Ayşe Arman'ın kabir azabı
Valla öyle böyle bir dert değil onunki... Hani iki ucu şeyli değnek hesabı...
GAZETECİLER.COM - Öyle bir dert ki...
"Sırrı" saklasa bir dert...
"İfşa" etse daha büyük bir dert...
Bir insanın kalabileceği en kötü durum!
Neden mi?
Düşünün ki öyle bir şeye tanık oluyorsunuz ki
söylediğinizde bir aileyi yıkabilirsiniz, söylemezseniz en yakın
dostunuza ihanet etmiş olursunuz.
Daha da açalım mevzuyu...
En yakın arkaşınızın kocasını bir başka kadınla öpüşürken
görseniz ne yaparsınız?
Ayşe Arman işte böyle bir olayın tanığı... Kabir azabı gibi bir
manevi işkencenin içinde... Arkadaşına söylememiş tanık olduğu
olayı ama köşesinden cümle aleme ilan etmiş... Onun kaleminden
aktaralım mevzuyu:
"Havaalanındayım. Pasaport kuyruğunun önünde birbirinden
kopamayan.
Vantus gibi öpüşen. Aynı anda ağlaşan, durup
durup sanlan bir çift görüyorum.
itiraf etmem gerekirse, romantik ve sempatikler...
Kadın, adamın her yerinde. Sadece kollanyla değil,
uzun bacaklanyla da sanlıyor adama.
(...) Yine itiraf etmem gerekirse, adamda aynı samimiyeti
görmüyorum, biraz hesap var hareketlerinde sanki, kadın daha doğal;
evet kadını yolcu ediyor, belli ki kibar olmaya çalışıyor, ama
biraz da, "Hadi güzelim amma uzattın!" der gibi
bir havası var.
Ve kadere bakın ki, saniyenin onda birinde adamla göz
göze geliyorum.
O da ne! Ben onu tanıyorum! A aaaaa! Genç kadınla
havaalanın ortasında yiyişen benim üç çocuklu bir arkadaşımın
kocası.
Ne yapacağımı şaşırıyorum.
(...) Yanlış zamanda, yanlış yerdeydim.
Kafamı çantama sokuyorum, bir şey arama
bahanesiyle. Öleceğim utancımdan.
Aklımdan ilk geçen, yakın bir kadın arkadaşımı arayıp
paylaşmak. Yapamıyorum, elim varmıyor.
Onun yerine sevgilimi anyorum.
Dünyanın en şahane adamı olduğu için, aklımı okuyor,
"Böyle şeyler söylenmez biliyorsun değil mi?"
diyor, "Görürsün ve unutursun." "Evet.
Gerçi ölüyorum birilerini aramaya ve dedikodu yapmaya. Ama yapmam
merak etme" diyorum.
Kimseyi arayamadım, söyleyemedim.
Arkadaşımı da uyaramadım.
Ama içimde ukte kaldı: Doğrusu nedir?
Ne yapmak gerekir?
Söylenmeli mi?
Söylenmemeli mi?
Yazının tamamı