edemez. Elbette babası Tunç Soyer'i bağlamaz ama
babasının mirasına sahip çıkarsa orada sorun var demektir. Medya
Kritik'te kaç gündür Fuat Uğur'la beraber Costa Gavras'ın 1989
yapımı ünlü filmi Müzik Kutusu'ndan bahsediyoruz. Filmde bir kadın
avukatın İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra babasının Macaristan'da
Nazilerle beraber işlediği suçları incelemesi anlatılır. Başta
babasının masum olduğunu düşünen kadın avukat, gerçeklerle
karşılaşınca babası aleyhine duruşmalara katılır. Devamını
heyecanınızı kırmamak için yazmıyorum. Filmi izleyerek
öğrenebilirsiniz. İşte Tunç Soyer'i açmaza sokan ve kamuoyunu ikna
edememesinin sebebi babasının mirasına sahip çıkmasıdır.
Tunç Soyer'in medyada öyle savunucuları var ki, insan ilişkiler
ağına şaşırıyor. Tunç Soyer'in adaylığını CHP Parti Meclisi'nde en
çok destekleyen kişi Gamze İlgezdi. Rezidanslar kraliçesi olan
hanımefendi çeşitli iddialarla ilgili olarak Ataşehir Belediye
Başkanlığı'ndan alınan Battal İlgezdi'nin eşi. İş bununla sınırlı
değil. Topa ilk giren FETÖ'cü Karşı gazetesiyle 17-25 Aralık'ta
adamları üzerinden iş birliği yapan ve bilerek ve isteyerek FETÖ'ye
yardım ettiği iddiasıyla yargılanan Sözcü paçavrası yazarı Soner
Yalçın. 20 Aralık 2018'de "Suç Neymiş" başlıklı bir yazı yazarak 12
Eylül savcısı Nurettin Soyer'i akladı pakladı. Nurettin Soyer'i
FETÖ'cüler sevmezdi diyerek olayı sulandırdı.
Ardından topa Uğur Dündar girdi. 30 Ocak'ta yazdığı yazıda İyi
Parti'nin Tunç Soyer'in adaylığına karşı olmadığını belirtmiş. İyi
Partili dediği de kontrollü darbe lafını dolaşıma sokan Aytun
Çıray. Dündar hızını alamamış, Soyer'in adaylığının tüm İzmir'de
sevinçle karşılandığını da yazmayı ihmal etmemiş.
Peki Tunç Soyer'in en son avukatlığını yapan kim? Kim olacak,
Hürriyet'ten Ayşe Arman. Hani para karşılığı röportaj yapmasıyla
meşhur şu Arman. Diyeceksiniz ki, Tunç Soyer'le söyleşi yapamaz mı?
Elbette yapabilir. İzmir'in sorunları, çözüm önerileri vb.
konuşabilir. Aynen Nihat Zeybekci'yle yaptığı gibi. Ama Arman öyle
yapmıyor? Söyleşinin daha başında suret-i haktan görünerek Tunç
Soyer'e babasıyla ilgili gollük sorular sormuş. Tarafsızlık gibi
yaparak Nurettin Soyer'in aklanmasına müsaade etmiş. Ayşe Arman,
Aslı Baş cinayetinde de bunu yaptı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun
2017'deki adalet yürüyüşünde de. Ee hani Hürriyet değişmişti? 12
Eylül savcısı; Ayşe Arman ve Hürriyet üzerinden aklanıyor. Tunç
Soyer'e resmen PR çalışması yapılıyor. Hürriyet'in sahibi değişmiş
ama ruhu aynı.
Bu tuhaf ilişkiler ağını ve Tunç Soyer'in medyadaki destekçilerini
görüyorsunuz, sevgili okuyucular. Hep aynı kişiler. 12 Eylül'de
ülkücülere zulmedenleri aklayanların hepsi 12 Eylül kafasındaki
kişiler. Darbecilerin ekmeğine yağ sürdüklerinin farkında bile
değiller. Sorsanız hepsi 12 Eylül'e karşı. Eğer karşıysan 12 Eylül
darbesinin savcılarına da karşı çıkarsın. Darbeci sizdense
alkışlarsınız.